Mahallelerde köşe başlarını mesken tutmuşturlar.Gıda malzemeleri süpermarket tarzı yerlerde daha ucuza bulunduğundan günümüzde sadece sigara,ekmek gibi temel ihtiyaçları giderirler.
büyük marketlerden de ziyade, mini tansaş, migros şok, carrefour express vb. toptan fiyatına satan ve mahalle içlerinde rahatlıkla bulunan mini marketlerin varlığında en büyük darbeyi yemiş meslek grubudur, bakkalların maliyet olarak aldığı fiyat zaten bu marketlerin satış fiyatıdır zira. bu sebepten bakkallar ancak çok küçük bir kısmı tahsil edilebilecek veresiye ile alışveriş edilen, marketlerin kapanış saatinden sonra çok acil bir şey gerektiğinde alınan, geç saatte marketler kapalı iken kuruyemiş, tekel, vb. temin etmek için kulanılan yerler haline gelmiştir. fiyatların marketler aracılığı ile düştüğü doğru, fakat büyük ekonominin ve kontrolsüz kapitalizmin yok ettiği bir meslek grubudur.
şu tespitim var, yazıp çıkıyorum; doğal komik çok bunların arasında.
müşteriyle sıklıkla çok kısa süreli ilişki kuruyor olmalarına bağlıyorum ben bunu bir yönüyle.
- abi iki ekmek
+ buyur
- sağol eyvallah
küt bitti!
şuncacık aralıkta ilişkiyi kurman gerekiyor.
bir bakkal olarak hız bekliyor hayat senden, acımıyor!
kesinlikle yonetmeyi beceremedigim dukkan turu. zamaninda dedem bir yere gitmis, kucuk bakkalimizi da kuzenimle bana emanet etmisti. o zamanlar kulahi 100 bin liradan cekirdek satiliyordu bakkalda, kulah yapilacak kagitlar da ozenle kesilmis, hazirlanmisti. mahallenin delilerinden biri bakkala girip cekirdek almak istedigini soyleyince aklimizda simsekler cakti:
der meister: ben bilmiyorum kulah yapmayi
kuzen: ben de bilmiyorum?
der meister: cekirdek satmiyoruz biz
güzel insanlar tarafından yönetilen dükkan. (yönetilen? hey maşallah) insan kendisine bir bakkalı idol alır mı? ben alıyorum arkadaş. selami abi, bir gün gelecek sen de okuyacaksın bunları, teknoloji düşmanlığı bir yere kadar.
süpermarketler filan hiç bir zaman bakkalların yerini tutamaz bence.bakkala gittin mi enazından adamı tanıyorsundur muhabbet edersin,
ama süpermarket öylemi?
karşına somurtkan bir kasiyer geçer. borcunuz bu kadardır der ve sende parayı verirsin hiç bir aksiyon yoktur.
kendisinden bıktırmıştır beni.ne zaman gitsem bakkal kapalı oluyor.bir keresinde gittim yine kapalı,bu sefer sinirle çaldım kapıyı,koştu geldi heladan.hoş geldin ma belle heladan yeni çıktım da dedi ve ıslak olan ellerini üzerine sildi.tamam günahını almak istemiyorum belki yıkamıştır,kurulamamıştır,bilemiyorum.ama benim miğde bulandı bi kere.dedim ekmek alıcaktım ben.elledi ekmeği o elle.ömrümden ömür gitti.birden nasıl söylediğimi anlayamadığım o yalan döküldü ağzımdan."beyaz ekmek değil ama kepekli yok mu?"yok dedi biz de bulunmaz.gülerek dedim tamam o zaman fırına gidiyim en iyisi...
kimisi kapaktan çıkan 1 litre bedava kolayı vermek istemeyendir. elimizde yok der dolaba bakarsınız vardır, burdan mı aldın der, aylık sayımız doldu der, der oğlu der. surat ekşitip bahaneleri dizer ve uyuz olup çıkarsınız dışarı. esnaflık dediğin insanlıkla bağlantılı bir şeydir.
herkesin marketlerin çoğalmasından dolayı kötü etkilendiklerini sandıkları meslek grubu. belki bunda göreceli haklılık payı olabilir ama marketlerin son yıllarda hepimize enjekte ettiği tüketim çılgınlığının etkileri bakkallara da fayda sağlamıştır. bundan 15-20 sene önce her yer bakkaldı ama kaç kişi kutu süt alıyordu, kutu meyva suyu diye bir şey var mıydı? şimdi çöpler kutularla ambalajlarla dolu. çünkü herkes her şeyi hazır tüketiyor. tabi ki bakkal da bundan faydalanıyor, pazar payındaki yüzdesi düşse de toplam kazancının acınacak hallerde olduğunu sanmıyorum.