"Peygamber, Rabbinden kendisine indirilene iman etti, mü’minler de (iman ettiler). Her biri; Allah’a, meleklerine, kitaplarına ve peygamberlerine iman ettiler ve şöyle dediler: “Onun peygamberlerinden hiçbirini (diğerinden) ayırt etmeyiz.” Şöyle de dediler: “işittik ve itaat ettik. Ey Rabbimiz! Senden bağışlama dileriz. Sonunda dönüş yalnız sanadır.”
Arapçada sığır anlamına gelir. Kur'an'ın en uzun sûresidir. Genelde Medine döneminde inen ayetlerden oluşur. islâm fıkhı hakkında yüzeysel bilgi almak isteyenlerin okuması gereken sûre.
"inkar edenleri uyarsan da uyarmasan da onlar için birdir, asla iman etmezler.
allah onların kalplerini ve kulaklarını mühürlemiştir, gözlerinde de kalın bir perde bulunmaktadır ve onlar için büyük azap vardır."
Bakara kelime anlamı "sığır". Kur'an-ı Kerim'i en uzun suresi. Muhtemelen isminin kaynağı çokça yahudilerden ve Yahudilerin verdiği her sözden sonra bir şekilde(sığır şeklinde put yapıp tapmak gibi) allahı inkar etmeleri. Çokça iman etmeyen yahudilerden ve buna ek diğer tüm iman etmeyenlerden (iblis falan dahil) ya da ediyormuş gibi yapanlardan bahsedilir.
Vicdan kalp ile beyinin birleşimidir. Safi mantık da değildir safi duygu da değildir. insanlar hala sevgiyi kalp ile gösterir. Sevdiğimizde de kalbimizden birşeyler hissederiz. işte duygularla harmanlanmış akıldır bahsedilen.
Medine'de inmiştir. 286 (ikiyüzseksenaltı) ayettir. Kur'an'ın en uzun suresidir. Adını, 67-71. ayetlerde yahudilere kesmeleri emredilen sığırdan alır. Yalnız 281. ayeti Veda Haccında Mekke'de inmiştir. inanca, ahlaka ve hayat nizamına dair hükümlerin önemli bir kısmı bu surede yer almıştır. Hicretten sonra nazil olmuştur.
30 ve 35. ayetlerde anlattıkları ile kafamı karıştıran suredir.
30 - Bir zamanlar Rabb'in meleklere: "Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım" demişti. (Melekler): "A!.. Orada bozgunculuk yapacak ve kan dökecek birisini mi yaratacaksın? Oysa biz seni överek tesbih ediyor ve seni takdis ediyoruz" dediler. (Rabb'in): "Ben sizin bilmediklerinizi bilirim." dedi.
35 - Dedik ki: "Ey Âdem, sen ve eşin cennette oturun, ikiniz de ondan dilediğiniz yerde bol bol yeyin, fakat şu ağaca yaklaşmayın, yoksa zalimlerden olursunuz."
Şimdi Allah yeryüzünde halife yaratacağım diyor, yani insanı. Melekler bunun üzerine orada bozgunculuk yapacak ve kan dökecek birisini mi yaratacaksın? diyorlar. Halbuki Allah insanı yarattıktan sonra bir nevi sınava tabi tutuyor ve bu sınav neticesinde melekler ve şeytana ona secde edin diye emrediyor. melekler adem e secde ediyor, iblis etmiyor ve bunun üzerine allah ın huzurundan kovuluyor. bu arada adem ve eşi cennete yerleştiriliyor 35. ayette belirtildiği üzere, yani henüz iblis tarafından aldatılmamış ve cennetten kovulmamış, peki öyleyse melekler daha adem yaratılmadan önce yeryüzüne gideceğini, orada bozgunculuk yapacağını, kan dökeceğini nereden biliyor. Gaybı allah dan gayri başkasının bilmemesi prensibi ile çelişkili bir durum var gibi burada.
not: la olum artılayın ya da eksileyin diye değil, cevabı olan özelden lambayı yaksın diye girdim entry'i. amacım kuran da çelişki aramak değil mantıklı bir cevab bulmak.
işine göre alıntılama yapmışsın diyecekler için peşin peşin vereyim bahsi geçen ayetleri de;
30 - Bir zamanlar Rabb'in meleklere: "Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım" demişti. (Melekler): "A!.. Orada bozgunculuk yapacak ve kan dökecek birisini mi yaratacaksın? Oysa biz seni överek tesbih ediyor ve seni takdis ediyoruz" dediler. (Rabb'in): "Ben sizin bilmediklerinizi bilirim." dedi.
31 - Ve Âdem'e isimlerin hepsini öğretti, sonra onları meleklere gösterip: "Haydi davanızda sadıksanız bana şunları isimleriyle haber verin." dedi.
32 - Dediler ki: "Yücesin sen (ya Rab!). Bizim, senin bize öğrettiğinden başka bir bilgimiz yoktur. Şüphesiz sen bilensin, hakîmsin".
33 - (Allah): "Ey Âdem, bunlara onları isimleriyle haber ver." dedi. Bu emir üzerine Âdem onlara isimleriyle onları haber verince, (Allah): "Ben size, ben göklerin ve yerin gayblarını bilirim, sizin açıkladığınızı da, içinizde gizlediğinizi de bilirim" dememiş miydim?" dedi.
34 - Ve o zaman meleklere: "Âdem'e secde edin!" dedik, hemen secde ettiler. Yalnız iblis dayattı, kibrine yediremedi, inkârcılardan oldu.
35 - Dedik ki: "Ey Âdem, sen ve eşin cennette oturun, ikiniz de ondan dilediğiniz yerde bol bol yeyin, fakat şu ağaca yaklaşmayın, yoksa zalimlerden olursunuz."
Fazlasıyla ibret içermekte özellikle aşşağıdakileri.
8.insanlardan, inanmadıkları hâlde, “Allah’a ve ahiret gününe
inandık” diyenler de vardır.
9. Bunlar Allah’ı ve mü’minleri aldatmaya çalışırlar. Oysa sadece
kendilerini aldatırlar da farkında değillerdir.
10. Kalplerinde münafıklıktan kaynaklanan bir hastalık vardır.
Allah da onların hastalıklarını artırmıştır. Söyledikleri yalana
karşılık da onlara elem dolu bir azap vardır.
11. Bunlara, “Yeryüzünde fesat çıkarmayın” denildiğinde, “Biz
ancak ıslah edicileriz!” derler.
12. iyi bilin ki, onlar bozguncuların ta kendileridir. Fakat farkında
değillerdir.
13. Onlara, “insanların inandıkları gibi siz de inanın” denildi-
ğinde ise, “Biz de akılsızlar gibi iman mı edelim?” derler.4
iyi
bilin ki, asıl akılsızlar kendileridir, fakat bilmezler.
14. iman edenlerle karşılaştıkları zaman, “inandık” derler. Fakat
şeytanlarıyla (münafık dostlarıyla) yalnız kaldıkları zaman,
“Şüphesiz, biz sizinle beraberiz. Biz ancak onlarla alay
ediyoruz” derler.
15. Gerçekte Allah onlarla alay eder (alaylarından dolayı onları
cezalandırır); azgınlıkları içinde bocalayıp dururlarken onlara
mühlet verir.