Etrafındakilerden de hayatından da açıklama yapmaktan da bıkmış insandır. Arada yapayım diye düşünüyorum da annem ortaya yığılıp kalır. iki gün sonra da müge anlıya çıkıp vesikalık çirkin fotoğraflarımı herkese gösterir diye korkuma yapamıyorum.
çocukluktaki halimdir. bakkala diye çıkardım. sonra para üstüyle bir kaç çikolata alır yerdim. arkadaşlarla konuşurdum. komşularla sohbet ederdim. en sonunda annem bu durumdan yıldı ve kardeşimi yollamaya başladı. (bkz: hey gidi çocukluk)
uzak çookk uzak bi yere kaçmayı isteyenler için pek kolay olmayan bir şey bu. ben fiji'ye kaçmak istiyorum mesela ama evden çıktıktan kaç hafta sonra orada olabilirim bilemiyorum. yakalanmak da hiç işime gelmez yani. bi allah'ın kulu da ışınlanmayı icat etsin ya! her boku buldunuz!
aralarında bakkal kelimesini parola olarak kullanan gizli bir tarikatın üyesi olmaları kuvvetle muhtemeldir. nedense hep bakkal. hiç süpermarkete, tansaş a, migros a gideni olmamıştır. hepsi bakkala gider.
bir de çocuksanız eğer, bu insanlardan olma olasılığı çok daha yüksektir. bakkala diye çıkıp bakkala gidemeden oyunlara dalmak, kavgalara karışmak mümkündür. ya da bakkal sonrası alınanları arkadaşlarla yerken zamanın nasıl geçtiğini anlamayıp kendini komşunun sofrasında bulmak ve anne babanın sokakalarda fellik fellik gezmesine sebep olmak da bunun başka bir sonucudur.
trt'de eskiden oynamış bir filmin konusudur. adı sanırım şahika'ydı. kadın peynir almak için evden çıkıyor ve bir daha geri gelmiyordu. kocası ise onu bulabilmek için çeşitli maceralara giriyordu. 2. dünya savaşı yıllarını anlatan bir diziydi.