Gece 12de ulaşım araçlarının bitmesi en büyük sorunudur bence. Onun dışında simiti olsun, özerhisar ayranı olsun harikadır. Bu arada bandırma il olmayacak göt kadar yer lan ne diyonuz siz :D
anlatılan sevmeme nedenleri her şehirde var. hatta insanların öve öve bitiremedikleri istanbul, ankara, izmir hatta antalya çok mu sağlıklı yerler yaşamak için. balıkesirli değilim, sadece bir müddet yaşadım ve deneyimlerin sonucunda diyebilirim ki; her şehrin iyisi de var kötüsü de, mühim olan o şehre bağlayan nedenler.
haydaa vallahi tutamıyorum kendimi yazacağım dediğim neden olmayacak nedenlerdir. hayır sevmemeye nedense evet gayet insanları hoşgörülüdür. orda burda yiyişemediniz diye bağnaz değillerdir. adaba uygun her durumu gayet kaldırabilecek yapıda saygılı bir şehirdir. batıdan bahsediyoruz gidin başka yerlere sıçrayın arkadaşım ! iki laf yediniz diye genllemeyin ayıp yahu!
savunucusu gibi olmayayım diyorum ama; istanbul'da izmir'de her gun sel yuzunden ölen insanların, su basan evlerin haberi varken ve bu konuda balıkesirin goz onunde bu buyuk sehirler kadar altyapı sorunu yokken, olmamısken, bundan bahsetmenin cidden abes kactığı asla sevmeme nedeni olarak görüleceğine inanmadığım olmayan nedenlerdir.. çamur at izi kalsın hesabı oluyor bu. şikayet etmeye yer arıyor olabilirsiniz ama giden görenler bilir ki gayet güzel ve altyapısı da oluşturulmuş bir şehirdir. gelişmektedir.
gece kız arkadaşınızı yada arkadaşlarınızı alıp barlara gidebilirsiniz cambaz bar, sweet limon bunlara örnektir. akşam 10 da açılıp gece 2 ye kimi zaman 3 e 4 e kadar açık kalan yerlerdir.
beyaz şahinliler her yerde vardır. istanbulda gece tek başına gez ordada laf atarlar kavga çıkar normaldir bunlar sadece balıkesire özgü şeyler değildir. balıkesiri sevmeme nedeni olarak ööğrencileri ve yerli halkı derseniz onu anlarım aslında. yerli halkı sorunludur biraz öğrenciyseniz ev bulmak hiç kolay değildir öğrenciler ise pek aktif değildir. ancak esnafı iyidir balıkesirin.
altyapısı berbattır kendi belediyesinin önü yağmurda nehir gibi olan bir şehirden altyapı beklemek abestir aslında.
ismi zamanında karesi olarak geçer. o zamanlar bol göllere sahip denizin iç taraflara kadar yanaştığı bir konumdayken sonradan deniin çekilmesi kuraklık nedeniyle bu ismi almasını sağlamıstır. ani cekilmeden doğan sonuctur benim bildiğim kadarıyla. ismi bir garip değildir, anlamlıdır.
balıkesiri sevmeyen adam aslında hiçbir şehre layık değildir. düzenli yapısı o simitleri, yardımsever insanları, genç nüfusun diğerlerinden ayrılmış herkesçe sevilen halleri, iki ana çarşı caddesi ve burlarda oluşan kalabalığın birbirine aşinalığı bile yeter. bandırma falan kendini ne sanıyor bilemem ama ilçedir arkadaşlar. güzelse balıkesirden olduğu içindir. körfezi başka tatil yörelerinde bulamayacağınız kadar güzel bir denie ve antik yapıların hakim olduğu çarşılara sahiptir.
gündoğan sokakları. neyse ki kurtuldum. ama bilal abinin tostu da unutmamalı, sevgiyle yemeli varsa oralarda olan yarın benim için bir bol salçalı yesin.
balıkesir'in sevilmeme nedenlerinin başında bence insanları yatıyor.
bir örneği dolmuşlardan vermek istiyorum. dolmuşta şu parayı uzatabilir misin yerine şu parayı uzat bakam demeleri insanı çileden çıkarıyor.
hiç unutmam bu şehre geldiğimin ikinci gününde bir belediye otobüsünde yana kaymadı diye kavga çıkmıştı ama öyle böyle değil. adamların yaşları altmış civarında. bir iki yumruktan sonra ayrıldılar ama o zaman da söz dalaşı başladı. ikisinin de ne annesi kaldı, ne eşi... daha ikinci günü anladım balıkesir'i.
bir de anlayamadığım batının ortasındaki bu şehirde, bu gelişmemişliğe rağmen insanların balıkesir için ne kadar gelişti ya böyle demeleri. gelişmemiş hali nasıl bilmiyorum artık.
neyse sonuç olarak üniversite olarak başka şansınız varsa balıkesir'i tercih etmeyin ama emekli olarak düşünülebilir.
balıkesir aslında genel olarak şirin bi yerdir. ancak saat 9 dan sonra hayatın durması, gidip kız arkadasınla içki içebileceğin bi yer bulunmaması, herkesim 'ben asarım, ben keserim!' edasında kendini ufak mafya zannetmesi, geceleri karanlık olan heryerin tehlikeli olması, sokaklarda doğan görünümlü şahinleriyle en az 4 lü grup halinde gezen ve herkese laf atmaya müsait abazanların olması, şehir merkezini yürüyerek 10 dk da gezebilmek, ve her an bir tanıdıkla karşılaşıp, yalandan hatır sormalar ve sahte gülümsemelere maruz kalmak zorunda olma insanı bu şehirden biraz uzaklastırıyor.