bahçeli dil sürçmesi yaşayamaz mı diyen ülkücü

entry6 galeri0
    1.
  1. inci sözlük, uludag ve bilumum ortamda hemen kendisini ortaya çıkaran yerini belli eden ülküsüne sadık ülkücüdür.

    şahsen bügun tüm sözlüklerde bahçeliyi savunanlarla karşılaştım ne diyim adamların haline acıdım güldüm birazda. neye gülündügünü bile bilemeyecek kadar acizler resmen. konunun dil sürçmesi degilde küçücük bir meselenin sanki büyük bir hadiseymiş gibi gösterilmesi oldugunu bile anlıyamıyorlar.

    daha önce bahçeli " 40 yapar " derken herkes gülüyordu çünkü adam öyle bir 40 yapar diyor ki sanki 40 yapınca dünyaya dogru gelen göktaşı 40 parçaya bölünüyor. büskevüt olayındada bu oldu adam öyle bir coşuyor ki tutabilene aşk olsun. sanki abdullah öcalanı asacagını söylüyor altı üstü bir büskevüt. abartma reyis bu kadar.
    0 ...
  2. 2.
  3. Bir degil iki degil. Adam bunu hobi haline getirdi.
    (bkz: Puskevit)
    3 ...
  4. 3.
  5. tek kusuru dili olsun diyen ülkücüde olabilir.
    1 ...
  6. 4.
  7. aşağılık piskolojisine sahip olan ülkücüdür. arkadaş türkiye medyasını hala anlayamadınız mı bu tazr önemsiz konuları büyüttüğünü bilmiyormusunuz evet reisniz böyle sürçmelerle ünlüdür. Fakat siz bu tarz seyleri ne kaar önemli görüp büyütürseniz o kadar da dalga geçilmeye maaruz kalırsınız.
    0 ...
  8. 5.
  9. meselenin bahçelinin veya herhangi bir parti liderinin kelimeleri yanlış telafuz etmesi veya kendi yöresinin ağzı ile konuşması değil, meselenin, medyanın kanalizesininde etkisi ile toplumun olaylar karşısındaki algısal tutumu olduğunu anlayamamış ülkücüdür.
    mesele hiçbir zaman a veya b partisi liderinin dilinin, belinin ya da başka bir yerinin sürtmesi olmamıştır.
    mesele bu olsa idi, istisnasız her zaman bu algı süreci işler ve gerek medya, gerek toplum, kendi özgür algılarının desteği ile fikriyatını belli bir yöne kanalize edebilirdi.
    oysaki algılarımız istenilen güzergahlara kanalize edilmek için belli bir mekanizma kurulmuş ve bu mekanizma uzun süredir kusursuz olarak işlemektedir.
    bugün algılarımızın tahtına oturtulmuş bir lider, yarın her zamanki söz veya icraatları nedeniyle algılarımıza ayar verilerek o tahttan indirilebilir.
    medyanın bu konuda önemli rolü olduğunu inkar edemeyiz ama bir şeyi daha inkar etmemiz gerekir.
    toplum olarak algılarımızı kontrol edebildiğimizi iddia edemeyiz.
    algılarımızın ipleri her zaman birilerinin elinde olmuştur.
    bunun içindirki sürekli aynı kısır döngüyü yaşar ve yaşatırız.
    bunun içindirki dün alkışladıklarımızı, ertesi gün yuhalarız.
    bunun içindirki bir günde vatan kahramanları, vatan haini oluverir.
    bunun içindirki dün gözümüze giren çöpler unutturulurken, aylar sonra o çöpler gözümüzden çıkmasına rağmen tekrar gözümüze sokularak, gözümüzden önemli hale getirilir.
    algılarımıza hükmedemediğimiz müddetçe, algılarımıza vurulmuş kelepçeleri parçalayamadığımız müddetçe bu tür yapay algılara, bir bardak suda koparılan fırtınalara mahkumuz anlayacağınız.
    mesele püskevütde falan değil, mesele devlet bahçelinin halk ve toplum nazarındaki imajına verilecek ayarda.
    mesele ordunun kanunsuz olarak gerçekleştirdiği veya gerçekleştirdiği iddia edilen darbe planlarında ve bu planlar için planları yapan insanların cezalandırılmasında değil.
    mesele ordunun halkın, toplumun gözündeki yerine ayar vermekte.
    bu ülkede 90 lı yılların ortalarından itibaren, her fırsatta alakasız anketlerin içine sıkıştırılan sorulardadır, asıl meselenin ipuçları.
    orkit anketine, çamaşır deterjanı anketinin içine sıkıştırılan bir soruya dikkat kesilebilmekte mesele.
    türkiyede en çok güvendiğiniz kurum hangidir?
    -başbakan
    -tbmm
    -cumhurbaşkanı
    -türk silahlı kuvvetleri

    işte bu soru, anketörlük yaptığım öğrencilik yıllarımda algı süzgecime hep takılmıştır.
    oysaki ankete cevap veren onbinler, bu soruya yüzde seksenin altına inmeyen oranlarda türk silahlı kuvvetleri demiştir yıllarca ama sorunun neden sorulduğunu hiçbir şekilde algılayamamışlardır.
    ben bu soruya yıllarca cevap aradım.
    çoğu yabancı şirketler tarafından(henkel, procter and gamble, vb) gerçekleştirilen bu tüketim ürünleri anketleri ile bu sorunun ne gibi bir bağlantısı olabileceğini sorguladığımda, aldığım cevap hep şu olmuştur;
    tüketici tercihleri anketlerinde bu tür sosyal sorular olur. amaç yaşam şekillerini ve sosyal tercihleri algılayarak, psikolojik ve sosyolojik ürün analizleri yapabilmektir.
    algıma ayar verildimi?

    tatmin olmasamda, yıllarca çokta üstünde durmamamı sağlamaya yetmiştir.
    taki önce komutanlar hakkında başlatılan yolsuzluk, usülsüzlük soruşturmaları ile ilk defa orgeneral rütbesindeki komuta kademesinin mahkumiyet alması ve takiben ergenekonların, balyozların gelmesine kadar.
    işte o zaman anladımki bu sorular işte bu süreci analiz etmek ve yönlendirmek için soruluyormuş.
    gözümüzün içine soka soka bu ülkede ne oyunlar dönüyor, farkında bile değiliz.
    değiliz çünkü algılarımıza ayar veriliyor.
    algı yönetiminde başarılı olanlar, türkiyeyi ve dünyayı yönetiyor.
    mesele hiçbir zaman püskevüt falan olmadı.
    mesele doğru ellerde yükselmesi içten bile olmayan türk milliyetçiliğini her yönden baltalamaktır.
    mesele türk milliyetçiliğini kanalize etmek ve boğmaktır.
    mesele türk siyasetinin aklı selim milliyetçi politikalarla dünyayı yöneten tayfaya kafa tutacak seviyeye yükselmesini engellemektir.
    gençliğin milliyetçi ya da sosyalist, halktan ve haktan yana tavrından it gibi korkan güç odakları, potansiyel enerjiyi yanlış yerlere kanalize ederek, algılarımızla birlikte, enerjimizide bir güzel yönetiyorlar.
    0 ...
  10. 6.
  11. deveye sormuslar : "boynun neden egri ?"
    deve de "nerem dogru ki ?" demiş.
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük