bakteri

    8.
  1. çok hızlı ürerler.
    1-2-4-8-16-256-65536.... oha, sayılamıyor bile lan...
    3 ...
  2. 19.
  3. kökünü kurutmak imkansızdır.
    2 ...
  4. 14.
  5. moneraları oluşturan tek hücreli mikroorganizmalardır.
    2 ...
  6. 24.
  7. Bakterilerle ilgili onemli bir yazi...

    Bağırsak bakterileri iş başında mı?

    Bağırsaklarımızdaki bakteriler, belki de farkında olmadığımız kadar hayatlarımızı kontrol ediyorlar.

    Nature Dergisinde yayınlanan son buluşlar, bağırsak baterileri ve farelerdeki multipl skleroz arasında
    bir bağlantı olduğunu açıklmakta.

    Ayrıca araştırmalarda, bağırsak bakterileri ile obezite, depresyon
    ve daha da fazla başka rahatsızlıklar arasındaki ilişki incelenmektedir.

    insan hakkında yapılan çalışmalarda, bağırsaklarımızdaki bakterinin rolü yediklerimizi sindirmenin
    çok daha ötesinde olduğunun ipuçlarını vermektedir.

    Kolorado Üniversitesi'nden Rob Knight şöyle açıklama bulunuyor:

    ''Obezite açısından insanı incelerken, obezlerin bağırsaklarındaki bakteri çeşitlerinin sayısında farklılık gözükmektedir. Obez insanlardaki bakteri sayısı, sağlıklı insana göre oldukça düşük.''

    Araştırmacılar ayrıca, obez fare yavruları ile normal kiloda olanlar arasında bakteriler açısından farklılık olduğunu görürler.
    Bir deneyde, araştırmacılar, obez bir farenin bağırsak mikropları, kendisine verilen bir parça yiyecekten, obez olmayan fareninkine göre daha fazla kalori elde ediyor. Bu da obez olan farede, olmayana göre daha fazla vücut yağı oluşturuyor.

    Fakat daha garip olan şey,farklı mutasyonlu bir fare çeşidinde obeziteyi oluşturan bağırsak mikroplarının,
    obez fareden başka bir fareye aktarılması ile obez olmayan farenin daha fazla yemesi.

    Knight:

    ''Onlar yiyeceklerden enerji almak konusunda pek iyi değiller. Anlaşılan onlar sadece daha açlar. Beynimizden çok, vücudumuzda daha fazla mikrobiyal hücre vardır. Örneğin; iş bir restorantta yemek siparişi vermeye gelince onlar sizi yenerler.

    Eğer bağırsak hücreleri, farenin beynine ''daha fazla ye'' diyebiliyorsa, bunların beyin üzerinde başka etkileri de olabilir mi?

    Araştırmacılar bu sorunun cevabını ''evet'' olarak buldular.

    Kinght açıklamaya şöyle devam ediyor:

    ''Şimdi konakçı (zararlı ya da zararsız başka bir canlıyı parazit olarak barındıran canlı organizma) davranışlar üzerinde bağırsak mikrobiyal topluluğunun direk etkilerini görmeye başladık.''

    Deneyler göstermektedir ki; normal bağırsak mikroplarına sahip olan farelere göre, bağırsak mikroplarına
    sahip olmayan fareler, ne kadar hareket ettikleri ve endişeye benzer davranışlarda bulundukları
    konusunda farklılıklar göstermektedir.

    Fareler probiyotik ile tedavi edilirler. Laktobasil bakteriler, tedavi olmayan farelere göre beyinde değişik bir gen ifadesi göstermiş, endişe içerikli davranışlarda ve stres hormon seviyelerinde azalma ortaya koymuştur.

    Etkiler, sindirim sistemine bağlı gözükmeyen hastalıklara kadar uzanıyor gözükmekte.

    Bugün yayınlanan çalışmada, araştırmacıların fare yavruları üzerinde çalışarak, multipl skleroza benzer bir hastalık buldukları anlatılmaktadır.

    Bakterisiz bir ortamda beslenen fare yavrularında hiç bir semptom oluşmamaktadır.

    Ancak, bir kere tipik bir bağırsak bakterisi ortama dahil edildi mi, hastalık başlar.

    Meslektaşı Hartmut Wekerle ile bu çalışmayı yöneten Almanya, Freiburg, Max Planck Enstitüsü imünobiyoloji
    ve Epignetik Bölümü'nden Gurumoorthy Krishnamoorthy şunu ifade ediyor:

    ''Bizim çalışmamızın gerçekten de ortaya koyduğu şey,bağırsak mikrobiyatasının hastalığın ilk safhasında önemli olduğu.''

    Tabii ki, insanların mikroptan arınmış bir yaşam tarzı içinde yaşamaları imkansız.

    ancak, bu konudaki buluşlar, mikrobiyal topluluk insan multipl sklerozunda bir rol oyanabileceğini göstermektedir.

    Araştırma ekibi, şimdi semptomları tetiklemekten sorumlu belirli mikropları araştırıyorlar.

    Eğer sağlıklı bir bağırsak mikrobiyal topluluğu değişik açılardan sağlığımız için önemli ise, obeziteyi ya da bir hastalığı engelleyen bakterileri korumak için ne yapabiliriz?

    ''Bir seçenek, probiyotik kullanmak, belirli bir diyet yapmak ya da antibiyotik kullanımını
    azaltmak olabilir'' diye öneride bulunuyor Krishnamoorthy.

    Ancak, bağırsak bakterilerini, sağlıklı insanlardan hasta olanlara ''fekal-dışkıya ait transsplant''
    yolu ile transfer etmeyi araştırıyorlar.

    Knight: ''Potansiyel oldukça yüksek ama bu potansiyele göre araştırma sayısı nispeten düşük.''

    Clostridium dificil(kalınbağırsakta doğal olarak bulunan bir bakteri) enfeksiyona sahip hastaların durumlarında, %90dan fazla hasta tedavi edilmiştir ve hastaların mikrobiyal toplulukları normal seviyeye getirilmiştir.

    Geniş halk sağlığı implikasyonları ile yapılan ilk çalışmada, geçen yıl bir araştırma, zayıf- kilolu olmayan bireylerden gaita(dışkı) transferi yapılan metabolik sendromlu hastalar arasında insülin hassasiyetinin gelişmiş olduğu tespit edilmiştir.

    Knight son olarak şunu ifade etmektedir:

    ''O zaman soru şu: gaita(dışkı) aktarımlarından yararlanacak acaba başka hangi durumlar olabilir?''

    Çeviren ; AylinER
    Kaynak ; http://www.sott.net/artic...re-Gut-Bacteria-In-Charge -
    3 ...
  8. 32.
  9. Vucut icin zararli ve yararli olanlari vardir. Hicbir ilac etkilesimi ile olmezler sadece kapsul halini alip bir nevi uyku haline gecerler. O nedenle antibiyotik alimlari ile vucutta meydana getirmis olduklari reaksiyonlar sadece belli sureligine geriler. Antibiyotikler sadece kendilerini korumaya almalari icin goz dagi niteliginde kullanilir. Verilen dozun gerekli ve uygun goruldugunden eksik tuketimi bakterinin sadece guclenmesine neden oldugu gibi, vucutta meydana getirecegi tahribat daha buyuk olacaktir.
    2 ...
  10. 28.
  11. Tasavvuf Edebiyatının yapı taşı.
    (bkz: şarap)
    Olmasaydı olmazdı şarap. Edebiyat da bu kadar güzel olamazdı sanırsam.
    2 ...
  12. 25.
  13. Vücudunuzdaki hücrelerin %1'i insan hücreleridir. Geri kalan %99 bakteridir.

    Bu gerçekten mümkün mü?

    Kendi kendinize ''ben bunu Google da araştırsam iyi olur'' diyor olabilirsiniz.

    Google da bulacağınız cevap %90'dır.

    Diğer bir deyişle, vücudunuzdaki her 10 hücreden 9'u bakteri hücresidir ya da en azından mikrobik hücrelerdir.

    Bu %90'lık varsayım içinde bakteriler, arkeler (bakteriler gibi arkeler de çekirdeği olmayan tek hücreli canlılardır) ve garip mantar türleri de yer almaktadır.

    Bu hücreler insan hücrelerinden daha küçüktür ve dolayısıyla toplam kütleleri bizim toplam kütlemiz büyüklüğünde değildir.

    Ama yine de mesela küçük bir köpek büyüklüğündedir. Peki tamam, diyelim ki cevap %99 değil de %90 olsun.

    Vücut hücrelerimizin %90'ının mikrobiyal olduğu görüşü esasen bağırsaklarımızdaki bakteri sayısından kaynaklanmaktadır.

    Gerçek şu ki, bakteriler saçlarımızda, cildimizde ve vücudumuzun içinde ve dışında gelişip çoğalırlar. Bir boşluk, ara, çatlak buldular mı hemen orayı farklı türleriyle doldururlar. (Sadece göbek bölgesinde yaklaşık olarak 4000 tür keşfettik)

    Peki bu bakteriler bizi %99 bakteriyal yapıyor olabilir mi?

    Belki!

    Kimse şu ana dek bunu tam olarak hesaplayamadı.

    Eğer siz yapabilirseniz lütfen bize de cevap yazın.

    Göz önünde bulundurulması gereken başka bir şey de bizim gerçek 'insan' hücrelerimizin bileşimidir.

    Bu hücreler bile kısmen insan hücresidir.

    Birçok ayrı tek hücreli yapının kaynaşmasını göstermektedirler.

    Bunu çikolata ve fıstık ezmesinin bir araya gelip varlığımızı oluşturmasına benzetebiliriz.

    Eskiden hiçbir hücrenin mitokondrisi yoktu.

    Bu hücresel güç merkezleri şu anda beyninizde durmaksızın çalışmaktadırlar.

    Sonra bir gün, tek hücreli bir organizma diğerini içine çekti ve daha küçük olan o hücrenin gücünü de kendine katmış oldu ki, bu güçler arasında nefes alıp verme de vardı.

    Bu hücrelerin torunları, onların ısrarcı genleri şu anda sizin beyninizin çalışmasını sağlıyor.

    ister inanın ister inanmayın.

    Peki bunun hepsi %99'u mu oluşturuyor?

    Bilmiyorum.

    Bu orana yakın, ama matematiksel olarak kesin değil.

    Fakat şurası kesin ki, bizler çok büyük oranla mikrobiyal varlıklarız.

    Bilinçli beyinlerimiz bizlere 'bakterilerden kurtul' dese de; beyin aktivitelerinin gerçekleşmesini sağlayan, cildimizdeki ilk savunma hattını oluşturan, koltuk altımızdaki kokunun ve bağırsaklarımızdaki sindirimin kaynağı aslında bakterilerdir.

    Peki eğer bunu seçiyorsanız kurtulun, kurtulun bakterilerden.

    Ama şunu unutmayın; olur da tüm bakterilerinizden kurtulmayı başarabilirseniz size ne kalacak biliyor musunuz?

    Sadece %1 oranında hücre; sayıları olsa olsa 1 milyar civarında olan minicik hücreler.

    Kaynak : http://www.yourwildlife.o...s-in-your-body-are-human/

    Çeviren : Sıdıka Özemre
    2 ...
  14. 3.
  15. bakter hücre duvarının dışındaki yapılar; flagella, pilus, kapsül, kılıf, saptır.
    bakteri hücre duvarının içindeki yapılar; stoplazma zarı, hücre içi zar sistemleri, mezozom, ribozom, stoplazmik granüller, vakuoller , nukleoidler , plazmidler, spor ve kist yapılardır.
    2 ...
  16. 2.
  17. treponema'lar insanlar için hastalık yapar.bagırsakta, ağız boşluğunda ve insanların, hayvanların genital kanallarında bulunur.
    borrelia' lar insanda nükseden ateş oluştururlar.bit ve kene ile taşınırlar.
    2 ...
  18. 7.
  19. tek hücreli bir yaşam formu, başlı başına bi alem.
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük