geziyi kabusa çeviren , büyüklerin ilerde çocukta ne gibi durumlara yol açabileceğini göze almadan onları zorladıkları klostrofobik işkence yöntemi .
pek sık araba göremediğimiz yıllardı . mahallemizde araba sahibi olan pek insan yoktu . bir ramazan bayramı ilçemizin varoşlarından , burjuvazi kesimine akraba ziyaretine gitmiştik . ordan da köyde yaşayan akrabalara gidilecekti . yolculuk için kullanılacak araç renault 12 idi . arabaya sığması beklenen kişiler : babam , annem , ben , amcam , yengem , amcaoğlu , yengemin kardeşi , onun eşi , arabası olan kişi , onun eşi , onun çocuğu ... yani 11 kişi . yer planması epey bi vakit aldı . beş kişinin (4 bayan + yengemin kardeşi [ akrabalık ilişkilerinde iyi değilim , yengemin kardeşi ne olur bilmem , bilmek de istemem ! ]) arka koltuğa sığdığını gören araba sahibi kişinin dudaklarından ömür boyu unutamayacağım bir yolculuğu başlatacak sözler bir çırpıda döküllüverdi .
- çocuklar da bagaja geçti mi , tamamdır .
çok rahattı bu cümleyi kurarken . ''piknik tüpünü , kabı kacağı atın bagaja'' der gibiydi . insandık lan bizde . ne vardı adam gibi minibüse binip gitsek .
o günlerden kalan bir miras bana klostrofobi . asansör , oda gibi yerlerde değil bilhassa otomobil ve bilumum motorlu taşıtlarda geçerli bir fobi .
zorlu bir yolculuk türüdür, yer kalmadığı zamanlarda evin küçüğünden rica edilir olmadı zorlanır. 2 saatlik deneyim itibariyle söylenilebilir ki çocuklarınıza acıyınız, onlar bunu haketmemiştir. yapmayın.