bakkal günümüzde nesilleri iyice azalan aylık maaşla çalışanların veya durumu zayıf insanların rahatça alışveriş yapıp deftere yazdırıp ay sonunda parasını ödediği şirin bir yerdi. fakat büyük marketlere yenilmek üzereler. uzatmaları oynuyorlar başbakanın, kapatsınlar 100 bakkal birleşip büyük market kursunlar kelimesi onları çok üzmüştü. bakkalcılık kaybolan meslekler arasına girip unutulacaklar listesine girecektir.
bir zamanlar adına türkü bile yazılmıştı. mahmut tuncer in ünlü türküsü o dönemler ortalığı kasıp kavuruyordu.
şarkı şöyleydi.
bakkal amca bakkal amca.
yağın var mı var var.
unun var mı var var.
şekerin var mı var var.
ne duruyorsun helva yapsana.
çocukluğumuzda bir mabetti.
gerçi şimdi de öyle benim için. sağolsun bir cemil abi var. sabaha kadar içer. öğlen ayıldı mı da trt'yi açıp metin şentürk ilahileri dinler. kendisi hayatın ta kendisi gibi..
bence kendilerini bitiren sadece süpermarketler değil, bazılarının bildiğin çakkal olması yıllarca veresiye alışveriş yaptığımız bakkalımız bize az bozuk yumurta bayat ürün satmadı ki evde ilk ben uyandım olaya sonradan aldığım her ürünün son kullanma tarihine bakmaya başladığımdan beni hiç sevmezdi, az sktsi geçmiş ürün kakalamaya çalışmadı bana çakkal ama ben gözüne soka soka bu bozuk der almazdım, iyileri de vardır ama ben daha çok müslüman olanıyla karşılaşmadım ne yazık ki, bazen o açgözlü kazıkçı süpermarketlerden bile daha fazla paraya daha dandik mal alabilirsiniz tabii bazen daima değil.
köşede ki bakkaldan sağa
bakkalin ordan düz gel
bakkalı geçince yüz metre
bakkaldan alırız
bakkalda vardır
bakkaldan al gel
gibi binlerce cümlenin kaynağı işletmelerdir kendileri.
Her köşe başı bir süpermarket açılmış da bakkal amcalar mağdur olmuş.
La bi git, bir zamanlar bakkaların çoğu hüküm sürdükleri yerde ağalardan daha ağa, gaddardı. Çoğu için o devir, ağalık devrinin bitmesi gibi bir şey oldu.
Bisküvi, deterjan, kuruyemiş kokularının karıştığı, doğal serinlik olan gölge ile serinletilen, rafları tahta, içine girdiğinizde çocukluğunuzu hatırladığınız mekandır.
süpermarketler karşısında git gide yok olan esnaflardır.
bir ara bayağı bir ajitasyon falan da yapılmıştı hatırlıyorum. yazık bakkallara yok olup gidiyorlar falan gibi.
bir zamanların da çok paşa işiydi ha. bu süpermarketler falan yokken herkes mahalle bakkalına giderken. şimdi gel gelelim süpermarket kazancına. bu süpermarket hem fişini kesiyor hem adam çalıştırıyor hem de mahalle bakkalından ucuza satıyor. ben bu bakkalların geçmişini bilirim az çok. bir ay kar gösterse ertesi ay zarar gösterirlerdi muhasebecilerine. devamında: kar paylarını oldukça yüksek tutarlardı. bunun üzerine birde tek alternatif zamanları idi. gel gör ki bu bakkallar hala aynı bakkallar olarak kaldıkları için bugün gitgide güç kaybediyorlar.
bir de tembelleşmişler. gidiyorsun her taraf toz içinde, dağınık.
bir malzeme soruyorsun yok, başka bir şey soruyorsun o da yok. "o yok, bu yok, ne var lan it!" diyesi geliyor insanın.
her gün gidip, hemen arkasındaki "isteme veresiye, dost kalalım ölesiye" ve "veresiye öldü, allah rahmet eylesin" yazılarına bakarak "bir ekmek, iki yumurta ha bir de küçük yoğurt.. yazarsın artık deftere müslüm abi" diyorum. öyle bakıyor müslüm abi de yüzüme, hiçbir şey demiyor. aramız çok iyi ama müslüm abiyle, valla! daha o gün "siktirtme defterini" dedi. samimiyete bak allesen!
bazıları hafıza kartı ve usb bellek satışı da yapar. Satarkan kazık fiyata satarlar bu ürünleri. 8 gb microsd 35-40, 8 gb usb bellek 30, 16 gb usb bellek 40 tl olur mu la! Gayet Ucuza satan bim ve a101 gibi marketler varken batmaya mahkumdurlar.