iranlı kürt yönetmen.. sarhoş atlar zamanı ve kaplumbağalar da uçar gibi iki isim yapmış filme imza atmıştır. sarhoş atları bilmem ama galiba kaplumbağalar atların havasıyla uçuyor..
1968 iran doğumlu yönetmen.
1999'da çektiği kısa belgesel Zendegi dar meh(life in fog) ile 8 ödül kazandı ve
hemen ilk uzun metrajını çekmeye başladı. Zamani barayé masti asbha(sarhoş atlar zamanı)
adlı bu ilk uzun metrajıyla birçok ödül aldı, türkiye'de de tanındı.
(beksav 'da izlediğim bu film hala hafızamda ancak hayatımda film izlediğim en kötü salondu beksav'ın salonu. koltuğa yerleşmeye çalışana kadar film bitmişti)
2002'de Gomgashtei dar Aragh(Marooned in Iraq) ile ilk filmi kadar başarılı olamasa da birkaç ödül kazandı, istanbul film festivali'nde de altın lale adayı oldu.
bir sonraki yıl 'daf' adlı kısa bir belgesel çekti. 2004'te asıl büyük başarısı olan ve benim de hayran kaldığım Turtles Can Fly(kaplumbağalar da uçar) ile yerini sağlamlaştırdı. ve son olarak prömiyeri san sebastian'da yapılan half moon(yarım ay)
ile 3 ödül kazandı. 'yarım ay' 26.uluslararası istanbul film festivali'nde de gösterildi ve radikal halk ödülü'nü kazandı. bu ödül üzerine radikal gazetesi'nde bir röportaj yapılmış.
'Kaplumbağalar da Uçar' ve 'Yarım Ay' filmleriyle San Sebastian Film Festivali'nde iki kere büyük ödül olan 'Altın istiridye'yle ödüllendirilmiş kürt yönetmen.
mahmelbaf ekolünden yetişme, samira mahmelbaf ile birlikte son dönem iran sinemasının en yetenekli yönetmenlerinden. kendisiyle aynı nitelik ve nicelikte ödül kazanmış bir türk yönetmenin 100 metre yanından geçmeniz ne yazık ki imkansızdır ama bahman ghobadi üniversite kafeteryasında oturup sizinle birlikte çay içecek kadar mütevazıdır. kendine dünya çapında ün ve eşek yüküyle ödül kazandıran filmlerinde hep amatörlerle çalışır. yakın zamanda istanbul-diyarbakır ekseninde geçecek bir film için türkiye'ye gelecektir.
sarhoş atlar zamanı ve kaplumbağalar da uçar adlı iki başyapıtıyla iran sinemasının sivrilen yönetmenlerinden. en son iran'daki yer altı rock camiasına eğilmişti.yeterince takip edememenin hüznü içindeyim.
projeleri ve üretkenliğiyle dikkat çekmekte efendim.
şahane filmlere imza atmış iranlı kürt yönetmen. yalnız işleri bazen o kadar şahanedir ki izlemeye dayanamazsınız. filmlerinde profesyonel bir oyuncu bulmak neredeyse imkansızdır. milletin fotoğrafını çekmeye bayıldığı sümüklü kürt çocuklarını içlerinde yaşadıkları dramı abartma ya da azaltmaya maruz bırakmadan filme çeker ghobadi. ancak abartılmamasına rağmen o dram öyle bir dramdır ki insan allak bullak olur izlerken. son filmi no one knows about persian cats önceki filmlere nazaran bu açıdan izlemesi çok daha kolay bir filmdir ama illa ki o da irandaki akıl almaz yaşantıyı çekinmeden gözler önüne serer.
usta kürt yönetmendir. filmlerindeki mistik ve hüzünlü hava izleyenleri derinden etkiliyor. ayrıca filmlerindeki doğallık ve samimiyet onu içimizden biri yapıyor.
(bkz: Sarhoş atlar zamanı) filmindeki oyuncular, essah oyuncu değildir. Hasta rolü oynayan şahıs gerçekten hastadır ve filmin gelirleri hastalığının tedavisi için kullanılmıştır.
(bkz: Kaplumbağalar da Uçar) filmindeki uçurum sahnesi beni ağlatmıştır. Ayrıca bu filmde Saddam askerlerinin yaptığı zulmü anlatır. Çoğu olay gerçektir diye biliyorum.
(bkz: Yarım Ay) filmi ise bir başka güzeldir. Yaşlı amcaların bilgisayar sahneleri sizi gülmekten öldürür, billur sesli kadınların şarkı söyleme sahnesi ise hüzünden. Var mı ötesi?