arı vız vız vız...
her türlü olanağa sahip olup sonuca gidemeyen kızdır. cesareti yoktur ne bileyim cimridir. karınca misali hep kışa ne bileyim eşsiz bi' duruma saklar. hep sonradan diyerek ağlamayı da pek sever.
ağzı laf yapar, yürüyüşünü yapar, edasını sözünü yapar ama bal yapmaz. vajinasından tattırmaz... belki de tadılacak balı yok. belki de yenmeyecek kadar şekerli veya zehir gibi çok berbat..tadınca kaçacağınızdan korkuyor... korkularında haklı mı lan yoksa?
söz geçmeyen benliğimdeki aşk masalında ekmeğime sürdüğüm tereyağın üstündeki balı esirgeyen sen: hemencecik de böyle egoist bir cümleyle "ben sana vermek zorunda mıyım bee, çalıya sürterim daha iyi" diyerek ne kadar üzüyorsun oysa beni! ne zalimce bir cümle bu yarabbi!.. peki şimdi ben sana ambargo koysam, içimden akan şol ırmaklarları kessem, güzellere parmak doğratan simamı, gül cemalimi senden esirgesem ne yapacaksın, hıı ? işte o zaman; 4 tarafı denizlerle çevrili coğrafyanda, denizden kıyıya doğru gelmekte olan hüseyin üzmez'e bile ivedilikle elini uzatır, kıyıya çekersin bir hışımla! işte öyle azarsın yaa!
güzel konuşup, güzel edalanıp, hakkında düşünülen önyargılı şuh istekleri yerine getirmeyen afet:
ne yapayım, ben mi yapayım senin görevini şimdi, haa? bal yapmadığın peteklerin gözeneklerini gözyaşlarımla mı doldurayım şimdi. benden aldığın o bin bir çiçek poleni harmanlasan ve balını içime akıtsan, inan; dünya sen kraliçe arının anteninin üzerinde dönecek!
bal yapan erkeğin sevgilisidir üşeniyordur.
ama benim adım bal böceği bekleyemem ben bu geceyi, gelir de koynuna girerim ama sonra da batırırm iğneyi.*
(bkz: sözlükte bal yapan kızlar da var hacu)
kraliçe kızdır ya da kendisini öyle varsayar, etrafındaki işçi arılar kendisini korur, kollar, onun yaşamı için kendilerini feda eder, seçtiği bir erkekle ürer.