Gelişmemiş ülkelerde çok rastlanan insan modelidir. Nitekim anne sütünden sonra en faydalı besin olan balık mevzu bahis ülkelerin vatandaşları tarafından yenilmez ve sağlıksız , zeka seviyesi düşük bir millet olunma yolunda hızla ve hızla ilerlenir.
balık kokusu duyduğunda sanki başka bişey kokusu almış gibi suratını buruşturan; evde balık piştiğinde sanki herkes ona bağlıymış gibi artislenip ''ben dışarıda yerim'' diyen insandır.
denizden babam ciksa yerim lafindan haberi olmayan insandir. hayatin buyuk zevklerinden birinden haberi olmayan, abi ben cok serseriyim ayagina yemek secmeyi bir sey sayan, rakiyi da adabiyla icemeyen kisidir. yaziktir.
insandır. herkes her şeyin tadını beğenip yemek zorunda değil ki, balık yiyenler ve yemeyenler diye bir ayrıma gitmeye gerek yok yani. ayrıca karadenizli olup balıktan nefret eden insanlarda * mevcuttur şu dünyada, şaşırılacak bir şey değil bu.
kılçıklarıyla uğraşmayı sevmeyen insandır belki de. tadı da o kadar güzel gelmez muhtemelen. zeka olayını da halleder bir şekilde; balık yiyenler rahat olsun..
dedelerden-ninelerden duyulduğu üzere, eskiden çerkezlerde bolca bulunan insan çeşidi.
şöyle anlatmaya çalışayım. büyük sürgün zamanı aç-açık sefil halde kafkasyadan gemilere doldurulan sürgün insanlardan bir kısmı gemilerde ölmeye başlar. ve ölenler de görevliler tarafından (görevli garip oldu burda ama) denize atılmaya başlanır. çoluk çocuğu, anası babası gözünün önünde balıklara atılan sözz konusu kişiler ömürleri boyunca balık yememişler (bu bi genelleme tabi) ve bunu yeni nesle de aşılamaya çalışmışlar.
şimdi kaldı mı bu? tabi ki hayır. çoğu şeyin unutulduğu gibi o günler de unutulmuştur..
balık yiyen insanlar gibi zeka seviyesi yüksek olamayan insanlarmış! sözlük sağolsun böyle birşey de öğretti bize.
ama önce bir araştırmak lazım değil mi fosfos sadece balıkta mı bulunur, zeka seviyesinin gelişmesi için ne gibi besinler gerekir...fosfordan beyni kilitleyip böyle entariler girmemek lazım.
rakı balık olayını hayatı boyunca tadamayacak insandir. *
zaten böyle tipler genelde denizden çıkan hiç bir canlıyı yemeyeceği için midye bira gibi harika bir ikiliden mahrum kalarak hayatlarına devam ederler..
kılçıktan bıkmış insandır ve aslında haklıdır bu balık denilen meret her yeri kokutur sonra bu balığın derisini falan ayırırsın sonra kalan et ufacıcıktır yani emeğinin karşılığını alamazsın.
hayatı boyunca değil de belli bir döneminden sonra balıkla arasına mesafe girmiş insandır. hayatımın ilk 25 senesinde haftada en az 3 kez balık tüketen ben son 4 senedir 3 ay yemesem aramam modundayım. ha karides, kalamar, midye, sübye gibi deniz mahsüllerine bakış açım hala aynı her türlü yerim ama balıktan fena soğudum.