böyle meyvelerin sebzelerin üstüne fiyat yazmayıp tartmadan itelemesi var ya onu yapınca anasını sikesim geliyor. fazla para vermek değil mevzu alsın canı sağ olsun 2-3 lira fazla bizi batırmaz amk ama insanın zoruna giden kazıklanma duygusu sikilme hissiyatı, dolandırılma kerizliği. ulan biz küçük esnaf kazansın komşumuz adam diye bakkala gidiyoruz herifçi oğlu 2 tane anamur muza 3 lira para alıyor. lan kilosu zaten 4 lira bunun amk ne demeye o kadar para alıyorsun.
aslında kardeşim bunlardan alışveriş yapmayacaksın devletini düşünüyorsan. fiş kesme ne hak getire adamlar bir kuruş vergi vermiyor lan. bizim eski bakkal 3 yılda 750 bin tlilk dükkan almıştı tabi alır amk vergisi yok algısı yok basit usül muhasebeden görünüyor. büyük market öyle mi amk ne alırsan al vergisini veriyor devlete hem de bakkala göre daha ucuz. deli oldum lan sabah sabah derdimi sikiyim demeyecem haklıyım.
vardı önceden bunlardan. her köşe başında, genellikle içi adım atamayacak kadar dolu ve küçük bir dükkan olurdu. içinde tonla şeker, çikolata, cips ve hatta gazoz dahi olurdu. en çok da yazın meybuz olurdu dolabında. bakkal tam teşekkülüyse yalnız. her bakkalda meybuz olmazdı. açık çubuk kraker, kurupasta ve leblebi tozu satılırdı. ekmek sıcak sıcak tahta kenarlı dolaba gelir, herkes tarafından milyon kere ellenerek seçildikten sonra alınırdı.
ne özenirdim lan bakkal çocuklarına. sanki istedikleri her şeyi, her an, istedikleri kadar ve sormadan yiyebilecekler gibi gelirdi. hansel ve gratel gibi.
sonra avm'ler falan geldi. küçük bakkallar birer birer silindi. ekmekler poşetlere girdi, beş bin çeşidi çıktı. yok sütlüsü, yok tam tahıllısı, yok kepeklisi. normal ekmek bulmak sanat haline geldi. kuruyemişler, çubuk krakerler paketlendi. meybuz satılmaz oldu da algida tüm dükkan önlerinde yerini aldı. bakkal formatında olup az buçuk daha cingöz olan işletmeciler ceplerinde 3 kuruş da fazla paraları varsa 'bakkal'larını 'market'lere çevirdiler. ne soğuk kelime lan market! misal erdal bakkal nası sıcak, erdal market olsa bok gibi resmi sanki.
aklımda meme var. şöyle olsa da emiklesek falan diye iç geçiriyorum.
nurettin abi bir meme versene dedim. adam bi işle uğraşıyordu. döndü bi ne diyor bu amına kodumun çocuğu bakışı attı. benim kafa dank etti ama belli etmedim. buyur dedi. lm abi dedim kısa. ha dedi. hemen çıktım.
Bu aksam işten gelirken anahtarimi yanıma almadığımı farkettim zile bastim bastim acan olmadi zaten saat gece yarısı apartmana giren çıkan yok telefonunda sarjını internette gezerken bitirmistim son çare mahalle bakkalına gittim ailemi arayıp durumu anlattım sağolsun cengiz amca telefon konusmasindan para almadığı gibi bide çay yapmış bir bardak ikram etti bende mutlu mutlu evime gittim bakkal samimiyetin taaa kendisidir.
bak-kal... bakılıp, kalınması gereken, hiç bir şeye dokunulmaması, el uzatılmaması hatta fazla bakılmaması gereken işyeri. bakakalınmazsa ücret ödenmiyor, baktığın şeye dalarsan, bakışına-tutuşuna göre ücret ödemek gerekiyor...
bazıları hafıza kartı ve usb bellek satışı da yapar. Satarkan kazık fiyata satarlar bu ürünleri. 8 gb microsd 35-40, 8 gb usb bellek 30, 16 gb usb bellek 40 tl olur mu la! Gayet Ucuza satan bim ve a101 gibi marketler varken batmaya mahkumdurlar.
her gün gidip, hemen arkasındaki "isteme veresiye, dost kalalım ölesiye" ve "veresiye öldü, allah rahmet eylesin" yazılarına bakarak "bir ekmek, iki yumurta ha bir de küçük yoğurt.. yazarsın artık deftere müslüm abi" diyorum. öyle bakıyor müslüm abi de yüzüme, hiçbir şey demiyor. aramız çok iyi ama müslüm abiyle, valla! daha o gün "siktirtme defterini" dedi. samimiyete bak allesen!
süpermarketler karşısında git gide yok olan esnaflardır.
bir ara bayağı bir ajitasyon falan da yapılmıştı hatırlıyorum. yazık bakkallara yok olup gidiyorlar falan gibi.
bir zamanların da çok paşa işiydi ha. bu süpermarketler falan yokken herkes mahalle bakkalına giderken. şimdi gel gelelim süpermarket kazancına. bu süpermarket hem fişini kesiyor hem adam çalıştırıyor hem de mahalle bakkalından ucuza satıyor. ben bu bakkalların geçmişini bilirim az çok. bir ay kar gösterse ertesi ay zarar gösterirlerdi muhasebecilerine. devamında: kar paylarını oldukça yüksek tutarlardı. bunun üzerine birde tek alternatif zamanları idi. gel gör ki bu bakkallar hala aynı bakkallar olarak kaldıkları için bugün gitgide güç kaybediyorlar.
bir de tembelleşmişler. gidiyorsun her taraf toz içinde, dağınık.
bir malzeme soruyorsun yok, başka bir şey soruyorsun o da yok. "o yok, bu yok, ne var lan it!" diyesi geliyor insanın.