urganla bağlanmak değildir söz konusu olan, sevgiyle bağlanmaktır. değere değer göstermek,sözün eylemle desteklenmesidir asıl olan. bağlanmak, duygu işidir, özgüven işidir. bu da sonuç olarak adam işidir.
favori korkudur. korkulan şey bağlanmak değildir aslında. egonun ayaklar altına alınmasından korkarsın. öyle çok korkarsın ki gururunun ayaklar altta kalmasından, öyle tereddütler yaşarsın ki bir kişiye sevildiğini hissettirme konusunda egon boyunu aşar. korkarsın bağlanmaktan çünkü herkes eşittir senin için. bir tek sen üstünsündür. bu yüzden bu korku, korkuların en şerefsizidir.
bağlanma eyleminin beraberinde kaybetme korkusunu da getirmesinden dolayı,insanı pek bir aciz duruma düşürmesi ve bu yüzden de geceleri uyutmayıp damarlarda dolaşması durumu.
günümüz insanının en büyük problemi.
inanılmaz bir korku var bu konuda, herkesin kendine göre haklı bi sebebi...
geçmişin geleceğe etkisi.
ya yine aynı şeyler olursa düşüncesi...
"ben böyle iyiyim ya, rahatım. hesap verdiğim kimse yok. iyi ya işte."
herkesin dilinde bu cümle. aşk, paylaşım gibi kavramlardan uzak kalmak pahasına tercihler bu şekilde artık.
sonrası yalnızlık.
bağlanmanın dozu ayarlanabilse, daha az anlam yüklenebilse. belki...
yüzmekten korkmak, kıyıda dolaşmaktır. partneriyle bağları zayıftır ve kalbi 'sev' diye bağırır, mantığı çelme takar. bağrı yanıktır.ancak bu durum partneri dışında kimseyi bağlamaz.
kurban bayramı öncesi koyun, kuzu, inek, öküz korkusudur...
+ abi ben bağlanmaktan çok korkuyorum.
- korkma koçum ölümee gitmiyorsun ya sonunda..unutursun sonra.
+ nasıl ölüm yok ya..demee öyle...
- kasap geliyor sanki, ne o elindeki bıçak mı. gelmee
+ mee
birine hayır demek için kullanılan en büyük yalandır.
- necmiye ben seni çok seviyorum ve ciddi bir beraberlik istiyorum.
+ fahrettin ben kendimi buna hazır hissetmiyorum henüz.
- neden necmiye, niçin niçin...
+ sana bağlanmaktan korkuyorum fahrettin!
- hadi ya! tüh... peki necmiye canın sağolsun...