çocukluğumuzun olmazsa olmazlarından biridir bakkaldan alınan plastik top. rengarenktir, futbolcu yetiştirir. "hacı, ne plastiği, ben küçükken paso mikasa topla oynadım" diyen arkadaşın da ilk ayağına değen toptur -bu arkadaşın rüyasına ajdar girsin-.
"abi herkes bin lira versin. mahalle maçı için plastik top almamız lazım" denir ve bakkala gidilir. özenerek top seçme işlemi başlar, sibobu en güzel gözüken, en yuvarlak top çekip çıkartılır onlarca rengi barındıran fileden.
sıradaki ise en önemli, en can alıcı ayrıntıdır; top yumurta testi. (bkz: ipana yumurta testi)
her iki yanından sıkıca kavranan top, havaya atana göre kendi ekseninde fıldır fıldır dönecek şekilde (bkz: galileo galilei), yere dik olarak takriben 3-4 metre yüksekliğe fırlatılır. ağırlık merkezinin savrulduğu görünen top yumurtadır.
hayaller yıkılır, bir küfür savrulur, mahalle maçı toprak zeminde başlar ve hem kaleci hem oyuncu olarak hayata devam edilir.
yüzde doksan ihtimalle yaşanandır.
çünkü üzüm üzüme baka baka kararız, o toplar size genelde kese kağıdı ile satılan sarı köy yumurtalarına benzerler.
sonra o yumurta topun üzerine oturursunuz. kırılmaz. zira yumurta oluğu kadar plastik toptur da kendisi. özünden kopmamıştır. ancak siz düzeltmeye çalıştıkça daha da bir yumurtalaşır zira huylu huyundan vazgeçmez.
sekiz on kişi bir araya gelinir, para toplanır, içlerinden biri gider topu alır gelir, büyük bir hevesle bekleyen diğerleri, topun yumurta olduğunu görünce, kıyamet kopar;
*top, o topu alan kişinin kafasına benzetilmek suretiyle, kişi rencide edilir, 'senin kafanı zkiim osman, bu mu aldığın top, kodumuun yamuuuu' şeklinde hakeretler savrulur,
*topu alan osman, çaresizlik içinde kendini savunur, 'başka top yoğudi ooliim, nööörüyüm aminiiim, biriniz gelseydi beniminen' şeklinde herkesi iyice sinirlendirir fakat kendini savunmaktan vazgeçmez,
*içlerinden en çokbilmiş olanı, topu eline alır, yanlarından bastırmak suretiyle son bir çabayla düzeltmeye çalışır ve gerçekte ne kadar mal olduğunu belli eder,
*sonra son çare olarak topluca, topu değiştirmeye gidilir, bakkal amca, evi hemen yukarda olduğu için kesin yemek yiyordur, ya da bakkaldaysa bile, topu değiştirmeye yanaşmaz, yanaştı diyelim, istenilen renk ve yuvarlaklıkta bir top bulunmaz, gün zehir olur, bakkal amca, ana, avrat, bacı, gardaş, kız, kısrak, allah ne verdiyse,, jelatini açılmamış küfürlerle kalaylanır, her halukarda yamuk bir topla oynanır.
topu alan çocuğun arkadaşlarınca çeşitli alaylara konu olmasına neden olabilecek durumdur. alırken dikkat etmek gerekir.
-puhaaa, oğlum bu top yumurta lan!
+yok oğlum hasan amca seçerek verdi bunu.
-oğlum seni kazıklamış.
+harbi lan biraz yamuk sanki!
-senin kafan gibi! puhahahaaaa!
öncelikle o beyaz filenin içinden rengi seni çeken bir tanesini seçersin. iki avcunun içine alıp döndüre döndüre tepeye fırlatırsın.
top sağa sola kayma hareketine mi başlıyor öyleyse sıradakine geçersin.
eğer iyi bir seçim yapamayıp yumurta top aldıysan topa ayak uydurmanın zamanı gelmiş demektir.
yazın alındığında allahın güneşinin altında şirazesi kaymış olan 10 toptan 9 unun aldığı vaziyettir. Kontrol yapıldıktan sonra bile o zamanlar tüketici hakları falan hakgetire bakkal amcaya topu iade-değişim yapamaz, cebimizde de para olmadığından bu topla oynamak zorunda kalırdık. Esas havaya atıp topun yumurta olduğunun anlaşılması değilde o topla kaleye çekilen ve bir türlü kaleye gitmeyen şutları atan çocukların halleri müthiştir. Kokusunu asla unutamam. Plastik topun bahçenin birine girip gül dikenine saplandığında çıkarttığı ses aslında maçın bitiş düdüğüdür. Hemen top infaz edilip ikiye ayrılır ve iki tane miğfer yapılarak mahallede savaşçılık oynama evresine geçilir. 20 sene sonra, bugünlerde ara sokakların birinde 7-8 yaşlarında bir çocuk grubunun o plastik topla oynadıklarını gördüm, flashback'in kralı budur dedim. Bir anda top park halideki arabanın altına kaçtı, eller ve ayaklar küçücük yetişmiyor tabi, abi bir yardım et n'oolur deyince üstümde takım elbise varmış, yerler su içindeymiş dinlemeden arabanın altından topu çıkarttım, ne de olsa bizimde kaçardı abilerden yardım isterdik. Kaçan toplar için abilerden yardım alma geleneğini sürdürdüğüm için çok sevindim şimdi bak.
