kafede garsona hesabı istemek ya da sipariş vermek için seslenmeniz fakat garsonun bir türlü sizi tınlamaması durumudur.
bu durum, en nefret edilen durumlar sıralamasında rahatlıkla ilk beşe girer. yüksek sesle bağıracak ve el kol hareketi yapabilecek kadar özgüveniniz yoksa garsonların sizi görmesi imkansız. el kaldırıp işaret ettikden sonra tam "gördü, geliyor garson" derken aniden yönlerini değiştirirler. orda mal gibi kalırsınız. sanki garsonlar aralarında"ölmek var müşteriye bakmak yok " şeklinde anlaşıyorlar.ama ne zaman ayağa kalkıp gidecek duruma gelirseniz o zaman gelirler "hesabı almış mıydık ?" diye sorarlar. "ulan yarım saattir orda kıçımızı yırttık şekilden şekile girdik görmedin şimdi gider gibi yapınca hemen gel hesap sor vay yavşak vay" şeklinde cevap vermek gelir içten içten ama olmaz, bu durum hiç düzelmez bizde her seferinde elimiz havada mal gibi kalırız.
genelde "ayhh duymuyo yaaa ihihih" tarzi salakca cumleler kurularak biter bu davranis. insan o anki ezikligini bir aciklamayla kapatmaya calissa da olay ortadadir. garson sizi sallamamistir. ne uzatiyorsun. ezik sey. *
bakar mısınız ne lan?
babadan tüyo verelim. koççum diyeceksin bakar mısın değil. yalnız dikkat etmek lazım koçum derseniz foyanız meydana çıkar, illa ki çift ç'li olacak.
Tekrarlandığı halde müşteriye dönüp "siliksin olm,tabiki bakmicam.O kafaya, o saçlara bak.
At bokumu sürdün geldin ne yaptın."der gibi bakan garsonla gözgöze gelmektir.
Birçoğumuzun başına gelen utanç olayıdır. Toplanırsınız, gidersiniz bir restorana. Herkes yerleşir. Yemekler gelir. Ama içinizden birinin bir isteği olur. Ve o kızdır. Hatta sizin hoşlandığınız kızdır. Centilmenlik yapmak için garsona seslenirsiniz o tiz sesinizle. Garson etrafa bakar ama sizi göremez. Bir daha seslenirsiniz yine görmez. işte o an yerin dibine girseniz daha makbuldur.
