bakışmak

    12.
  1. elden kaçmak üzere olan bir aşkın kuyruğundan yakalamak için son kez can çekişmek..
    12 ...
  2. 27.
  3. her zaman iyi olmayabilir.

    +ne bakıyosun ulan?
    -sana ulan bakarım bakmam, gözlerim sana mı soracak.

    bazen çok romantiktir.

    +ahmet öyle güzel bakıyorsun ki aşkım.
    -senin de bakışların kalbimi titretiyor bebeğim.

    bakışmak bazen sekstir.

    +aşkım bakışların deli ediyor beni.
    -sevişelim hemen o zaman.

    bazen hiç bir şey ifade etmez.

    +ne len bu karnenin hali?
    -bilmem.
    +sen öyle boş boş bak zaten angut.

    ve bakışmak bazen öküzün trene duyduğu karşılıksız aşktır.

    bana da böyle gereksiz bir entry girdirir sabahın en kör vaktinde.
    7 ...
  4. 3.
  5. aşkın yalın hali, ilk hali, en saf hali....
    6 ...
  6. 6.
  7. bakmak değil, kesmek değil, kesişmek değil, bakışmaksa!
    başlangıçta ara ara, gizliden gizliye, etraftan hatta kendinizden bile çekinerek şöyle bakışıp kaçışmlar, göz kaçırmalar, bi an dokunmak gibi, bi tüy var da yok gibi, ilk hal, ilk yaz, ilk gençlik, baharın ilk günleri, uçuşmalar, hafif hafif mide krampları, su çiçeği çıkaran bir çocukta gözlerinin içine bile su çiçeğinin atması,göz akında kızarmalar, bi şeyleri hayal etme, hayalen yanında olma, aynı yastıkta, tv. karşısında kıvrılmış, öyle, öyledir mi bilmem bazen bunu bile bilmeyiz...
    4 ...
  8. 14.
  9. 44.
  10. Bu kadar pasif bir eylem nasıl bu kadar yoğun bir enerji içerir anlamıyorum. Allahın varlığına delalet..
    4 ...
  11. 15.
  12. 35.
  13. 20.
  14. 5.
  15. konuşmadan, tokalaşmadan mesafeleri gözlerle aşmak, gözlerle anlaşmak.
    4 ...
© 2025 uludağ sözlük