devlet bahçeli ile ıssız bir adada baş başa kalınca yapılacak olanlardır.
sohbet :
- aç kalacağız burada.
b : chp pkk ile işbirliği içinde.
- gece üşürüz.
b : idam cezası gelirse chp bozulur.
- adadan kurtulma şansımız var mı acaba.
b : chplileri içeri atmak lazım.
- bir dakika dur da şu pilini çıkarayım senin. sıktın be.
arkanızı dönmemeyi gerektirir.
daha yemek vakti gelmeden sizi pişirip yemeye kalkabilir.
Faruk Bildirici'nin, "Siluetini Sevdiğimin Türkiyesi" kitabından şu bilgilerle açıklayalım :
--spoiler--
Bahçeli'nin otomobilinde silahlar
12 Eylül öncesinin hareketli günlerinde, 23 Şubat 1978 tarihinde Adana'dan Ankara'ya gelen beyaz renkli Renault marka araç, ihbar üzerine polis tarafından arandı. Ali Halaman, Fuat istanbullu, Ekrem Pazarcı ve Sami Ocak adlı ülkücü gençlerin bulunduğu otomobilin, bagajında iki makineli tüfek ve şarjörler bulundu.
"Silah paketini Ali Halaman, Adana Ülkü Ocakları Derneği Başkanı Recai Yıldırım'dan almıştı... Daha sonra yakalanan Yıldırım, silahların bulunduğu paketi kendisinin verdiğini itiraf etti. Silahları Ülkü Ocakları Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu'nun istediğini de söyledi. Silah taşınan aracın sahibi bir öğretim üyesiydi: Renault otomobili Başkent Mali Bilimler Yüksek Okulu öğretim görevlisi Devlet Bahçeli'den arkadaşlar memlekete gitmek için aldılar...
Araç Bahçeli'nindi, ancak silah taşınacağını bilmiyordu... Nedense polis tutanaklara geçen bu bilgiyi hemen unutuverdi. Arabasında silah yakalanan öğretim üyesini çağırıp ifadesini almaya bile gerek görmedi... Dikkati çeken Bahçeli'nin gezmek için verdiği aracında silah taşıyan bu öğrencileriyle ilişkisinin bu olaydan hiç etkilenmemesiydi. Öyle ki, bu olaydan 20 yıl sonra MHP Genel Başkanı olan Bahçeli, portakal sandığındaki silah sandığının iki kahramanı Halaman ve Yıldırım'ı, 1999 seçimlerinde MHP listelerinden aday gösterdi. Her ikisi de Adana'dan milletvekili seçildiler. Ülkücü davaya hizmetin karşılığıydı bu."
Çatlı'yla dostluk
Kitaptaki bilgilere göre, babası sıkı bir CHP'li olan ve ismet inönü hayranı olan Bahçeli, ülkücülerin üniversite örgütlenmesinde aktif rol üstlendi ve 1969'da, Ankara iktisadi ve Ticari ilimler Akadamesi'nin işgal edilmesinde başrolü oynadı. Üniversitede kalıp asistan olan Bahçeli'nin Abdullah Çatlı ile tanışıklığı şöyle anlatıldı:
"Beyin enerjisinin küçük bir bölümünü Mali Bilimler ve Muhasebe Yüksekokulu'ndaki görevine ayırıyordu. Hocası Prof. Aziz Köklü ile birlikte derslere giriyorlardı. Susurluk kazası ile ünlenen Abdullah Çatlı da öğrencisiydi. Yıllarca süren dostluk o günlerde başlamıştı. Bahçeli, o aileye, Çatlı'nın kaçak olduğu yıllarda babasına ilaç yardımında bulunacak kadar yakınlaşmıştı."
