bakmak değil, kesmek değil, kesişmek değil, bakışmaksa!
başlangıçta ara ara, gizliden gizliye, etraftan hatta kendinizden bile çekinerek şöyle bakışıp kaçışmlar, göz kaçırmalar, bi an dokunmak gibi, bi tüy var da yok gibi, ilk hal, ilk yaz, ilk gençlik, baharın ilk günleri, uçuşmalar, hafif hafif mide krampları, su çiçeği çıkaran bir çocukta gözlerinin içine bile su çiçeğinin atması,göz akında kızarmalar, bi şeyleri hayal etme, hayalen yanında olma, aynı yastıkta, tv. karşısında kıvrılmış, öyle, öyledir mi bilmem bazen bunu bile bilmeyiz...
dışarda gözlük kullanmadığım için uzun zamandır baya varlığını unuttuğum eylem.
neyse akşam üstü bi yandan çalışır bi yandan kafa dinlerim diye evime yakin bi kahveciye gittim. bi ara kafami kağıtlardan kaldirinca adamin biriyle göz göze geldik. eli yüzü düzgün sıradan normal bi adam. başta dikkatimi çekmedi. oturmuş beni izliyor. rahatsız oluyorum ama hiç üstüme alinmak degil niyetim. bi kaç kez yokladım başkasına mı bakıyo, acaba daldı mı, gözü mü bozuk diye. o kadar uzağım ki muhabbetten. neyse gülümsemeler falan başlayınca sadri alışık selamımı çakıp uzaklaştım.