bacheha ye aseman

    4.
  1. ya da cennetin çocukları.

    bir çift ayakkabının öyküsü. evet majid majidi'nin o sanat ve dram dolu filmi. iran sineması'ndaki şu küçük çocuklara hastayım. filmi az önce izledim ve bu gecenin sessizliğine karıştırıyor insanı.

    zehra ve ali'nin öyküsü ayrıca. yaşamın mücadelesi. ali'yi amir farrokh hashemian oynuyor. ali'nin babasını; reza naji ve masum küçük kız zehra'yı da bahar seddiqi.

    ali ve zehra'nın kardeşlik duyguları muazzamdı, baya baya etkilendim. kardeşlerim olsa bağrıma basardım onları o derece. zehra'nın koşa koşa okuldan gelip gizlice ayakkabısını abisine verip, ali'nin onu giyip koşa koşa okula gitmesi sonra. ve zehra'nın kaybolan ayakkabısı için ali'nin kendini yiyip bitirmesi. her yerde bir hayat yatıyor aslında.

    zehra babasına çay götürüyor, babası da cami için şekerleri kırıyor, önünde şeker yığını var. babası, zehra şeker niye getirmedin? diye soruyor. burada var ya şeker baba şeklinde cevaplıyor. olmaz kızım, bunlar caminin, oradan git şeker getir der babası.

    ali'nin şehre ilk defa gitmesi ve zillere basıp çekinme, korku, utanma duygusunun yüze yansımış hali, çok ustalıkla işlenmiş. çok duru, film sizi kollardan tutuyor, boşluğa bırakıyor ve orada yol alıyorsunuz.

    zehra'nın kanala düşürdüğü ayakkabısının peşinden koştuğunda dağıldım, ali'nin hocasına gelip nolur nolur katılmam dediği ve ağladığı sahnede bittim, 3. olmadım diye boynunu büktüğü sahnede sanki yok olup gittim.

    ali'nin katıldığı yarışma sahnesi çok dokunaklıydı. 3. olana ayakkabı veriyorlar. ali de, ben 3. olup kardeşim zehra'ya hediye edeceğim onları diyor. (yarışmadan aldığı ayakkabıyı değiştirip) ama ali birinci olur.

    + aferin ali, aferin, aferin oğlum!
    = üçüncü mü oldum hocam!

    babası da hem kızına hem ali'ye bir çift ayakkabı alır. sondaysa, şişmiş ve su toplamış bacaklar, ali ayaklarını sokuyor havuza. ve kaplumbağalar da uçar'daki kırmızı balıklar burada da var.

    mümkünse tek başınıza izleyin, öyle kalabalık olup izlemeye kalkışmayın ve her 1 yılda bir aralıklarla izleyin, izlettirin...
    6 ...
  2. 1.
  3. iranlı yönetmen mecid mecidi'nin iki küçük kardeşin bir eski ayakkabı yüzünden yaşadığı küçük hüznü kocaman yapıp önümüze sunduğu sıcak film.
    4 ...
  4. 14.
  5. an itibariyle trt'de yayınlanmasıyla izleme şansı bulduğum, 1997 iran yapımı,saflığı ve ezilmişliği sadelikle anlatan film. bir çift ayakkabıyı birlikte kullanan iki kardeş,onlara ayakkabı alacak parası olmayan bir baba ve koşulsuz bir şükür duygusu. azgelişmiş toplumlara ayna tutan bir film.
    3 ...
  6. 6.
  7. 97 yapımı bir dram. senaristi ve yönetmeni majid majidi olan izlerken ağlamamak için kendinizi zor tutacağınız bir film.

    --spoiler--
    herşey ali'nin tamirciden aldığı ayakkabının kendini bilmez bir eskici tarafından çöp sanılıp alınması ile başlar zira o ayakkabı alinin kız kardeşi zehranın okula giderken giydiği ayakkabıdır. bundan sonraki süreçte ali ve zehra * okula giderken aynı ayakkabıyı giyerler okulun koşu yarışmasında ikinciye bir spor ayakkabı verilecektir. ali kız kardeşine ayakkabıyı almak için yarışa katılır. ve birinci olur. ağlamaktadır. çünkü sadece 2.ye ayakkabı verilecektir. son derece yoksul bir ailenin ik çocuğu olan ali ve zehranın hayatlarından bir kesit sunan bu film izleyenleri hıçkırıklara boğarken sahip olduğumuz yaşamında ne derece harika olduğunu hatırlatmasıyla insanı derin düşüncelere sevk eder.
    --spoiler--

    izlemenizi tavsiye ederim.
    detaylı bilgi için:[http://tr.wikipedia.org/w...netin_%C3%87ocuklar%C4%B1 _(film,_1997)
    3 ...
  8. 29.
  9. Bunca zaman izlemek için hep erteledim, yapmaz olaydım. Yoksulluğun da, çaresizliğin de, imkansızlığın da dramatize edilmeden aktarıldığı böyle filmleri sık bulamazsınız.
    iki kardeşin sımsıcak öyküsüyle hüzünlenirken buruk bir tebessümle seyrettirir. Ayrıca ayakkabı alma planlarınızı da erteleyebilir. *

    Şımaracak kimseniz yoksa hayat sizi erken büyütür sözü geldi aklıma izlerken. Ali'nin abiliği, korumacı sahiplenici tavrı, Zehra'nın annesinden devraldığı rolleri ve sorumlulukları, maddi imkansızlıklar, her şeye rağmen eksilmediği kardeşliklerinin güçlü ve sevgi dolu bağları pek güzel çok güzeldi. Tekrar tekrar izlenilesiydi.

    https://galeri.uludagsozluk.com/r/1816683/+
    3 ...
  10. 5.
  11. selam sinema ile 90'ların ortalarında bir açılım yapan iran yeni dalga sinemasının en başarılı örneklerinden. film, iki kardeşin küçük fakat manidar sırlarını samimi ve duygusal boyutta büyüterek unutulmazlar listesine giriveriyor. tabi burda ince bir dantel gibi işlenmiş ve içselleştirilmiş yoksulluğun realitesi, günümüz dünyasının tam ve mutlak karşısında küçük görülen şeylere verilen önemliliğin yaşam koşullarının farklılığının yansımalarından kaynaklandığını düşündürüyor. bu düşündürüş yapmacıklıktan uzak olunca tadından yenmiyor kuşkusuz.

    ali ve zehra'nın hikayesi ve içlerinde büyüttükleri sırları doğal ve gerçekçi bir tavır içeriyor. bu üslup kimi zaman yıllar önce de sica 'nın yönettiği bisiklet hırsızları 'na kadar götürdü beni büyük bir hazla. zehra'nın kanala düşürdüğü ayakkabısının arkasından koşuşu, derse geç kalmış ali'nin öğretmeni tarafından kovulurken ki ağlaması akıldan çıkmıyor doğal tarafından. içli içli düşüncelere dalar buluyorsun kendini.

    kaliteli bir sinema filmi yapıvermenin büyük bütçelere, onlara, bunlara gereksiniminin olmadığını tekrardan gösteriyor cennetin çocukları! hatta şöyle akıla kazıyor falan. gerek yok, cidden yok!

    can yakan ayakkabı değiş tokuşları, kiranın sürekli istenilip ödenemediğinin uyku esnasında duyuluşu peşisıra gözün kapanışı, ali'nin yarışmada 1. olduğu halde 3. olup olmadığını sorması ve en mühimi ali ve zehra'nın duygusal ve güçlü kardeşlik bağı filmin mühim halkaları. gene buna zehra'nın okuldaki kızın ayakkabısını eskidiği için atmasına gösterdiği tepki ve beden dersi sırasında gizlenen ayakkabının birden özgüven yaratması muhteşem güzellikte sahneler!

    izlenmesi gereken iran sinemasını dünyaya açan bir başyapıt cennetin çocukları! de sica gerçekçi dışavurumunu iran'ın sosyal koşullarıyla özgün bir harmanlayış bu olsa gerek.

    10 üzerinden 8.5!
    2 ...
  12. 12.
  13. filmi izledikten sonra dolaptaki ayakkabılarımdan utandım. evet bu bir film ama çevremiz de cennetin çocuklarıyla dolu değil mi?
    3 ...
  14. 9.
  15. insanın içini parçalayan bir ayakkabı öyküsü. muhteşem bir dram.

    --spoiler--

    majid majidi'nin (ya da mecid mecidi'nin) 1997 yapımı filminde kız kardeşinin ayakkabısını kaybeden ali'nin kendi ayakkabısını kız kardeşi zehra ile müşterek kullanması anlatılıyor. filmin en etkileyici sahnesi ise kanımca; üçüncüye spor ayakkabı verilecek olan koşu yarışını ali'nin birinci bitirip "üçüncü mü oldum" sorusudur. akabinde birinci olduğunu öğrenir ve bu yüzden ağlar.

    --spoiler--
    2 ...
  16. 10.
  17. 1997 yapımlı Majid Majidi imzalı dram. Filmde Ali ve Zehra adlı iki kardeşin yoksulluk içindeki yaşamlarını nasıl büyük bir serüvene dönüştürdükleri çok çarpıcı bir şekilde anlatılır.Mutlaka izlenilmesi gereken bir filmdir.
    2 ...
  18. 17.
  19. insanlara şükretmeyi öğreten bir başyapıt.
    2 ...
© 2025 uludağ sözlük