sözlükler özgür ortamlardır. isteyen istediği konuda yazabilir. herkesin doğrularını yazdığı bir tartışma platformu. hepsi bir yere kadar. bakirelik, siyaset, sağ sol kavgası, taraftar atışmaları... sadece falanca konuda yazmayacaksın diye bir kısıtlama olduğunu sanmıyorum.
Bunların hepsi bir olayın parçası. Yeni bir düşünce karşısında bu kadar dehşete düşmek için hiçbir sebep yok. tanıdık gördüğünüz her şeye deli gibi çaresizce bağlanmışsınız.ne bekliyorsunuz? ne tartışılsın? ne tartışılmasın? insanlar birileri hakkında sevmediği her küçük şeye saldırmayacaksa sözlüklerin bir anlamı kalmaz.
bakirelik içerikli başlıklardan bıkmak makul insanların işi değil. sözlük olayını çok fazla ciddiye aldığınızı gösterir. çoğu insan yazacaklarının ileride karşısına getirebileceklerinin korkusu olmadan takılıyor burda. Yarını beklemek yok. Neden biliyor musunuz? Çünkü yarın yok.
bıktıran şeylerle yüzleşmek istemiyorsanız "çıkış" butonu çok uzakta değil. hadi çıkın gidin. Kaçabileceğiniz bir şeyin neden üstüne gidesiniz ki. Tek yapmanız gereken sözlüğe bir daha gelmemek, mutlu ve huzurlu bir yaşam sürmek.
zaman zaman (haftada yaklaşık 3-5 defa) sözlükte yükselişe geçen "bekaret" sendromu salgınından bıkmaktır.
bir müddet sonra o kadar alışırsınız ki, "bakire" "bekaret" içerikli başlık göremediğiniz zaman "allah allah?" dersiniz kendi kendinize. neyse ki çok geçmeden biri çıkıp "irmik helvasını sevenler bakire değildir" şeklinde bir tespitte bulunur ve siz doğru sözlükte olduğunuzu farkedersiniz. çoğunlukla bu tür başlıkların neye hizmet ettiğini bilip, görmezden gelirsiniz, lakin ara ara sizin de en sonunda kafayı yiyip ciddiye aldığınız olur.