"V" şekli...
"Yani daha dibi göremedik önce bi dibe bassın ayaklarımız sonra kendimizi yukarı atacağız"
Demek istedi bakan
Tabi yukarı çıkarken boğulmazsak...
Bu sefer halka şeklinde toplanalım malum herkes birbirinin arkasına geçmiş halk olarak biz en baştayız ama bizim yaslayabilecegimiz kimse yok. Halka olalım halka.
Kriz yönetimi...
Bu terimin ne anlama geldiğini bilen biri (ekonomik açıdan konuya yaklaşırsak) bu ülkede geceleri gözüne uyku girmez.
Bırakın ülke holding banka yatırım finans kurumunu ve hatta mahalle bakkalını, evi çekip çeviren Ayşe teyze bile böyle zor zamanlarda yapacağı tek şey vardır.
Elindekileri korumak, masrafları kısmak.
Yüksek bir yerden suya düşerken çırpınma yerine kendinizi dik konuma getirirsiniz.
Ekonomide v etkisini kazanmak, bir an önce dip yapmak için...
Suya düştükten sonra panik yapmazsınız ve bir an önce su yüzüne çıkmak için çırpınmazsınız.
Anında piyasaya (hele ki serbest piyasa-kapitalzm de) müdahale ederek panik havasına girmiş görüntüsü vermezsiniz...
Hava su vücut sıcaklığı dengesi alışması, suya düşüş şokunu atlatmak, düşme esnasında hız dibe çöküşün durması için sakin kalarak suyun kaldırma kuvvetini beklersiniz.
Dâhili olduğunuz veya sizin dışınızda olan etkenler yüzünden oluşan ulusal veya küresel bir ekonomik krizi gözlemlemek, seyrini hesap etmek, diğer piyasa oyuncuları tarafların tutumunu anlamak, elde ki imkanları hangi şartlar evrelerde kullanacak olmanızı belirlemek, piyasalar üretici tüketici finans aktörlerin krize ve çıkışa karşı tepkimesini beklemek en akıllıca tutumdur.
Suyun üzerine doğru planlı (nefes tutma süresi, bulunduğunuz derinlik açısından) programlı ritmik bir şekilde panik yapmadan yüzmeden önce bu duruma uygun olmayan ağırlıklardan kurtulup harekete geçersiniz.
Ekonomik krizlerde yapısal ve kurumsal düzenlemeler yaparak, elde ki kaynakları uzun süreli bir zamanda doğru kullanmak korumak için Hareket edersiniz.
Suya düştüğünüzde kurtulmak için çırpınma çığlık atma etrafa bakma sizi daha fazla yorar ve daha çok oksijen tüketimine yorgunluğa yol açar, dayanma kuvvetinin kaybına neden olur.
Krizlerde özellikle böyle durumlar için ayırmadığınız para, kaynakları hibe veya kredi olarak piyasa fiyatı altında piyasaya sürmek yanan ateşe benzin dökmek gibidir.
Hele ki paranız küresel ölçekte rezerv para değilse.
Ya da elinde sihirli değnek ile sizi balonun en muhteşem zengin alımlı hayret edilecek prensesine dönüştürecek bir büyücü ile karşılaşmış sinderella değilseniz.
Neyse, böyle kalabalık hesaplara bizim aklımız ermez.
Hani ekonomimiz yükselişteydi?
V biçimi demek düşüş trendi dip noktası ve yükseliş trendini anlatır ama hiçbir zaman çıkıp da demediler ki düşüşteyiz hep yükselişteyiz dediler,bilgisi olmayanın kendisiyle celişmesi kadar doğal birşey yok.
Bakanımız doğru söylüyorsa henüz dip yaşanmadı demek.
Teknik konulara girip Aristo ile başlayıp, bradwardine ile devam edip, oresme ile sonlandırıp (bradwardine ve oresme aynı zamanda din adamıydı, düşünün) özellikle iktisat ekonomi alanında kullanılan ve sık sık görsellerde açıklamalarda kullanılan grafik (örn: v şeklinde toparlanma) tanımlarına değinmeye gerek yok, konu uzamasın.
Konuya dönelim, v şeklinde ekonomik süreç çiziliyor ise daha kötüyü yaşamadık demektir.
Yine basit olarak zeka ve eğitim seviyesi olarak her kesimden insanın anlayacağı bir örnekle durumu açıklamak gerekirse (okonomo çok oyo, donyo bozo koskonoyor diyenler hariç) yukarıdan atılan bir topun tekrar yükselmesi için zemini bulup çarpıp aldığı güç ile yükselmesi gerek.
Ekonomi olarak v şeklinde bir büyüme grafik-seyir çizmek için ilk önce dip yaşanmalı. Elde ki verilere göre biz henüz dip konumunda değiliz.
En iyimser rakamlara göre bile ekonomide çöküş pandemi-corona etkisinden ayrı olarak devam ediyor.
Hatırlayın, salgından önce iflaslar konkordato işsizlik furyasını.
Daha geçen yaz bunları yaşamıyor muyduk? Bu çöküşü devamlı turizm geliri ile ve son 12 yıldır devletin iştiraklerini işletmelerini malını mülkünü satarak, turizm gelirlerini bu kötü gidişi gizlemek için kullanmadık mı?
Şu an hazırdan yiyorduk ve hazır para bitti, devletin elinde satacak para eden günü (en az 2-3 yıl) kurtaracak bir değer de (pandemi de buna etki ederek) şu an yok.
Kimse varlık fonunda ki şirketler demesin, örn: halkbank'ı ele alalım. iş Bankası veya garanti bankası ya da yapı kredi bankası gibi olursa atamaları kim tartışacak ve tartışmaya konu olacak atama yapılabilir mi? Bunun için varlık fonunda olan şirketler devlet kurum iştirakleri için satılır demeyin.
Konuya dönersek mart ayı gelince bu konuya tekrar değinmek lazım. O zaman v şeklinde büyümeyi konuşabiliriz.
Mart ayında ekonomide dibi görürüz, çöküş durur.
Zaten şu an Corona salgını bitmiş...
Devlet üretim istihdam alanında yatırım yapmış ve bu yatırımların meyvesini almaya başlamış...
Özel şirketler borçlarını ödememiş olsa bile ötelemiş, yükümlülüklerini yerine getirip üretim imalat bandını yenilemiş, pazarını korumuş...
Örnek olarak yerli oto fabrikası Mart sonrası üretime başlıyor, en az 500 bin ön sipariş ile piyasaya giriyor olacaktır.
Turizm de Türkiye'ye erken rezervasyon başvuruları rekor kırmış ve şu an 2021 yaz sezonu ile 2020 ve kış sezonu doluluk oranı %100 olmuş.
Ödemeler dengesi cari açık vb konularda bir sorun yaşanmaması için hazine de 100 milyar dolar nakit dövizimiz var.
Yapısal reformları yaptık ve devlet liyakat ehliyet olarak istenilen duruma geldi.
Tarım hayvancılıkta da üretimi teşvik ettik, milyarlarca dolar döviz dışarı çıkmayacak+ döviz girdisi olacak. Önümüzde ki yıl ne et ne hububat vb hiç bir tarım hayvancılık ürünü ithal etmeyeceğiz.
Bunlardan bizim haberimiz yok.
Tabi ki v şeklinde büyüme olacak.
Allah'ın izni ile (başarısız olursak suç Allah'ın demek, hâşâ) 4 yıl sonra 2024 yılında milli gelir 2013 yılları seviyelerine gelecek.
Yani 11 yıl önce ki maaşa çalışan işçi gibi olacağız ve bu duruma çok sevineceğiz.
11 yıl bir arpa boyu yol gitmemiş yerinde saymış olacağız.