yedi kez ağırlaştırılmış hapis cezası aldıkları halde sorumlularının bir kısmının küt diye serberst bırakıldıkları katliamdır.
bazı beyinsizler sevinmiş, zıplamış, orgazm olmuştur.. yedi silahsız genci öldüren kendilerini ülkücü olarak lanse eden bu mafya bozuntusu korkak tavukların toplum içine tekrar çıkmalarına bu denli seviniyorken apo serbest kalsın diye zırlayan diğer beyinsizlerden de farkları kalmamaktadır.
sanıklarının tahliye olması solcu sinirlerini bozmuştur.
ihtilalde uygulanan çifte standart bir nebze olsun giderilmeye çalışılmakta, ülkücü tayfanın uğradığı haksızlık ortadan kaldırılmaktadır gün itibariyle.
kimse gıcırdamasın. solcu- ülkücü kavga etti. iki taraf ta birbirini ezdi ama solcular aklandı. ihale ülkücülere kaldı.
şimdi yavaş yavaş adalet tecelli ediyo.
edit: katliam değil, çatışma sürecinde bir kaç gencin öldürülmesidir.
ankaralı ilerici sözlük yazar ve okurlarına duyurulur:
7 tip'li öğrencinin bugün yaşayan yoldaşları ve türkiye komünist partisi ankara il örgütü, katil faşistlerin dışarı salınmasını protesto etmek için yarın katliamın gerçekleştiği sokakta, Bahçelievler 15. Sokak 52 Numaralı Apartmanın önünde toplanacak.
katliamı yapan ülkücü tetikçilerin 14 yıl yatıp akp kıyağıyla salıverilmesi protesto etmek üzere bugün yine katliamın gerçekleştiği apartmanın önünde, öldürülen gençlerin tip'Li yoldaşları ve tkp'liler tarafından, polisin engellemelerine rağmen bir prostesto gerçekleştirildi. http://galeri.uludagsozlu...A7elievler-katliam%C4%B1/
evin önünde bir de basın açıklaması okundu. metni şöyle:
"34 yıl önce yoldaşlarımızı bu adreste katleden faşist katiller, tarihte her zaman solculara, ilercilere, devrimcilere karşı katliamlarda kader ortağı oldukları gericiler tarafından bugün "3. Yargı Paketi" diye adlandırılan, 6352 sayılı Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve Basın Yayın Yoluyla işlenen Suçlara ilişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanunun yürürlüğe girmesiyle tahliye ediliyorlar. Sermayenin ve emperyalizmin işbirlikçileri iktidarlarını böyle tahkim ediyorlar. Ve sermaye, işbirlikçilerine, tetikçilerine vefa borcunu böyle ödüyor. Kendisine hizmet edenleri, eli kanlı faşist katilleri koruyor, kolluyor.
Karanlığa karşı aydınlık için, sömürüye karşı eşitlik için, emperyalizme karşı bağımsızlık ve özgürlük için mücadele edenler ise bu gerici ve faşist ittifakın hapishanelerinde tutsak ediliyor. Ve AKPliler bunu da utanmadan "Solculara tanınan hak kapsamına gecikmeli olarak sağcıların alınması" olarak savunabiliyorlar. Bu ifade bize, zamanında Süleyman Demirelin Bana Milliyetçiler adam öldürüyor dedirtemezsiniz. Bugün sağ tedhişçi diye bir şey yoktur. Türkiye'de sol tedhişçi vardır, sağ tedhişçi diye bir şey yoktur. Adam öldüren yok yani. cümlelerini hatırlatıyor. Sermaye iktidarları adamlarını korumaya o gün olduğu gibi, bugün de özen göstermeye devam ediyor.
Bugün, sermayenin partisi, emperyalizmin tetikçisi, gerici AKP kendisine yakışanı yapmaktadır. Kendi öncüllerinin açtığı yolda nihai hamleleri gerçekleştirmektedir. Yargı Reformu adı altında ilericileri, yurtseverleri, sendikacıları, aydınları, devrimcileri, öğrencileri hapishanelere kapatıp, karanlığı temsil edenleri ödüllendirmek için getirdiği düzenlemelerle ülkemizi karanlığa boğmaya çalışmaktadır.
Bugün tahliye ettikleriyle aynı yere, sermayeye hizmet eden bir iktidarla karşı karşıyayız. Burada, Bahçelievler'de bunlar vardı. Maraş'ta da, Çorum'da da, 93te Sivasta da katliamları gerçekleştirenler bunlardı. 1 Mayıs 77 bunlardı. 69da Beyazıt Meydanında da, 16 Mart 78de de arkadaşlarımızı katledenler bunlardı. Bin Operasyonda yine bunlar vardı. AKP iktidarıyla birlikte bu katillerin şeflerinden Muhsin Yazıcıoğlunun kahraman ilan edilip, ardından sermayenin, bütün parti ve kurumlarıyla kendisine minnet borcunu ödediğini de unutmayalım.
12 Eylül ve Özal'la başlayan ve bugüne kadar gelen bütün iktidarlar döneminde, bu katillerin çıkarılmasına, çıkarılamıyorsa cezalarının hafifletilmesine uğraşıldı. istisnasız bütün iktidarlar, bu katilleri kurtarmak için düzenlemeler yaptılar, yasalar çıkardılar. Bu eli kanlı katiller ceza hukukunda yapılan bütün değişikliklerden mutlaka ve öncelikle faydalandırıldılar. Bunun nedeni çok açıktır, bu faşistlerin sermayeye sundukları hizmetler... Tıpkı 93te Sivasta arkadaşlarımızı yakanların zaman aşımından faydalandırılmaları gibi işte, bu gerici-faşist ittifakın ileri demokrasisi budur!
Yetmez ama diyerek, AKPden ve onun yolunu açanlardan medet umarak 34 yıl önce katledilen yoldaşlarımızın hesabını soramayız. Bu faşist katillerden ve onların ikizi gerici iktidardan hesap sormanın biricik koşulu sosyalizme giden yolda mücadele etmektir artık. Uzlaşmadan, inatla Aydınlık, eşit ve özgür bir ülke için kavgaya katılmaktır. Yobazın, faşistin karanlığına boyun eğmemektir.
Katillerden hesabı ancak devrimciler, komünistler sorar! Bizler burada yeniden söz veriyoruz yoldaşlarımıza Serdara, Hürcana, Efraime, Latife, Nuriye, Faruka, Salihe söz veriyoruz! Bu söz aydınlık, eşit ve özgür bir Türkiyedir! Bu söz devrimdir!
7 tane hayatının baharında insanın: Latif Can, Efraim Ezgin, Hürcan Gürses, Osman Nuri Uzunlar, Serdar Alten, Faruk Ersan, Salih Gevence ülkücüler tarafından öldürülmesidir.
--spoiler--
Katillerin akıbeti
Abdullah Çatlı: Yakalanamadı. 1996 yılında Susurluk kazasında öldü.
Haluk Kırcı: Yedi kez idama mahkûm edildi. 1996'da yakalandığı gün emniyetten kaçtı. 1999'da yeniden yakalandı. 18 Mart 2004 tarihinde tahliye edildi. Ekim 2004'te Ukrayna'da yakalandı. 27 Mayıs 2010'da tekrar tahliye edildi.[9]
Ünal Osmanağaoğlu: 1999 yılında Kuşadası'nda yakalandı ve yedi kez idam cezasına çarptırıldı. Kemal Türkler'in öldürülmesiyle ilgili sanık olarak yargılandığı dava 1 Aralık 2010 tarihinde zaman aşımı nedeniyle ortadan kaldırıldı. "3. Yargı Paketi" olarak bilinen yasal düzenleme doğrultusunda 10 Temmuz 2012'de tahliye edildi.[1]
Bünyamin Adanalı: 1999 yılında Pendik'de yakalandı ve yedi kez idam cezasına çarptırıldı. "3. Yargı Paketi" olarak bilinen yasal düzenleme doğrultusunda 10 Temmuz 2012'de tahliye edildi.[1]
Ercüment Gedikli: 1980 yılında yakalandı. Aldığı idam cezası müebbete çevrildi ve 1991 yılındaki afla salıverildi.
Mahmut Korkmaz: Yakalanamadı.
Kadri Kürşat Poyraz: Yakalanamadı.
--spoiler-- http://tr.wikipedia.org/w...%A7elievler_Katliam%C4%B1
son dalga da (Bünyamin Adanalı, Ünal Osmanağaoğlu) geçen günlerde akp tarafından jet hızıyla çıkarılan bir kanun maddesiyle son kalan halkalarda silkelenerek olayın üstü kapatılmıştır. Yazıktır bu kadar hayat hunharca katledilirken her hayat için içeride sadece 2 yıl yatılmıştır. işte Buradanda anlaşılacağı gibi türkiye deki hukuk kurallarımız süper ötesidir. Uyu güzel ülkem ninni gelir bunlar size.
Katillerin, hırsızların, tecavüzcülerin, prim yaptığı bir ülkede yaşamak, bütün insanlık suçlarına tanıklık etmektir ki, bir süre sonra, gözlerinizi kaçıramadığınız şeyler yüzünden aklınızı kaçırabilirsiniz.
Sivas, kanlı pazar, malatya, çorum, bahçelievler, malatya, eruzurum katlıyamlarını yapanlar vatansever. sosyalist öldürünce vatan hayini pekakalı. tabi unutmayalım biz vatan hayiniyiz, onlar vatansever 6.filo önünde namaz kılanlar çok vatanseverler.
Abdullah çatlı ve Haluk Kırcının,
Ankara bahçelievlerde, sosyalist oldukları gerekçesiyle
masum 7 genci şerefsizce öldürmeleridir.
Öldürdükleri insanlar silahsızdılar.
Bu milliyetçilik değil. Bu faşistlik.
Amerikan uşaklığı.
ütopik-mitolojik bir ideolojiyi savunan birkaç gencin katledildiği eylemdir. boş bir ideoloji uğruna can vermişlerdir. inandıkları ideolojinin dünyaya faydası yok ki halka yararı olsun, insan doğasına aykırı bi' kere. şimdi gelelim işin hukuksal boyutuna... demokratik, hümanizma, rasyonal ve liberal açıdan ele alırsak olayı yapılan şey tam anlamıyla bir vahşettir. insanlık suçudur. idamdan yana değilim hiç, ama dönemin şartları çerçevesinde bu katiller idam almalıydı. apaçık ortada ki o dönemin şartlarında soğukkanlı cani bir katili koruyan düzen varmış. tabi kendisine şeriatçi, devrimci, komunist, muhafazakar, ülkücü, solcu, sağcı deyip, katil olan kişiler kendi ideolojisinden olunca onu savunmaya çalışanlar dürüstüm. en adi adalet ve hukuk düşmanıdırlar. adi birer ikiyüzlüdürler.
delikanlı, hilal bıyıklı abilerimiz muhsin yazıcıoğlu ve abdullah çatlı'nın barollerini paylaştığı filmin sadece fragmanıdır. filmi yayınlanmamıştır. yşadıkları yıllarda faili meçhul kaç cinayet varsa hepsinde paramağı olan leş kargalarıdır. hakkımı helal etmem birader!
her zamanki gibi sol görüş tarafından şişirilen insanlık dışı eylemdir. şişirilen diyorum çünkü madem bu kadar duyarlısınız o tarihlerdeki karşıt görüşlülerin ölümüyle sonuçlanan olayların altında hiçbir fikriniz yoktur. hatta aratın sözlükte Ümraniye katliamı diye burada yazan yazarların faşistlerrr auwww diye serzenişlerini bulamassınız. Ama sol medya her zaman mazlumu oynamayı çok iyi başarmıştır. orucunu açarken taranan insanlar, akıllarına gelmez sadece kendi acıları acıdır. Buradan ne kadar samimiyetsiz olduğunuz belli oluyor. o dönem her iki eğilimde gerekli kitlelerce kumanda edildi. Ama bu berrak zihinli isyankar komünist kardeşlerimiz ülkücüleri faşist sermaye tarafından kumanda edilmiş olarak görür. kendilerinin kimin tarafından kullanıldıklarından nasıl kumanda edildiklerinden bihaberdir. Bi taraf faşist diğer taraf aydın. he canım he 2014 yılında bunları da yiyip kendinizi aklamaya çalışıyorsanız az okuyun biraz.. Kendi ideolojinizi okşayacak şekilde yorumlamayın objektif yorumlayın..Öyle konuşalım..