bahçelievler katliamı

entry63 galeri2
    13.
  1. alperenlerin ve ülkücülerin gerçekleştiren şahsiyetle ilgili videoları youtube'de sevgi seline boğmasının nedenlerinden birisidir.
    2 ...
  2. 12.
  3. türkiye'nin ve dünyanın aydınlık geleceğine saldıran iç savaş örgütü faşistlerin yaptığı katliam. katliam öncesinde 7.il temsilcileri konferansını toplayan türkiye işçi partisi'nin şu tespiti katliamı işleyenlerin gerçek yüzünü ortaya koymuştur: "faşist parti iktidara ortak olduğu 3 yıl boyunca bizzat sermaye sınıf ile devlet tarafından beslenmiş, bu beslenmeyi iyi kullanarak örgütlenmesini devlet içindeki kimi kademelere kadar sokmuştur. bugün bir iç savaş örgütü olarak çalışan faşist parti, türkiye'de terörün tırmanasına neden olmakta çatışmayı körüklemektedir. bu durumun önüne geçilmesi için çok önemli yasal dayanaklar vardır ve bu durumun engellenmesi için yasal dinamiklerinde çalıştırılması gerekmektedir."(1978,tip.7 il temsilcileri konferansı)
    3 ...
  4. 11.
  5. aradan 30 yıl geçmesine rağmen temcit pilavı gibi ısıtılıp ısıtılıp önümüze konan adli vaka. dava görülmüş, suçlu bulunanlar cezalarını çekmiş olay kapanmıştır. kaşıyıp duranların samimiyetinden şüphe edilir.
    7 ...
  6. 10.
  7. bu akşam skytürk de 30.yıldönümü olması sebebiyle bir haber programının özel bir bölümünde işlenmiş katliam. tam bir katliam ama, katliam kelimesinin hakkını verecek kadar acımasızca yapılmış, ayrıntıları duyunca (ki bizzat yapanların ifade kayıtları ile) kanınız donuyor. sadece tip'li oldukları için bu gencecik insanlar katledildi. organize eden hani şu adına kitaplar yazılan, reisimiz diye yüceltilen abdullah çatlı'dır. hareketlerinde olduğu için utanılması gereken bir insanken ilah mertebesine çıkarılmıştır. kimse değiştim demesin, yalandır.
    evi basıyorlar, yerlere yatırıyorlar ve çatlı'ya birini gönderip soruyorlar, n'apalım?
    öldürün diyor o büyük reis. öldürün!
    önce ikisi eskişehir yoluna götürülüyor ve orada başlarına kurşun sıkılıyor ki, tsadüfen o evde bulunan iki öğrenci bunlar. bakıyorlar ki zor oluyor böyle zahmetli, al yollara götür falan,sonra ikisini evde boğmaya kalkıyorlar, çok zorluk çekiyorlar, yüzüne havlu falan bastırıp....devam edemeyeceğim.

    evet çatlı'lar, haluk kırcı'lar..şair ne diyordu adiloş bebeye, "tanı da büyü". bunları tanımalı herkes. bilmeli.
    o gencecik kurbanları da unutmamalı, hatırlamali, sevgiyle anmalı, şarkının dediği gibi.
    2 ...
  8. 9.
  9. faşizmin kirli icraatlarından biri. gün olur devran döner sözünü akıllara getirmektedir.

    (bkz: faşizmi döktüğü kanda boğacagız)
    7 ...
  10. 8.
  11. 30 yıl önce bugün olmuşmuş. unutmayacaklarmışmış. sormak lazım geçen sene kaç yoldaşınız şehit oldu diye. mesela geçen sene 21 ekim'de ne olmuştu diye.

    30 sene öncekini unutmadınız. eminim bu sorduklarımı da unutmuyorsunuzdur. inanmak istiyorum ki o kadar iğrenç ve riyakar değilsinizdir.

    düdüt: aha kafası yarıldı.
    8 ...
  12. 7.
  13. kokain bağımlısı, uyuşturucu ve silah kaçakçısı, para karşılığı cinayetler işleyen kiralik katil pardon vatansever(!) abdullah çatlı ve ekibi tarafından gerçekleştirilen insanlık dışı katliamdır.*
    17 ...
  14. 6.
  15. 5.
  16. 4.
  17. adını ağzıma almaktan imtina ettiğim haluk kırcı adında ki yaratık ile memleketimin azımsanamayacak kadar insanının gurur duyduğu * vatansever(!) çatlı'nın insanlık dışı eylemleri. neden türkçe'de bu ve benzeri insanları tanımlayacak kadar aşşağılık sıfatlar yok diye üzülüyorum aslında. isimlerinin önüne ne koysam eksik kalıyor..

    o yedi çocuk emperyalizm'e, ülkenin peşkeş çekilmesine, amerikan sömürüsüne karşı durup tam bağımsız türkiye şiarıyla hareket ederlerken gençliklerinin baharında öldürüldüler.. devleti ve onun bilimum kokuşmuş kurumlarını arkasına alan bu faşist insan müsveddeleri ise vatansever oldular. çatlı'yı zamanın başbakanı * şerefli ilan etti.. öldüğünde yanında türkiye cumhuriyeti'nin bir milletvekili * vardı. kimleri başbakan, milletvekili, vs. yapıyorsun ey halkım. katilleri, onlara arka çıkanları, koruyup kollayanları, gencecik çocukların üstüne salanları hangi vicdan ya da hangi cehalet ile başımıza getiriyorsun.

    bahçelievler katliamı bu ülkenin en kara lekelerinden birisidir. bahçelievler seksen küsür yıllık cumhuriyet tarihinin en hain, en kalleş, en acımasız, en şerefsiz vakalarından birisidir. işin acı tarafı devletin buna bilfiil iştirak etmiş olması, yıllar sonra dahi en üst makamlarınca arka çıkmasıdır.. bahçelievler sağ menşeili cinayetlerin doruk noktasıdır. aynı zamanda sağ'dan gelen sebebi ve şekli her ne olursa olsun her türlü katliama devletin taraf olduğunun ve arka çıktığının belgesidir.

    bahçelievler bu ülkenin aydınlık, temiz çocuklarının, gerçek vatanseverlerinin mezarı olduğu gibi, tüm aklı selim insanların da ölene dek sürdürecekleri nefretlerinin somutlaşmış ismidir.. bu milletin büyük bir çoğunluğu çatlı'yı halk kahramanı, destekçilerini de yüksek makamlar sahibi yaptı ise, geri kalan kısmı da bunu toplumsal vicadanından silmeyecek, bu katilleri ömürleri boyunca nefretle anacaklardır.

    bana sağcilar adam öldürüyor dedirtemezsiniz demiş zamanında demirel... daha fazla yorum yapmıyorum...
    14 ...
  18. 3.
  19. yüreğin akılla olan çatışmasının sonucudur.
    3 ...
  20. 2.
  21. can yücel'in yaprak dökümü şiiri de, faşistlerin işlediği bu cinayetleri anlatan bir şiirdir, olay ise türkiye'ye sürülmüş kara lekeleden yalnızca birisidir..
    10 ...
  22. 1.
  23. 'Erzurumda tanışan Haluk Kırcı ile hem Emek Bölgesi'nin sorumlusu hem de MHP Ankara il ikinci Başkanı olan Mahmut Korkmaz'ın, kaldıkları Bahçelievler 17. Sokak'taki bir apartmanın bodrum katında, 'ülküdaş' misafirleri vardı: 'Büyük Reis' Abdullah Çatlı, Bahçelievler Bölge Sorumlusu Ahmet Ercüment Gedikli ve Kürşat Poyraz.
    Daha önce hazırlanan plan, tekrar gözden geçirildi. Durumdan iyice emin olmak için, 'idi Amin' kod isimli Haluk Kırcı, Bahçelievler, 15. Sokak, 56/2 adresine tekrar gönderildi.
    Haluk Kırcı, eve gidip kapıyı dinledi. Sonra koşa koşa, arkadaşlarının bulunduğu kendi evine döndü: 'içeriden iki-üç kişinin sesi geliyor' dedi.
    Eylemi o akşam yapmaya karar verdiler. Ercüment Gedikli, takviye güç için Dadaş Kahvesi'ne gidip, daha önce yapacakları bu eylemle ilgili olarak bilgi toplayan Ömer Özcan ve Duran Demirkan'ı buldu: 'Hareket bu akşam yapılacak, kalkın, benimle gelin.'
    Saat 22:00
    Bahçelievler, 15. Sokak'taki 56 No'lu apartmanın üçyüz metre sağında, trafonun yanında gözcü olarak Duran Demirkan bırakıldı. Apartmanın bir köşesinde ise Ömer Özcan gözcülük yapacaktı. 16. Sokak'a giren küçük caddenin başındaki otomobilin içinde, Abdullah Çatlı vardı.
    Plana göre, içeriye dört kişi girecekti: Haluk Kırcı, Ercüment Gedikli, Mahmut Korkmaz, Kürşat Poyraz.
    Bu dört kişi, ürkek adımlarla 56 No'lu apartmana girdiler. 2 Numaralı dairenin önüne gelince, bellerindeki silahları çıkardılar. Ercüment Gedikli, kapıyı zorladı, açamadı. Zile bastılar.
    Kapının açılmasıyla birlikte eve daldılar.
    içeride, Türkiye işçi Partisi üyesi beş öğrenci vardı:
    ODTÜ Elektrik Bölümü öğrencisi, 23 yaşındaki Serdar Alten..
    Ankara Devlet Mimarlık Mühendislik Akademisi öğrencisi, 26 yaşındaki Hürcan Gürses.
    Ankara iktisadi Ticari Bilimler Akademisi Gazetecilik Bölümü öğrencisi, 23 yaşındaki Efraim Ezgin.
    Hacettepe Üniversitesi istatistik Bölümü öğrencisi, 20 yaşındaki Osman Nuri Uzunlar.
    Aynı okuldan, 20 yaşındaki Latif Can.
    Televizyon seyretmekte olan öğrenciler, elleri silahlı dört kişiyi görünce şoke oldular.
    Saldırganlar da şaşırdı. Evde beş kişi olmasını beklemiyorlardı. Bildikleri, en fazla üç kişi olduğuydu.
    Hemen hemen aynı yaşlardaki saldırganlar, evdekilerin ellerini arkadan bağlayıp, yüzükoyun yere yatırdılar. Odaları dolaşıp arama yaptılar. Haluk Kırcı, 'Böyle devrimcilik mi olur, evde bir silah dahi yok,' dedi.
    Evde silah yoktu. Saldırganların evde bulabildikleri, Genç Öncü, Çark Başak ve Yürüyüş adlı dergilerdi. Ve başta Aziz Nesin olmak üzere, bazı ünlü yazarların kitapları...
    Saldırganlar, evdekilerin sayılarının fazla olması nedeniyle aralarında biraz tartıştılar. Bir de arabada bekleyen Reis'e danışmaya karar verdiler. Kürşat Poyraz ve Ercüment Gedikli, dışarıya çıkıp durumu anlattılar.
    Abdullah Çatlı, Kürşat Poyraz'ı yanına alarak: 'Ben şimdi geliyorum, beni bekleyin' dedi. Çatlı ve Poyraz otomobille hareket edince, Ercüment gözcülerin yanına gidip onları uyardı: 'Aman dikkat edin, sinek uçsa bize haber verin.'
    Kısa bir zaman geçti.
    Reis Çatlı, gittiği yerden döndü. Onlara bir şişe eter ve pamuk getirmişti. Kürşat Poyraz ve Ercüment Gedikli, eteri ve pamuğu alıp eve girdiler.
    Yere yatan beş gencin yüzüne sırasıyla, etere batırılmış pamuğu bastırdılar.
    Tam o sırada, kapı kısa aralıklarla üç kez vuruldu. Saldırganlar telaşlandılar, kim olabilirdi gecenin bu saatinde?
    Kapıyı açtılar. iki kişi daha gelmişti. Türkiye işçi Partisi Üyesi Faruk Erzan ve Salih Gevence. Evde bulunanların sayısı, bir anda, 7'si TiP'li gençler olmak üzere, 11 kişi olmuştu. Tekrar Reisleri Çatlı'ya koştular, durumu haber verdiler.
    Çatlı, 'soğukkanlılığını' kaybetmedi. Emrini verdi: 'Sonradan gelen iki kişiyi alıp otomobile getirin.'
    Kürşat Poyraz ve Haluk Kırcı, Salih Gevence ile Faruk Ferzan'ı, Çatlı'nın otomobiline getirdiler.
    Kürşat Poyraz otomobilin önüne, Çatlı'nın yanına, Haluk Kırcı ve tabanca tehdidi altındaki iki TiP'li genç, arka koltuğa oturdular. Araba, Bahçelievler'den çıkıp süratle istanbul-Eskişehir yoluna yöneldi.
    10 dakika sonra, Balmumcu yolunun 13. kilometresine vardılar. Otomobil durdu. Abdullah Çatlı, aracın motorunu çalışır durumda tutarken, farlarını söndürdü.
    iki TiP'li genç, Haluk Kırcı ve Kürşat Poyraz tarafından, yol kenarındaki tarlanın içine doğru 600 metre götürüldü.
    24 yaşındaki Faruk Erzan'ın kafasına üç, 26 yaşındaki Salih Gevence'nin kafasına da üç kurşun sıktılar.
    Otomobil aynı hızla yine Bahçelievler'in 15. Sokağı'na döndü. Haluk Kırcı ve Kürşat Poyraz, arabadan inip eve girdiler. Evde bulunan Ercüment Gedikli ve Mahmut Korkmaz, beş TiP'li genci eterle bayıltmıştı. Aslında Çatlı'nın yolda yaptığı plan değişikliğine göre, evdeki 'esirler', ikişer üçer otomobile bindirilip Eskişehir yoluna götürülecekti.
    Bu arada Serdar Alten'in yarı uyanık olduğunu gördüler, kollarına girip otomobile götürdüler.
    Reis, 'Hemen geri götürün, biraz önce buradan ekip arabası geçti. Belki Eskişehir yolundaki cesetleri bulmuşlardır. işi siz, evde bitirin.' emrini verdi. Serdar Alten, eve geri götürüldü.
    Saldırganlar, beş genci nasıl yok edeceklerini tartıştılar. Haluk Kırcı, 'Ben iple boğarım' dedi. Bu teklife, arkadaşları bile şaşırdı. 'Sahi yapabilir misin? '
    Haluk Kırcı; 'Denerim' dedikten sonra; içeri girip, telden yapılmış bir askı getirdi.
    Osman Nuri Uzunlar'ı, sürükleyerek mutfağa götürdü. Telle boğazını sıktı. Ancak telle boğamayacağını anladıktan sonra, gidip banyodan bir havlu aldı. 20 yaşındaki Uzunlar'ın yüzüne havluyu bastırdı.
    Dakikalar geçti. Osman Nuri Uzunlar, havlunun altında can çekişiyordu.
    Üniversite öğrencisi Uzunlar'ın öldürülmesi epey zaman aldı. Bunun üzerine Haluk Kırcı ülkücü akadaşlarına dönüp; 'Bu böyle olmayacak, siz evden çıkın, ben hepsinin kafasına sıkıp çıkarım,' dedi. Eskişehir yolunda kullandığı silahı Kürşat Poyraz ile değiştirip, ondan mermi dolu 14'lü tabancayı aldı.
    Ercüment Gedikli, Kürşat Poyraz, Mahmut Korkmaz dışarı çıktılar. Ercüment Gedikli, gözcülük yapan Ömer Özcan ve Duran Demirkıran'a, 'görevlerinin' bittiğini bildirdi. Sonra Çatlı ile otomobilde bekleyen Kürşat Poyraz ve Mahmut Korkmaz'la birlikte, 15. Sokak'tan hızla uzaklaştılar.

    (alıntıdır)
    31 ...
© 2025 uludağ sözlük