Bakara-253. işte peygamberler! Biz, onların bir kısmını bir kısmına üstün kıldık. içlerinden, Allahın konuştukları vardır. Bir kısmının da derecelerini yükseltmiştir.
Ayet çok açık. Peygamberlerin bir kısmı diğerlerine üstün kılınmış. Bir de şu ayete bakalım:
Bakara-285. Peygamber, Rabbi tarafından kendisine indirilene iman etti, müminler de (iman ettiler). Her biri Allah'a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine iman ettiler. Peygamberlerinden hiçbiri arasında ayırım yapmayız. işittik, itaat ettik. Ey Rabbimiz, affına sığındık! Dönüş sanadır dediler.
253. ayette ; işte Biz, o resûllerden bir kısmını, diğerlerinin üzerine faziletli kıldık. Allah, onlardan kimiyle konuştu, kimini de derecelerle yükseltti. Ve Biz, Meryem'in oğlu isa'ya beyyineler verdik. Ve onu Ruh'ûl Kudüs ile destekledik (doğruladık). Eğer Allah dileseydi, onlardan sonra gelenler, kendilerine beyyineler (ispat vasıtaları) geldikten sonra birbirlerini öldürmezlerdi. Lâkin ayrılığa düştüler. O zaman onlardan kimi îmân etti, kimi de inkâr etti. Eğer Allah dileseydi, birbirlerini öldürmezlerdi. Lâkin Allah, dilediği şeyi yapar... der. Burda peygamberleri Allah katında kıyaslamıştır.
285. ayette ; Resûl, Rabbinden kendisine indirilene îmân etti ve mü'minler de, hepsi Allah'a, O'nun meleklerine, kitaplarına ve resûllerine îmân etti. “Biz, O'nun resûlleri arasından (hiç) birini, diğerinden ayırmayız.” Ve “ışittik ve itaat ettik! Ve Rabbimiz, Senin mağfiretini (dileriz). Ve masîr (varış) Sana'dır (Sana doğru yola çıkarız ve Sana ulaşırız).” dediler... der. burda müminlerin peygamberleri birbirlerinden ayırt etmediğinden bahseder.
aslında yanlış yorumlanması. evet, kulları ve peygamberler arasında da en sevdiği peygamber efendimizdir (s.a.v.). ama genel perspektiften bakalım; ilk ayette, "bazılarını bazılarına üstün kıldık" diyen allah, bunun nedenini kendisiyle konuşmalarına bağlıyor. ama ikinci ayette, "Peygamberlerinden hiçbiri arasında ayırım yapmayız. işittik, itaat ettik. Ey Rabbimiz, affına sığındık! Dönüş sanadır" diyenler kullardır. eğer ikisini de allah deseydi, belki kendine göre haklı olabilirdin.
çelişme söz konusu değildir. işte insan edebiyattan Türkçe derslerinden anlamayınca böyle oluyor demek ki. ilk önce Türkçe öğretmeninize çakayım ve açıklamaya geçeyim.
1. ayette bahsedilen şey peygamberlerin makam ve merebeleridir. Allah mertebelerini ve makamlarını tayin etmiştir. bu da peygamberin çektiği cefa ve hitap ettiği ümmetle alakalı bir durumdur. 2. ayette ise ayırım yapılmamasından bahseder. dikkat edin birinde makam ve mertebeden diğerinde ise makam ve mertebeleri farklı olsa da aralarında ayrım yapılmadığından bahseder. anlamayan öküzler için örnekli açıklayayım. sınıfta zeki ve çalışkan öğrenciler vardır hatta bir tanesi sınıfın en çalışkanıdır. öğretmen o öğrenciyi sever değil mi? çalışkan öğrencileri de sever fakat onlara bir ayrıcalık tanımaz ve öğrenilerin hepsine eşit mesafede yaklaşır. işte anlatılan bu. şimdi siktirin gidin.
okuduğunu anlamaktan aciz insanların var zannettiği, olmayan çelişki.
253. ayette allah peygamberlerin kimini diğer peygamberlerden üstün tuttuğunu söylüyor. 285. ayette ise insanlar peygamberler arasında ayrım yapmadıklarını söylüyor.
Şimdi arapça kelime mealiyle bakınca yanlış olduğunu gördüğüm önermedir. Şöyle ki;
253. Ayette üstün kıldık ifadesinin arapça karşılığı 'fezzalna' dır. Yani 'faziletli kıldık'. Burada bir üstünlük ve statü farkı söz konusu.
285. Ayette ise fareka kökünden (farklılık, ihtilaf) la nuferriku - beyne (ayırmak - aralarını) ifadesi geçer. Bu cümlenin tam karşılığı ise; '... Peygamberlerden hiçbirisinin aralarını ayırmayız...' dır. Yani 'hiçbir peygamber arasında ihtilaf yoktur. Hepsi aynı şeyleri savunmuş, aynı şeyleri anlatmış ve aynı misyon için çabalamıştır.' denmek isteniyor.
sorgulanması gereken çelişkilerdir.
abilerimiz hocalarımız inandıysa bende inanırım demeden önce her şeyin sorgulanıp araştırılıp öğrenilmesi gerekmektedir.
mantıklı bulursan inandığın şeye inanmaya devam edersin.şüpheler ve çelişkiler varsa inanmazsın.
bu kadar basit.