hayret, bir şey mi oldu
gelen vurdu, giden vurdu
izleri kaldı
kader mi böyle yazmış
yoksa ben mi şanssızım
yıllardır bahtsızım
ilk tokadı ebem vurdu, pancar gibi oldu
günler geçti, yıllar oldu, bir şey kalmadı
bahtsız bedevi sen çölde ne yapıyorsun
kutup ayısı bir gelsin, halini sorsun
hakkındaki söylentileri bilmiyorsun
böyle yalnız yola çıkma, Allah korusun
sır kitabına göre hep kötülükleri aklına getirmesi sonucu çekim yasasına göre oluşturduğu kötü enerjinin çevresindeki kötü enerjileri kendisine çekerek kötü olaylar yaşayan insandır.
daha bugün yaşadığım bir olayla haklılığını bana da ispatlayan "bahtsız bedeviyi çölde kutup ayıları kovalar" sözündeki tamlamadır. Olay da şudur: Cep telefonumun tereyağ-kıl hareketiyle cebimden çıkıp benim en üst basamağında bulunduğum merdivenin altındaki içi su dolu paspas kovasına düşmesi ve benim bunu birkaç saat sonra farketmiş olmam.
kutup ayısının kovalamadığı bedevi'yi dün gece buldum.
dün gece bir adam bizim caddenin önünden geçerken arabası arızalandı.
3 kişi yanına gittik. arabası fiat palio. arabada 2 kişi var ve 23-24 yaşlarındalar.
muhabbete başladık;
ben: iyi akşamlar bilader noldu?
o: iyi akşamlar, arabanın gazı bitti ya.
b: e benzinle gitsenize.
o: benzin de bitmiş. benim burda ne işim var amk!
diyerek sağa sola bakınıyordu. sordum sigarası bitmiş, sigara almaya çıkmış.
arkadaşlarını aradı ve yanına gelmelerini söyledi.
15-20 dakika sonra 2 motor geldiler. ben de de araç var ama ısrar etmeme rağmen bana benzin aldırmadı.
velhasıl yanındaki sivri zekalı arkadaş o'na deponun kapağını açmasını söyledi.
çocuk da "tamam" dedi. ve kapının yanındaki kapağı açmaya çalıştı açamadı. anahtarla denedi yine açılmadı.
depo kapağına anahtar olmadı ya. düşünebiliyor musunuz?
biz artık 3 kişi gülmeye başladık. çocuğu alıp eve götürdüler yedek anahtarı getirdiler.
çocuk arkadaşına dedi, "şu 50 lirayı al da benzin al gel."
arkadaşı da tamam dedi çıktı. rahat 1 saat bekledik, çocuktan haber yok.
sonra çocuk, arabanın sahibini aradı, bir şeyler dedi ve bizimki "hassiktir" falan diyordu.
telefon görüşmesi bitti.
" bi sorun mu var" dedim.
çocuk da "verdiğim 50 lira sahte çıkmış, polis ordaymış, beni çağırıyormuş, yasal işlem başlatmak zorundaymışlar." dedi.
araba yolun ortasında.
çocuk sabah işe gidecek.
gaz yok, benzin yok.
polis çağırıyor.
ve bunların hepsi 1 paket sigara için.
bilseydi çıkar mıydı dışarı?
neyse çocuğa dedim, "biz arabayı itelim sen park et şu köşeye bi yere, sakat buralar"
çocuk da teşekkür etti, park etti ve gitti.
trajikomik diye tam olarak buna deniyor.
çocuktan hala haber yok ve arabası dün gece bıraktığımız yerde duruyor.