bakara suresi

entry126 galeri25 video2
    50.
  1. "fitne çıkarmak adam öldürmekten büyük günahtır."
    0 ...
  2. 49.
  3. adını kendinde bulunan 67 nolu ayette geçen sığır (bakara)'dan alır.

    israiloğullarına gönderilen bir emir üzerine bir sığır kesilmesi olayının anlatıldığı (67, 68, 69, 70 ve 71 nolu ayetlerde) geçmektedir bu sözcük.

    bakara suresinin 72 ve 73 nolu ayetlerinde de başka bir kıssada yine sığır kelimesi geçmektedir.
    1 ...
  4. 48.
  5. 47.
  6. anlayarak okunması halinde tek başına insanları büyük bir sorgulamanın içine çeker, hatta ip orada kopabilir.
    2 ...
  7. 46.
  8. Bismillahirrahmanirrahim.
    Kur'an-ı Kerim'in özetidir.
    Kur'an-ı Kerim'i tam olarak okuyamayacak durumda olan insanlar için bir kolaylıktır. Onları bu güne kadar indirilmiş bütün ayetlerden haberdar eder.
    Bakara'yı okumuş insan Kur'an-ı Kerim'i okumuş sayılır.

    Sheikh Mishary Rashed Alafasy yorumuyla 'Al Baqarah' : http://www.youtube.com/watch?v=KS-6gbAMzUQ
    2 ...
  9. 45.
  10. --spoiler--
    153-Ey iman edenler! Sabır ve namazla yardım isteyin. Şüphe yok ki Allah, sabredenlerle beraberdir.

    154 - Allah yolunda öldürülenlere "ölüler" demeyin. Hayır, onlar diridirler. Fakat siz sezemezsiniz.

    155 - andolsun ki sizleri biraz korku, biraz açlık, biraz da mallardan, canlardan ve ürünlerden eksiltme ile imtihan edeceğiz. Müjdele o sabredenleri!

    156 - Onlar başlarına bir musibet geldiği zaman: "Biz Allah'a aidiz ve sonunda O'na döneceğiz." derler.

    157 - işte onlar var ya, Rablerinden, mağfiretler ve rahmet onlaradır. işte hidayete erenler de onlardır.
    --spoiler--
    0 ...
  11. 44.
  12. daha düne kadar islama hakaret eden kesimiz savunduğu sure.
    0 ...
  13. 43.
  14. Dalga geçmenin serbest olduğu sure. Dindarlar gidip oy atarak onayladılar.
    2 ...
  15. 42.
  16. Allah'ı ve müminleri aldatmaya çalışırlar. Halbuki sırf kendilerini aldatırlar da farkına varmazlar.Bakara:9

    Hayırlı cumalar...
    2 ...
  17. 42.
  18. şeytan sizi fakirlikle korkutur (bakara 268)ayetini barındıran suredir. tam bu noktada bülent arınç'ın ''biz gitsek üç ay maaş ödeyemezler'' diyip milleti nasıl da aç kalırsınız şeklinde korkuttuğu akıllara gelir.
    1 ...
  19. 41.
  20. "ey iman edenler! hep birden barışa girin. sakın şeytanın yolundan gitmeyin.muhakkak o, sizin için apaçık bir düşmandır."
    bakara suresi 208
    1 ...
  21. 40.
  22. Kuranı kerimin en uzun suresidir.
    2 ...
  23. 39.
  24. Rabbimiz, 8-20 arası münafıkları bütün ayrıntılarıyla anlatır ve onların ne kadar tehlikeli olabileceklerini gözler önüne serer. Tüm inanmış insanların münafıkları iyi tanımaları, onların para, makam, mevki hırsını görmeleri, despotluklarını iyi analiz etmeleri, lüks düşkünlüklerini ve riyakarlıklarını farketmeleri ve bu insanlara kesinlikle yoldaş olmamaları gereklidir. Çünkü böylelerinin peşine düşenlerin öbür tarafta o yaptı biz suçlu değiliz deme lüksleri yoktur. Allah parayı seven insanı sevmez. Allah yoluna giren insan paradan, makamdan, mevkiden ve despotluktan vazgeçmiş, acziyetini ve dünyadaki geçiciliğini idrak etmiş insandır
    2 ...
  25. 38.
  26. ilk ayeti "elif lam mim" olan sure.
    0 ...
  27. 37.
  28. son iki ayetini okumak çok sevaptır ki, amener rasulü ile başlar 285. ayet.
    0 ...
  29. 36.
  30. Özür dilerim dindar arkadaşlarımdan ama, Kuranı HER TÜRKÇE OKUYUŞUMDA biraz daha düş kırıklığı yaşıyor ve dinden uzaklaşıyorum.

    Bakara suresi: Bir Kutsal kitap, adet gününde kadınlarla cinsel ilişki kurulmaması gerektiğini neden kendine konu etsin be abicim ya?
    (Mehmet Akif Ersoy'un çevirisi: http://www.mahyayayincilik.com.tr/inc11.htm )

    Ne işin var senin, cinsel ilişki konusundaki, evlilik konusundaki ince ayrıntıları bize anlatmakla?

    Bakara'yı her okuyuşumda, Kutsal kitapta Allah'ın bize neden bu kadar çok KORKUDAN - BENDEN KORKUNDAN söz etmesine anlam veremiyorum.

    Bakara, özetle, BENDEN KORKUN ve iŞiME KARIŞMAYIN diyor.

    Allah'ı KORKULACAK bir yaratıcı olarak, bizzat Allahımız Kutsal kitapta kendisi tarif ediyor: Yok, bu durum içime sinmiyor!
    2 ...
  31. 35.
  32. 34.
  33. Kuran'ın kesinlikle en feyizli ve en uzun suresidir. Bu sureyi baştan sona okuduğunuzda, mutlaka kendinizden sınırsız örnekler bulacaksınız.
    0 ...
  34. 33.
  35. mantık hatası olan suredir (3 kere tekrarlarsam etkisi artar. islami usul) şeytan hiç bir zaman için melek olmamıştır. zaten ortalama bir islami bilgiye sahip her insan meleklerin nefslerinin olmaması dolayısı ile isyan etme gibi bir durumlarının da olamayacağını bilir. şeytan melek değil cindir.

    "Yine o vakti hatırla ki biz, meleklere: "Âdem'e secde edin!" demiştik. iblis hariç olmak üzere onlar hemen secde ettiler. iblis cinlerdendi, Rabbinin emrinden dışarı çıktı. Şimdi siz beni bırakıp da iblis'i ve soyunu dostlar mı ediniyorsunuz? Halbuki onlar sizin düşmanınızdır. Zalimler için bu ne kötü bir değişmedir."

    kehf suresi 50.ayet
    0 ...
  36. 32.
  37. şeytan allah'a karşı gelmeden önce melek olduğu için, bu konuda mantık hatası olmayan suredir. ayrıca yerin döşek gibi tasvir edilmesinde de hiç bir şekilde yerkürenin tepsi gibi düz olduğu vurgusu olduğunu düşünmediğim suredir. ayrıca evet yine klasik bir cümle olacak ama; okuma yazma bilmeyen ve hiç bir eğitim almayan birisinin (hz. muhammed s.a.v.) böyle bir kitap yazma ihtimali nedir bilemiyorum. günümüzde bir çok üniversite mezunu (ben dahil) üç cümle arka arkaya kurmazken, hiç bir şey değilse bile * *hikaye kitabı olarak bile bir değeri olan kitaptır kuran-ı kerim. bu kitap bile hz. muhammed s.a.v'nin mucizesidir. ayrıca hz. muhammed'in hiç bir çıkarı yokken. hatta o günlerde putperestler tarafından bir çok vaat verilmişken, bu kadar sıkıntı çekmesi hiç de mantıklı değildir.

    edit: ayrıca öhöm ulan amma çok ayrıca demişim.
    edit2: evet şeytan melek olmamıştır. ama hz. adem'e secde etmesi söylenene kadar. allah-ü teala'ya en sadık varlıktı. melek derken o manada yani.
    9 ...
  38. 31.
  39. 34.ayetinde mantık hatası barındıran sure.

    "sonra meleklere "haydi ademin önünde yere kapanın" dediğimizde, iblis dışında hepsi yere kapandı, o ise reddetti ve (üstelik) küstahça böbürlendi, böylece hakkı inkar edenlerden oldu."

    şeytan zaten melek olmadığı için yere kapanmamıştır bence. hatta savunmasını da bu yönde hazırlamıştır diye tahmin ediyorum.

    gerçi uyanık meal yazarları parantez içinde cin kelimesini de koymuşlar ancak ayetin orijinalinde sade melaike (melekler) geçer.
    1 ...
  40. 30.
  41. 29.
  42. kuran'ı kerim'deki en uzun ve en çok mesaj içerikli olan suredir. sürekli olarak kavimlerin yaptığı yanlış şeylerden bahsederek aynı hatalara düşülmemesi gerektiğini öğütler.
    2 ...
  43. 28.

  44. http://www.youtube.com/wa...oig-Q&feature=related
    http://www.youtube.com/wa...cf4h4&feature=related
    http://www.youtube.com/wa..._F28Y&feature=related
    http://www.youtube.com/wa...WwZYg&feature=related
    http://www.youtube.com/wa...VXPi4&feature=related
    http://www.youtube.com/wa...kUzag&feature=related
    http://www.youtube.com/wa...YRw6Y&feature=related
    http://www.youtube.com/wa...oIsGg&feature=related
    http://www.youtube.com/wa...jR464&feature=related
    http://www.youtube.com/wa...YEseA&feature=related
    0 ...
  45. 27.
  46. --spoiler--
    21/22- Ey insanlar, sizi ve sizden öncekileri yaratmış olan Allah'a kulluk ediniz ki; Allah'ın azabından korunabilesiniz. O ki, size yeri döşek, göğü tavan yaptı ve gökten su indirip onun aracılığı ile size rızık olarak topraktan çeşitli ürünler çıkardı. O halde O'na bile bile eşler koşmayınız.
    Bu çağrı bütün insanları, gerek kendilerini ve gerekse daha önceki dönemlerde yaşamış tüm insanları yaratan, bu yaratıcılıkta eşsiz olduğuna göre kulluğun muhatabı olmakta da eşsiz ve ortaksız olması gereken Allah'a kulluk etmeye davet ediyor. Bu ibadetin, insanlar tarafından ulaşılması ve gerçekleştirilmesi umulan somut bir amacı vardır. Bu amaç "ola ki, Allah'ın azabından korunabilesiniz, takva sahibi olabilesiniz" cümleciğinde dile getiriliyor. Yani ola ki, o seçilmiş insanların, Allah'a kulluk eden insanların ve Allah'dan sakınan insanların oluşturduğu tabloda yeralırsınız. Yaratıcı Rabb'lerinin hakkını yerine getiren, gelmiş-geçmiş bütün insanlara gerek yerden ve gerekse göklerden rızık ve geçim kaynakları sağlayan tek Allah'a -Ona eş ve ortak koşmaksızın- tapan kimselerden olursunuz.
    "O ki, yeri size döşek yaptı"
    Bu deyim, yeryüzünde insanlığa rahat bir hayat ortamı sağlandığını ifade eder. Gerçekten yeryüzü tıpkı yatak döşeği gibi rahat bir barınak ve koruyucu bir sığınak olarak hazırlandı. insanlar uzun süreli bir birlikteliğin yolaçtığı kanıksamanın etkisi ile yüce Allah'ın kendileri için hazırlamış olduğu bu döşeğin harikuladeliğini unuturlar. Yeryüzünün hayat şartlarını sağlayıcı, rahatlık ve geçim imkânları bağışlayıcı uyumunu hatırlarından çıkarırlar.
    Oysa, eğer yeryüzünün bu uyumu, bu ahenkli bütünlüğü olmasaydı, insanlar bu gezegen üzerinde böylesine kolay ve güvenli biçimde yaşayamazlardı. Eğer bu gezegende biraraya gelen hayat unsurlarından bir tanesi bile varolmasaydı insanlar, yaşamlarını garanti eden bu uygun ortamın yokluğunda varolamazlardı. Eğer çevremizi saran havanın herhangi bir elementi belirlenen orandan birazcık daha eksik bırakılsaydı, insanların hayatlarını sürdürecekleri varsayılsa bile mutlaka nefes alıp vermeleri son derece güçleşecekti.
    "O ki, göğü sizin için tavan yaptı"
    Gökyüzüne bakıldığında bir binanın sağlamlık ve uyumluluk özellikleri görülür. insanın yeryüzündeki hayatı ve bu hayatın kolaylığı ile gökyüzü arasında sıkı bir ilişki vardır. Gökyüzü; ısısı ile, ışığı ile, gezegen ve yıldızlarının çekim gücü ile, uyumlu yapısı ile ve yeryüzü ile arasında varolan diğer ilişkileri ile bu gezegende hayatın varolmâsına imkân hazırlar, buna yardımcı olur. Bundan dolayı, yaratıcının gücü, rızık vericinin sınırsız bağışlayıcılığı vurgulanırken ve yaratıkların yaratıcılarına kulluk etmelerinin gereği belirtilirken bu alemden sözedilmesi son derece yerindedir.
    "O ki, gökten su indirip onun aracılığı ile size rızık olarak çeşitli ürünler çıkardı"Kur'an-ı Kerim'in bir çok yerinde Allah'ın gücü ve nimetleri hatırlatılırken sık sık gökten su (yağmur) indirildiği ve bunun aracılığı ile yeryüzünde çeşitli bitkiler yetiştirildiği vurgulanır. Gökten inen su, yeryüzündeki tüm canlıların en başta gelen hayat kaynağıdır. Her biçim ve düzeydeki hayatın varlığı, suyun varlığına dayanır. Nitekim yüce Allah şöyle buyuruyor:
    "O halde, O'na bile bile eşler koşmayınız"
    Yani sizi ve sizden öncekileri O'nun yarattığını, yeryüzünü sizin için döşek ve gökleri tavan yaptığını ve bu göklerden su indirdiğini, O'nun yardımcı bir ortağının veya kendisine karşı koyacak bir eşinin olmadığını biliyorsunuz. O halde, bu bilgiye rağmen O'na ortak koşmak yakışıksız bir tutum olur.
    Tevhid inancının belirginliğini ve arılığını korumak amacı ile Kur'an'ın ısrarla yasakladığı eş koşma sapıklığı, her zaman müşriklerin yaptıkları gibi Allah ile birlikte başka ilâhlara, putlara tapmak biçiminde basit ve yalın olmaz. Bu sapıklık; kimi zaman, daha başka ve gizli biçimlerde görülebilir Daha açıkçası bu sapıklık; herhangi bir biçimde yüce Allah'tan başkasına umut bağlamak, herhangi bir biçimde yüce Allah'tan başkasından korkmak, yine herhangi bir biçimde Allah'tan başkasından fayda ya da zarar gelebileceğine inanmak şeklinde de tezahür edebilir.
    Nitekim sahabilerden Abdullah b. Abbas bu konuda şöyle diyor: "Burada kastedilen şirk o derece gizlidir ki, karanlık gecede kara ve pürüzsüz bir kayanın üzerinde yürüyen bir karıncanın ayak seslerinden daha hafif hissedilir. Bir kimsenin "Allah, senin ve benim hayatımız hakkı için..." "Eğer şu köpek olmasaydı, dün gece evimize hırsız girerdi" ya da "Eğer şu ördek olmasaydı eve hırsız girerdi" şeklinde konuşması veya bir adamın arkadaşına "Allah ve sen dilerseniz...", "Eğer Allah ile falanca olmasaydı..." demesi bu şirk türünün örneklerindendir.
    Ayrıca başka bir hadisten öğrendiğimize göre, sahabilerden biri Peygamber efendimize "Eğer Allah ve sen dilerseniz" deyince Resulullah, adamı "Beni Allah'a eş mi koşuyorsun?" diye azarlamıştır.
    işte bu ümmetin ilk öncü kuşağı gizli şirki, Allah'a ortak koşmayı böyle görüyordu. Şimdi bakalım, biz bu kılıçtan keskin duyarlılığın, bu büyük Tevhid gerçeğinin neresindeyiz?!
    Yahudiler, Peygamber efendimizin gerçek peygamber olduğu hususunda zihinlerde şüphe uyandırmaya çalışıyorlar, münafıklar da bu konuda kuşku duyuyorlardı. Daha önce de Mekke müşrikleri ile diğer islâm düşmanları aynı kuşkuyu taşımışlar ve bunu başkalarına da aşılamaya çalışmışlardı. işte burada Kur'an-ı Kerim, bu kişilerin tümüne toptan meydan okuyor. Çünkü yukardaki ayet "insanların tümü"ne seslenerek onları, bu konuyu tartışmasız çözüme kavuşturacak objektif bir tecrübe yolu ile tezlerini kanıtlamaya çağırıyor.

    Seyyid Kutub
    --spoiler--

    edit: copy paste dir,kabul ediyorum ama okunacaksa kaynaklar sağlıklı karşılaştırılmalır.
    7 ...
© 2025 uludağ sözlük