çocukluk ayrı dünyadır. beyninizde yarattıklarınızla yaptığınız eylemler sizi kah kahraman yapıveriyor, kah kahramanı yere seren kötü adam, kah tüm bu başrol oyunculardan ya da kötü adamdan dayak yiyen zavallı.
omega 3 ü bünyesinde bolca bulunduran balık yağı vardır, sarı bocuğa benzer. çocukken haylazlık kanına işlemiş afacan olan çocuk, arkadaşının gazına gelir bir gün:
necmi: zihni, bizde balık yağı var, içelim mi? zihni: ne işe yarar ki o ? necmi:içinde bolcana vitamin varmış. hem de seni süper güçlü kılıyormuş. zihni:deme yaw ? necmi: dedim bile. gel hele deneyelim. gör bak, kendini nasıl güçlü hissedeceksin.
ilaçlar içilir. beş ya da on dakika odada oturulur. gözler birbirine kaçamak ama gülümser şekilde değer. haylaz olan arkadaşın fettanlığı tutar için için. yerinde duramaz ve bir hışımla kalkar ayağa:
zihni: yürü, gidiyoruz. necmi: nereye? zihni: adam dövmeye. necmi: niye adam döveceğiz ki? zihni: ilacı deneyeceğiz. kendimi çok güçlü hissediyorum. sanki kaslarıma ayrı bir güç, ayrı bir can geldi. necmi: ...
bir şey demek ister ama biraz korkunun biraz da heyecan ve karşı tarafa duyulan hayranlığın etkisi ile nutku tutulur. düşer zihni'nin peşine. çocuklar kendilerini sokağa atar. gözlerine kestirdikleri çelimsiz, çiroz olan çocukların önünü keserler. zihni kendinden emin bir kaçını pataklar, tartaklar.
zihni: söyle bakalım, en büyük kim? dayak yiyen gariban: sensin abim, sensin... gözünün yağını yiyeyim vurma. zihni: de get şimdi. bir daha buralardan geçerken bana selam vermeden geçme! dayak yiyen gariban: ... ( korkup kaçar. ) zihni: bunlar benim dişimim kovuğuna gitmedi. daha okkalılarını istiyorum. necmi: yaw zihni yeter bu kadar deneme, haydi gidelim eve. zihni: seni tırsak. ben üç adam hallettim, sen daha bir adamda bile siftah etmedin. rezil!
yoldan o sırada gücü, kuvveti yerinde olduğu belli olan bir çocuk geçer. ilacın işe yaradığını düşünür içten içe, az önceki eserleri de ona ilham ve inanç vermiştir. bizim sazan kahraman atılır hemen bir adım öne: