okan bayulgen'de performanslarına denk geldiğim yeni kasa rock grubu. rock demeye de gönlüm el vermiyor vasatın altında bir kafaya sahip oldukları çok belli arkadaşların. bu şekilde coverlarla bir yerlere gelmeyi planlıyorlarsa büyük yanılıyorlar.
belirtmeden geçemeyeceğim o trompetçi gerçekten ne çirkin bir insanmış. tipinden ziyade bir kızın kendisini beğendiğini söylemesinin akabinde suratını tripten tribe sokmaya çalışıp cool bir tavır sergilemek için elinden geleni yapmıştır.
ama malesef koca bir yanlıştır kendileri. özet geçiyorum: ya sahneyi bıraksınlar ya da terbiyelerini geliştirsinler.
çocukken aramızdaki tek ilişkinin "buna ne olur?" diyaloguyla merhamet bekleyen bakışlarımızın olduğu yer. paranızın üstü yerine, sakız verir ancak sizin eksik paranızı tamamlayıp cömertlik yapmaz. yine de büyük marketler düşünülünce, anne baba gibi sığınacağınız yerdir.
sabah 6 dan gece 12 ye kadar hizmet verebilen, her an fiyat değişimleri yapabilen, şimdilerde veresiye defteri yerine veresiye programları kullanan, tek kişi ile 5-10 müşteriye bakabilme kapasitesine sahip, hırsızların gözde mekanları, hiçbir zaman vazgeçilemeyecek işletmelerdir.
tayip dese: lan ippneler! alın size 1 milyar dolar birleşin açın birlikte bi bakkaliye...
ama yok nerdee demez o!!!.herzaman büyük olanın yanında oynuyor lavuk.***
herkesin marketlerin çoğalmasından dolayı kötü etkilendiklerini sandıkları meslek grubu. belki bunda göreceli haklılık payı olabilir ama marketlerin son yıllarda hepimize enjekte ettiği tüketim çılgınlığının etkileri bakkallara da fayda sağlamıştır. bundan 15-20 sene önce her yer bakkaldı ama kaç kişi kutu süt alıyordu, kutu meyva suyu diye bir şey var mıydı? şimdi çöpler kutularla ambalajlarla dolu. çünkü herkes her şeyi hazır tüketiyor. tabi ki bakkal da bundan faydalanıyor, pazar payındaki yüzdesi düşse de toplam kazancının acınacak hallerde olduğunu sanmıyorum.
kimisi kapaktan çıkan 1 litre bedava kolayı vermek istemeyendir. elimizde yok der dolaba bakarsınız vardır, burdan mı aldın der, aylık sayımız doldu der, der oğlu der. surat ekşitip bahaneleri dizer ve uyuz olup çıkarsınız dışarı. esnaflık dediğin insanlıkla bağlantılı bir şeydir.
kendisinden bıktırmıştır beni.ne zaman gitsem bakkal kapalı oluyor.bir keresinde gittim yine kapalı,bu sefer sinirle çaldım kapıyı,koştu geldi heladan.hoş geldin ma belle heladan yeni çıktım da dedi ve ıslak olan ellerini üzerine sildi.tamam günahını almak istemiyorum belki yıkamıştır,kurulamamıştır,bilemiyorum.ama benim miğde bulandı bi kere.dedim ekmek alıcaktım ben.elledi ekmeği o elle.ömrümden ömür gitti.birden nasıl söylediğimi anlayamadığım o yalan döküldü ağzımdan."beyaz ekmek değil ama kepekli yok mu?"yok dedi biz de bulunmaz.gülerek dedim tamam o zaman fırına gidiyim en iyisi...