en az yalan atmak kadar kötü ve talihsiz bir alışkanlık.
ucu bucağı olmayan bir saçmalık. özellikle son zamanlarda ya da artık büyüdük diye olsa gerek bazı şeyleri fak etmeye başlıyoruz sanırsam, bahane üretmek her şeyin önüne geçmiş durumda.
iyi veya kötü, yanlı ya da objektif nasıl bir güç var ise karşımızda dünyanın en kolay işini yapıp bahane üretiyoruz. tam bir fitne! özellikle de gelişimin karşısında psikolojik bir duvar gibi.
aslında üç beş satıra sığdırılacak bir olgu değil ancak ... hepsi bahane!
kötü geçen bir sınavı açıklamak için "çalışmadım"ı kullanmak zorunda kalırdık, ki bu da bir çok yasağa ve yaptırıma yol açardı... ya şimdi? "hoca bana taktı..."
takımı kaybeden bir antrenör "antremanları hatalı yaptırdık" derdi, ama şimdi? "böyle hakem olur mu, insaf!"
kitabı satmayan yazar "zaten ilkokulda da dilbilgisi kısmını yapamazdım" diye itiraf etmek zorunda kalırdı, oysa "yayın evi ne kadar dandikmiş" var şimdi!
*
yalansız dolansız bir hayat düşünemiyorum... hani şu filmdeki gibi, avukat baba kızına yalan söylememe sözü verir de tüm hayatı alt üst olur ya, o hesap!
"inan ki şu anda seni düşünüyordum tam da!" diyeceği yerde insan "aaa, hiç aklıma gelmedin valla!" demek zorunda kalırdı ki takdir edersiniz ki sayısız küslüğe neden olurdu bu da!
"seni az sonra arayacaktım!" diyeceğimiz yerde "seni aramayı hiç düşünmüyordum!" derdik...
güzel mi olurdu?
bırakın yalan dolan dünyamızda dürüstlük çabasını, bırakın... olamayız dürüst falan zira yalan, artık toplumsal bir kural oldu çıktı..
Bir bahane bul uğra gönlüme
Ne bileyim
'Birine bakıp çıkacaktım' de,
'Kalbimin anahtarını unuttum, onu alabilirmiyim?' de.
Ya bahane değil mi, gel işte! *
insana yaptırmayacağı şey yoktur. keşke bahane diye bir şeyin varlığından haberimiz olmasaydı insanoğlu olarak. belki insanlık bir adım daha ileri gider belki sokaklarda yatan onca insanın sayısı biraz olsun azalır, belki yüzlerce bilimadamı yetişir, ülke üretimi artar, cari açık azalır, belki birçok güzel şeyin olması için, birçok tedbirin alınması için başımıza bir şeyler gelmesini beklemek zorunda kalmazdık.
bahane, öyle bi illettir ki ondan ne kurtulabilirsiniz ne de o olmadan yapabilirsiniz.
aslinda paradokstur. bi seyi bi sebepten dolayi yapamamanin verdigi yetkiyle bunu aciklama durumudur ama kotu bi intiba birakir. cunku o isi o bahane yuzunden yapamamissindir. dogrudur ama karsinizdaki olaya oyle bakmaz. bunlar bahane yapmak isteseydin yapardin der. be bilmem neyin evladi o bahane yuzunden yapamadim zaten diye ic gecirilir.