bir akvaryum dolusu balık. küçük okyanuslarının egemeni olmaya çalışıyorlar. yaşamak için yemeleri gerekiyor.lakin doyma duygusunu bilmedikleri için yiyerek ölme tehlikeleri var. (bkz: yedi ölümcül günah)bu yüzden yemlerini uygun dozda sunmanız ve artan eksilen sayıları ile bu dozu ayarlamanız gerekiyor. doyma duygusunu bilmemeleri acıkma duygusunuda bilmemeleri ihtimalini getiriyor. fakat acıkmayı biliyor iseler neden doymayı bilmiyorlar peki. ne olursa olsun atılan ilk yeme üşüşüyorlar hemen. dozunda bırakmalı..kimileri, yem verirken onlarla konuşmalı diyor.. babanız geldi kuzucuklarım, çokmu acıktınız bakiim siz.. gibi..
akvaryum bulunan bir evde istisnasız tüm aile fertlerinin ortak zevki balıkları yemlemektir.her aklına gelen kimin ne zaman yemlemiş olduğuna dikkat etmediği ve bu önemli hususla nedense ilgilenmediği için garip ve komik bir karmaşa ortamı doğar. tabii ki bu durum balıkların zararınadır, filtre ne kadar çalışırsa çalışsın su hiçbir zaman temiz görünmez, obezite amerikan halkı için olduğundan daha büyük bir sorun haline gelir. aynı durum su kaplumbağaları için de söz konusudur (üstelik onlar oburlukta balıkları dahi geçerler) ben şahsen evde sürekli birileri onlara mama verdiği için kendi balıklarımı ve kaplumbağalarımı yemlemeyi (bu kelimeyi sevmiyorum) mamalamayı bıraktım. onların sağlığı ve mutluluğu adına kendimi bu büyük zevkten mahrum ediyorum. ühü ühü (bkz: sen neymişsin be abi)
yapilmasi en hoş olan eylemlerden biridir. alırsınız elinize yemi verirsiniz keratalara hapur hubur dalarlar hemen. sonra bu yem verme isteği sizde oyle guzel duygular uyandırır ki, canınız ne zaman sıkılsa gidip baliklarinizi yemleyesiniz gelir, yemlersinizde hemen. daha sonra ise o duygu dolu anlar geride kalir, bilim adami ruhunuz ortaya cıkmaya baslar ve yem yerine ekmek atarsiniz suyuna balikciklarin, akabinde beyaz peynir buda yetmez birde kola kolim suyuna keratanin dersiniz, sonra bide ne göresiniz sizin sevgi dolu balikciklarinizın midesi gaz yapmiştir catir catir catlamiştir, tersten bakarlar size hareketsiz bir sekilde. işte budur baliklari yemlemek işte budur sozluk.
iki üç bira ya da duruma göre tekila ısmarladığınız aptal sarışın sizden daha paralı ve façalı ama kesinlikle daha zeki değil (bkz. teselli) bir yakışıklı ile takıldığınız bardan ayrılırken hissettiğiniz.
