bir bucuk saat boyunca yüzünüzde buruk bir gülümseme olusturmayı basaran mecid mecidi filmi. inglizceye children of heaven, türkçeye cennetin çocukları adı ile cevrilmistir.
Doğunun hatta iranın şark kültüründen etnik izler taşıyan 1997 yapımı dram filmi.
Senaryo kurgu gerçekten kaliteli ve başarılı
Çocuk karakterler olan ali ve zehranın performansları değerlendirildiği zaman harikulade ama filmin sonu daha iyi bitebilirdi çünkü film boyunca mutlu hissetirecek bir tebessüme ihtiyaç duyuyorsunuz
Örnek verirsek zaten babaları ali ve zehraya bir çift ayakkabi almıştı zehranın boynunun büküldüğü ve alinin ayaklarını suya soktuğu yerde bitmemeliydi babaları onlara hediyelerini verirken yüzlerinde açan gülüşü seyirci görmeliydi ve aliyle zehranın birbirlerine göz kırpışıyla bu film bitebilirdi. Yine de yönetmenine bir alkış.
Bunca zaman izlemek için hep erteledim, yapmaz olaydım. Yoksulluğun da, çaresizliğin de, imkansızlığın da dramatize edilmeden aktarıldığı böyle filmleri sık bulamazsınız.
iki kardeşin sımsıcak öyküsüyle hüzünlenirken buruk bir tebessümle seyrettirir. Ayrıca ayakkabı alma planlarınızı da erteleyebilir. *
Şımaracak kimseniz yoksa hayat sizi erken büyütür sözü geldi aklıma izlerken. Ali'nin abiliği, korumacı sahiplenici tavrı, Zehra'nın annesinden devraldığı rolleri ve sorumlulukları, maddi imkansızlıklar, her şeye rağmen eksilmediği kardeşliklerinin güçlü ve sevgi dolu bağları pek güzel çok güzeldi. Tekrar tekrar izlenilesiydi.
Pek sevimli olmayan bir unsur içersede sanki Anadolumuzdan fırlamışçasına çıkmış bize hitap eden samimi ve sımsıcak bir film. Filme Avrupa ve Amerika sinemasında bulamayacağınız bir "BacıGardaş" ilişkisi hakim ve film bu iki küçük oyucunun çevresinde, yoksulluk içerisinde, bir çift ayakkabı peşinde geçiyor. Ailece oturup mutlaka izleyin, izlemeden de ölmeyin.