yılın belli dönemlerinde bakkallara hayırlı olsun hediyesi olarak verilmiş olması muhtemel aletlerdir. genelinde "arka sokaklar" açık olup bakkalın yüzünüze bakmanızı engelleyici bir konumda olduğundan kendinizi önemsiz hissetmenize sebep olabilir. para üstünü eksik ya da fazla almanızı olası hale getiren sihirli kutu.
dükkandan içeri girer girmez kilitlendiğiniz televizyondur. isterse o sırada bir evlilik programı açık olsun televizyonda, isterse bir maç, istisnasız bir an kilitlenirsiniz.
kendisi müşterinin istediği yarım kilo leblebiyi itinayla tartarken gözü hep bu televizyondadır.
genelde müşteri kapıdan girince arkasında yer alır. gündüz saatlerinde akasya durağı, aşkı memnu veya arka sokaklar izleniyordur. geceleri ve haftasonu maç veya herhangi bir spor müsabakası varsa kesinlikle o açıktır.
olimpiyatlar esnasında 400 metre bayrak yarışında ortamda bulunan spor sevdalısı yancının trinidad tobaggo çok iyi abi, amerikanın hiç sansı yok gibi yorumlarına şahitlik eder.
Çocukluğumun gençliğe geçiş yaptığı döneme denk düşer bu cihaz.
ısrarla, o bir çuval bıyık sahibi adamın "cennet Mahallesi" ni hangi ruh hali ile seyrettiğini merak ettim onca zaman..
hipnotik televizyondur. o anda ne yayınlandığı önemli değildir. bal reklamı olsa dahi hipnotik bir şekilde izletir kendisini. hatta neredeyse hiç televizyon izlemeyen, tez yazmakla meşgul bir öğrenci bile bakkala girince kapılır bu büyüye.
abd ile oynadığımız dünya kupası finali vardı. o turnuvanın yarı finalinden bir anım var. maçı izliyoruz müthiş heyecanlı sırbistan saldırıyor. bizimkiler son saniyelerde 1 sayı farkla geride. tam mola oldu tekele gittim bira almaya, benim gibi insanlar da gelmişler mola esnasında. o sırada maç tekrar başladı son 10 saniye filan oynanacak. lan gelen gitmiyor, milletin yüreği ağzında. o göt kadar tekelde rahat 20 kişi, milletin üzerinde bildiğin ev kıyafetleri var, benim ayakta sikten tahta terlikler güya 2 bira alıp eve dönücem. bütün millet parasını verdiği biralardan bir tanesini açmış son 10 saniyeyi izledik öyle. güzel anıydı benim için. kerem tunçeri 4 saniye kala atmıştı basketi, sonra maç bitti 1 sayı farkla kazanıp finale kaldık tekel yıkıldı bildiğin. yolun üstünde bakkal içinde birbirini tanımayan 20 kişi nasıl sarılıyoruz birbirimize. bir anda marş patladı, yoldan geçen içeri bakıyor filan. tekelci emmi gaza geldi herkese birer karışık çerez hediye etti. o tekelde ki televizyonu ne zaman görsem aklıma o maç gelir hep.