çekirdek alınır gelinir ve tv'de minik kuş beklenir, susam sokağındaki dostluklar örnek alınırdı; oysa şimdi dostluklar da küçücük paketlerde sunulur oldu.
akabinde ceplere doldurulur ve şişkin ceplerle mutlu mutlu dolaşılırdı. isteyen olursa (ki mutlaka olur çünkü cepler şişmiş abi kaçarı yok) verilir ama gıdım gıdım. şimdi günümüzde ne bu hikaye kaldı, ne bu hikayedeki bakkal.
şimdiki çekirdeklere benzemez. tadım bile yerini tutamaz. mahallede tur atıp veya köşe başlarında dedikodu yaparken vazgeçilmezler arasında gelirdi, bardakta çekirdek veya fitil içine doldurulmuş çekirdek...
ceplerimdeki onca çekirdeği, " onlar neden tuzlu biliyormusun? Üstlerine fareler işiyor. Tadı öyle oluyor..." yalanına inanarak; içinden bir tane bile almadan söyleyene vermiştim. Hala içimde uktedir.