kadınlar hakkında hiç bir fikre sahip olmayan birisinin yaptığı tespittir. zaten sol göğüs her zaman küçüktür. eğer eşitse o zaman bir anormallik aranmalıdır(!)
bir gece vakti. yıldızlı koyu lacivert gökyüzülü bir yaz akşamı. ahşap masanın üstünde duran küçük bir şişe, kapağında sümerce bir kelime ve içinde pembe iksiri. aynı, roze şarap gibi... (meraktan tabi ki içilmiştir ve sonra akabinde olaylar gelişir):
söyle bana kutsal bakire: nice nice, ak pak güneş bile değmemiş göğsüne değerken ellerim, ufaldım ufaldım bak hem ben artık bu zevkten neyleyim!?
şuh tepelerinden aşağılara düşmememek için ben kimi zaman diş geçirdim. kimi zaman, uç veren pütürlü pempe uçlu dalını ellerimle sıkıcı kavradım. tutunarak sündüm, yayıldım, aşağılara boy verdim. yumşaklığını ve ılıklığını fazlasıyla hissettim. o güzel beyaz tarlalarını çıplaklığımla sürdüm, sıra sıra ince çiziler eyledim. sallandım kimi zaman, parende atıp diğer ikiz tepeye savurdum kendimi. kapkara hayatımın beyaz pınarı o yere; kana kana tutundum.
şimdi bakıyorum da böyle küçülmüşken herşey çok büyük görünüyor gözüme. farklar çok bariz ortaya çıkıyor. hımm... boyutlarında bir gariplik var! ikize de benzemiyorlar. birisi daha büyük birisi daha küçük diğerinden. biri daha dik, biri daha eğik.
+ oyy canım benim yhaa, kıyamam. du' seni kaldırayım biraz. ikizin ağlamasın!
mucksmsmsmsmsmsm!