her daim müşterisi olduğu , kimse gelmese bile o kesin benden alışverişini yapar dediği mahalle sakininin elinde bim posterleriyle eve giderken görmek.
- sabah sabah siftahsız dükkanına girip adres sorulması,
- mahalle veletlerinin tezgah önünden sakız-şeker araklaması,
- ekmek dolabındaki tüm ekmekler mıncıklanmadan ekmek alınmaması,
- komşu esnafların günün belli saatlerinde tezgahtan leblebi-fındık avuçlaması,
- akşamcıların şişe bira alıp dükkan tezgahının ardında içme talebinde bulunması,
- gezici ekiplerin gece 10:00'dan sonra damlayıp veresiye* marlboro alması.
kağıtta 75 kuruş yazan dondurmayı dolaptan çıkartıp emin olmak için bakkala sorarken;
- abi bu ne kadar?
+ 1 lira.
- haa. tamam o zaman almıyorum.
+ tamam alma. bırak. bırak! eridi hep dondurmalar dolaptan çıkarıyo sonra da almıyo. bırak! amına koydunuz dondurmaların!
adama bişeyler oldu amk artık doldu da bana mı patladı ne olduysa. sanki 1 saat güneşte beklettik. 1 dakika sürmedi. at herif.
parası varken bimden alıp para yokken veresiye yazdırmaya gelen ben gibiler. ama müstahak ipnelere çocukluğumuzda ali kıran baş kesendi mahallelerde bu pezzzevenkler. müşteriye yapmadık terbiyesizlikleri yoktu iyi oldu bu marketler.. acımadığım bi esnaf tipi bunlar beter olsunlar.