çağımızın en ufak zımbırtısına kadar internetten alışveriş yaptığı bir dönemde nesli tükenmek üzere olan çocuktur. bakkalların yerini süpermarketlerin aldığı da hesaba katılırsa bakkal ahmet amcayla küçük burak'ın muhabbeti 90'ların güzel bir anısı olarak kalabilir.
benim gibi duygusal biriyle karşılaşmaması gereken çocuk.dükkanda ne var ne yok kucağına yükleyerek onu sevindirmek paha biçilemez. ama her çocuğa aynı muameleyi yapsak halimiz nice olur.
önceden bakkala bir lirayla girip; çizi, çokoprens, tutku, biskrem, 3 kutu kola, 10 tane sakız, 4 tane de cips alırdık. şimdi öyle mi? her yer güvenlik kamerası.
sicak bir yaz gunu mersindeki milli basketbolcu arkadasimi ziyarete gitmistim onu da alip tatile antalya ya gidecektik tabi ben hazirlanayim diyip eve cikana kadar ben babasinin bakkal dukkaninda hani o sicak mahalle bakkalinda onu beklemeye koyuldum muhabbet derken bizimki gecikti baya babasi ust katta olan evlerine cikip bir bakayim bizim oglana dedi ve sonrasinda dukkana giren kucuk bir cocuk abi elli kurusa ne var dedi. bakindim bakindim yok ulan koskoca devletimizin elli kurusu ile bir bok alinamiyor ve inanin bunun utanciyla cocuga cips kola cikolata seker allah ne verdiyse verdim, gozlerindeki o saskinlikla karisik sevinci hicbir seye degismem. sonra bi yirmi lira biraktim masaya mutlu bir sekilde baktim cocugun arkasindan sanki ben vazgecerim diye kacarcasina hemde yiyerek uzaklasmasini seyrettim. birde baktim ki benim yirmi liranin yaninda bir de elli kurus var, onu da birakmis cocuk...
yoktur. genelde, bir şey alıp bakkala 50 kuruş uzatan, bakkaldan ' sittir la ibnenin eniği, oğa paran yetmiyo, git şu kötü şokolatlardan al' karşılığını gören çocuk vardır.