Türk siyasetinin kanayan yarası. Özal, Ecevit, Demirel, Erbakan...elden ayaktan düşüp yaprak kadar titreyene, ölene kadar bırakmadılar, hep şöyle veya böyle göz önünde olmak istediler.
Tony Blair'e bakın. Adam yenilgi aldı, yapamıyorum artık dedi bıraktı. Şimdi tatil yapıyor, bahçesiyle uğraşıyor. Bill Clinton'a bakın, artık siyaset yerine yeni saksocu kızlar peşinde koşuyor.
2003'te hükümeti dağıttın bu herifleri yüzde 36 ile iktidara taşıdın. baktın 7 haziranda velinimetlerin iktidarı kaybediyor, huysuz çocuk gibi her bi halta hayır dedin. al şimdi eserinle övün, teröristlerin partisinden bile az vekilin var. 40 yapar diye diye 40 milletvekili kaldı elinde. bu davaya gönül vermiş insanları küstürdün dağıttın,parça parça ettin. meral akşener'i, sinan oğan'ı yedin.zerre kadar haysiyetin varsa istifa et.
bence mhp'nin milliyetçi( millet kelimesi arapça da bir din veya cemaat etrafında toplanmış bireyler demektir. milliyetçilik yerine bodun veya türkçü bize dil anlamı da daha yakın olanlardır) tabanına artık muhafazakarlık ve türkçülük arasında bir seçim yapmalısınız, artık bizim partimiz muhafazakar(arap milliyetçiliği) çizgide olmayacak amacımız-gayemiz sadece ve sadece Türkçülük kavramı çizgisinde siyaset yapacaktır demeli.
hem laik ve cumhuriyet yönetimini benimseyeceksin, hem atatürk ilke ve inkılaplarına bağlı olduğunu dile getireceksin, sonra da çıkıp diyeceksin ki biz muhafazakar bir partiyiz.