kendisinin ''allah yok, din yalan'' veya ''allah yök, din yalar'' alt metinli karikatürü hiç sikimde olmadı.
bir italyan kız arkadaşım vardı, teröristler müslüman dedi, delice sevsem de düşüncesini doğru bir yola koyana kadar kafasının etini yedim. ona benim toprağımda herkes müslüman ve biz bu değiliz dedim. ona bu cümleyi ezberlettim.
danimarkalılar çıkıp alenen hz.muhammed'e hakaret ettiler, ana avrat küfrettim sadece. çünkü onların yaptığının diğer mankafalılardan bir farkı yoktu ve nasıl ki müslüman toplumun ciğerini biliyorsam hristiyan toplumun da ciğerini biliyordum, götünün deliğine kadar kimin ne bok olduğunu biliyordum çünkü insanın ne olduğunu biliyordum.
insanın ne olduğunu bildiğim gibi dolaylı olarak dinin, paranın, ideolojilerin, insan haklarının, sömürülmenin, sömürmenin, materyalizmin ve kaderciliğin de ne olduğunu biliyordum... bilmek zorunda bırakıldım açıkçası.
bu duruma düşmeyip hayatını mutlu mesut geçiren ve bana gızıl gomonist, kafir, terörist, anarşik diyebilecek ama aslında özünde iyi olan ama dünyanın ve insanın sefil yapısının çok zor duruma düşürdüğü ve beni anlaması için her engeli koyduğu 1000 kişi bulabilirim.
facebook'ta mı? kesin bulurum.
ama sorun şurda;
gördüm, geçirdim... okudum, yazdım... dua ettim, lanet ettim... baştım, ayak oldum vs.
ben sokakta bir kızın türbanla dolaşmasının yanlış bir tarafı olmadığını öğrendim.
ben insanlara saygı göstermeyi öğrendim.
ben dinlemeyi ve kendimi ifade etmeyi öğrendim.
peki sokakta türbanla dolaşan kız benim neden onun istediği şeyi düşünmek zorunda olmadığımı öğrenemedi?
neden bu ülkede andrea santoro öldürüldü?
veya neden bu ülkede sırtına allah adını kazıtacak şekilde allah hayranı, sufizm'e gönül vermiş bir adam öldürüldü?
ben gelişirken neden onlar aynı kaldı?
ben anlatırken neden onlar da anlatmaya kalktı?
---
''allah yoktur, din yalan'' demek tamamiyle özgürlüktür.
tıpkı birilerinin çıkıp da bana hiç sormadan, hiç sen ne diyorsun demeden, hiç düşünmeme, öğrenmeme izin vermeden beni müslüman ilan etmesi gibi.
şimdi bu noktada gerçekle yüzleşmek zorundasınız.
seçiminiz sizin için kutsal, farkındayım. saygı duyuyorum. müslümanlığın da pek çok feyz alınacak tarafı olduğunu düşünüyorum.
ama sizin seçiminiz size göre ne kadar kutsalsa, sizin vicdanınız size göre ne kadar temizse, sizin düşünceniz ne kadar doğruysa...
bu adamın seçimi de kendine göre o kadar kutsaldır, bu adamın vicdanı da kendine göre o kadar temizdir, bu adamın düşüncesi de kendine göre bu kadar doğrudur.
kendisinin de tıpkı sizin gibi bir şeye inanmışsa, onun bayraktarlığını yapar.
sen nasıl inancını yaşamak istiyorsa, kendi doğrularıyla kendi yolunda yürüyorsa ve senin insani haklarından hiçbirini ihlâl etmiyorsa sen bu adama ağzını açıp ''aa'' deme hakkına bile sahip değilsin.
bu memlekette hala ramazan'da sigara içti diye dayak yiyen adam var.
böyle saçma sapan iş olmaz.
yahu müslümanlığı hristiyanlıktan farklı kılan şey, ruhbanlık diye bir şey olmamasıydı. inanmayana bile inandırıcı gelme sebebi buydu.
siz ne yapıyorsunuz? herkes allah kulu olmalıyken gene kula kulluk için insana işkence ediyorsunuz. mantık bunun neresinde?
---
hakaret konusuna gelince. bu konuda atatürk'ü antitez gösteren çok olmuş. ne alakası var anlamadım?
allah allah'tır, atatürk kuldur. hangisini hangisinin yerine koyarsan koy, saçma sapan bir şey olur bu bir.
ikincisi, fikir özgürlüğü sebebiyle ''ananın orospu olduğunu söylesem nasıl olur?'' diyen var.
bak güzel kardeşim, bak kibar kardeşim...
bu adam gelip de size kaşınızın üstünde gözünüz mü var demiş? bu adam müslümanlar şudur, budur mu demiş? ne demiş bu adam?
allah yok, din yalan.
sen daha adama sormuyorsun ki bu ne demek diye? sor bir anlatsın bakalım hangi açığından sikmiş seni.
bence çok güzel bir noktadan yakalamış, her şekliyle.
düşünmeden, etmeden olmaz bu işler. düşüneceksin, yargın varsa sebebin de olacak.
yoksa öyle hababam küfür edemezsin etrafa. baruter'in de yaptığı bu değil.
hee burdan şuraya varabiliriz... diyeceksin ki, etseydi bu benim de etmemi meşru kılar mıydı?
kılmaz güzel kardeşim. aynı şekilde o hakaret etmemişken, senin de elmayla armudu karıştırıp peki ben x'e annen orospuymuş desem nasıl olur demen senin seviyeni belli eder.
aynı bahadır baruter hakaret etseydi onun seviyesini belli olacağı gibi.
şu an sen mat oldun ama, sen yenildin, sen aştın o maksadı.
ama adam sana sen salaksın inanıyorsun falan dememiş, sen o çıkarımı yapmışsın.
---
ben ne düşündüm biliyor musun? nötr kaldım. sikimde bile olmadı. çünkü bu ne bir italyanın benim halkıma ön yargı gözlüğüyle yaptığı haksız bir yorumdu, ne de danimarkalıların ufacık beyinleriyle senin inancına hakaret etme çabasıydı.
bu tamamiyle maksatsız, tamamiyle kişisel ve aslında bu kadar tartışma yaratması bile şaşırtacak derecede, kimine göre ciddiye bile alınmaması gereken bir fikir yumağıydı.
yani o adam ne seni terörist hicvetti, ne sübyancı hicvetti, ne maksadını aşacak bir şey yaptı.
o adam orda bir ders verdi.
nasıl mı?
bir cemaat, namaz kılıyor. cep telefonuyla da herifin biri -misalen- tanrıyı veya allah'ı arayıp bugünlük erken çıkabilir miyim tarzı bir laf ediyor.
bu o kadar güzel bir gönderme ki!
--spoiler--
simpsons dizisi aşağı yukarı 20 yıldır var, 20 yıldır dizideki -koyu hristiyan- flanders ailesinin dindarlığı hicvedilir, 20 yıldır bart simpson'ın her pazar günü uykudan kalkmak zorunda kalıp kiliseye gitmekten nefret etmesi göze göze vurulur.
ama amerika'da kimse bunları konuşmaz bile, kimse bizim kadar reaksiyonel davranmaz. ve bu dizi dünya televizyon tarihinin de en uzun yayınlanan dizisidir.
dillere destan beyoğlu karikatürü için günde tam 15 saat olmak üzere 15 gün boyunca durmadan çalıştığını açıklayan üstad. tabi ortaya çıkan sonuç öyle böyle birşey değildir, türk karikatür tarihinin başyapıtıdır...
bağnaz olduğunu çizdiği karikatürle bize kanıtlayan çizer. " halkın bir kesiminin benimsediği dini değerleri alenen aşağılama " gerekçesiyle dava haklı olarak açılmıştır. biz ne zamandan beri hollanda'lı gibi yaşar olduk? bizim değerlerimiz kültür, örf adetmiz nerede kaldı? asimile olduktan sonra, "neden asimile olduk" diye ağlamayı biliyorsunuz. bütün avrupa'nın, amerika'nın, ortadoğu'nun amına koyim. biz türküz lan türk. bizim atamız osmanlı. sen nasıl sinekle böcekle gösterirsin onları? senin gibi fesatlık yapacak adam gitsin avrupaya, banyo yapmayı dahi atalarımın öğrettiği topraklarda "medeniyeti yaşıyorum" sansın.. benim burda ne hristiyana, ne de ateiste sövmeye hakkım var. bir ülkeyi zaten bölmek istiyorsan, önce etnik kökenleri birbiriyle düşman edeceksin. millet kürt türk diye birbirini vurcak. sonra din gibi onurlu, gururlu, dil uzatamayacağımız, dil uzatanın dilini keseceğimiz yerden gircen. milletin gözünden ateş çıkar. sonra hrant da ölür, papaz da, başkası da. sonra, "hepimiz hrantız" deyince biteceğini sanarsın. ben hırant mırant değilim kardeşim. ben o'nun öldürülmesini kınayan türk vatandaşıyım. bölün ülkeyi amına koyim. vurun birbirinize.
yaptığı islam hakkındaki espriler kendisi tarafından yapılmamıştır. kendisi çizmiştir. esprileri fatih solmaz vermektedir.
ha çizmeseymiş neden çizmiş , yarak versen yarak mı çizecek diyorsan orasını bilemem.. yıllardır mizah dergisi okumama rağmen ben de uyuz oldum en son yaptıklarına.
hükümeti eleştirirsin,başbakanı eleştirirsin, muhalefeti eleştirirsin, orduyu eleştirirsin ama kutsal ile dalga geçilmez aga.
hadi ince bi espri çizilir , olur kimseyi üzmeden ama bu şekilde olmaz.. ayıptır.
04.01.2011 tarihli radikal gazetesine, çizdiği iskambil kartlarıyla ilgili verdiği röportajının iyice okunup, açık zihinle anlaşılması gereken en değerli çizerlerimizden biri.
babdır, cizimlerindeki ince detaylar yüzünden psikolojisi konusunda ciddi şüphelerim vardır. normal olmadığı aşikar fakat ne derece anormal? delilikle dahilik arasındaki ince cizginin her iki tarafına da bir ayak geçmiş kişilik. şaşma efekti kişisi. *
"Böcekler canlılık zincirinin en faydalı ve hayati öğeleridir. Ölçü tiksinçlıkse hiçbir böcek türünün kurbanlarının kadınlarına tecavüz etmediği ve çocuklarını diri diri gömmediği ve düşmanlarına zevk için işkence etmediği bir dünyada insanoğlu tüm bunları büyük bir vicdan rahatlığıyla yapabilen bir varlık olarak çok daha tiksinçtir diye düşünüyorum. Savaşlarda birbirimize yaptıklarımızı hatırlayalım, en zehirli böcekten çok daha zehirli değil mi bizim bombalarımızın zehiri? Yaratılan her mahluğun faydalı olduğuna inanmış dinsel görüşler bile benim savımı destekler gibi. Hiçbir kutsal kitapta böceklerin faydasızlığı ile ilgili bir tek ifade bulamazsınız. Bence insanoğlunun böceklere olan düşmanlığının kökeninde bir gün öldüğünde onlar tarafından yenilecek olduğunun bilgisi ve korkusu yatıyor. Bir de böceklerin mi daha çok insan, insanların mı daha çok böcek öldürdüğünü düşünecek olursak, kimin daha bencil bir vahşet taşıdığı ortaya çıkar. insanoğlunun mu tarihi daha karanlıktır yoksa böceklerinki mi sizce?"
4 Ocak 2011, Radikal Gazetesi, Burcu Aktaş'ın Bahadır Baruter'le yapmış olduğu röportajdan alınmış bir Baruter bölümü.
