sokaktaki vatandaş için "j.s.bach" denilince aklına ilk gelen parçalardan birisini bünyesinde barındıran ve aslında bağlı olduğu suitten bağımsız olarak kısaca "bach air" olarak tanınan bölümü içerisinde barındıran 6 bölümlü ve bwv (bach werkverzeichniss) 1068 numarasıyla anılan ve müzik tarihini derinden etkilemiş, ve müzik sanatına vurduğu "omuz" la müzik sanatının hareketini değiştirmiş büyük orkestra eseri.
aslında küçük sayılabilecek bir orkestra için yazılmıştır. bach´ın yazdığı 4 orkestra suitinin içerisindeki en "haşin" karakterli olanıdır.
orkestra teşkilatı ;
3 tiz trompet (her biri ayrı partiler çalarlar)
1 timpani (akortlu timpani)
kemanlar 1 / 2
viyola
devamlı bas
ayrieten eşlik bası
...şeklindedir.
bölümleri ; ouverture, air, gavotte 1-2, bourree, gigue isimleriyle anılır. bu bölüm başlıkları o zamanların bugünkü samba, tango gibi "dans" müziklerinin başlıklarıdır.
jsb´ın bu başlıklar altında yazdığı bu dev sanat eserleri kesinlikle çalınınca dans edilsin amacı taşımazlar. jsb ama o zamanın barok geleneğine uygun olarak yazdığı bu eserler, krallara yağcılık yapmak ve saraylar da düpedüz dans edilsin diye yazılan suitlerden aykırı bir duruş içindedirler. çünkü içerik olarak kesinlikle dans edilebilecekten çok daha karmaşık öğeler taşırlar.
şimdi bu birbiri ardına gelen "dansımsı sanat eserlerine" şöyle bir göz atalım ;
ouverture;
çok haşin timpani ve trompet effektleriyle başlar, fransız etkisi görülür. trompetler armoni "köşelerini" perçinleyen çok gür akorlar üflerler. melodik motifleri gene de yaylılar taşır. bu bölüm bütün suitin en uzun bölümüdür. ortasında birinci kemandan başlayan ve comes´i de dux´u da "dominantseptakkord" olan bir füg başlar. bu füg, oldukça karmaşık ve dinleyenin kulaklarına "garip" gelen bir fügtür. tema, "karara bağlanmaz". havada asılı kalır. bu şekil müzik yapısı sonradan mendelssohn, brahms, schumann gibi romantik müzik dehalarını kendisine hayran bıraktıracak, ve derinden etkileyecektir. bu tema ya da motif bütün parça boyunca "hadi olm artık bi karara var " dedirtir, ve ustalıkla o "beklenen karara" varmaz, ve gene baştaki kısma biraz değiştirilmiş olarak bağlanır, bu "kararsız füg" yüzyıllardır havada öylece "asılı" durmakta, ve her dinleyenin kafasında "başka başka kararlara" varmaktadır. "ouverture" baştaki formuna geri döner ve kararını orada verir. füg´de değil.
air ;
işte bir "masterpiece"... ben bu parçanın neden ünlü olduğunu bilmiyorum, ama ününü hakeden ender klasik müzik parçalarındandır - ünlü olmuş klasik müzik parçaları, genellikle o ünü hakedecek kompozitorik özelliklere göre değil "dinleyicinin kulağına hitap ettikleri için ünlü olurlar, tamamen kapitalist bi şekilde "halk istiyo abi" yaklaşımı yüzünden ünlü olmuşlardır-.
air´in en önemli özelliği kompozitorik özelliği, baştan sonra bir "emprovizasyon" olmasıdır. yalnız bu bestelenmiş ve belirli bir kaba dökülmüş bir emprovizasyondur. aslında müzik içerisinde bildiğimiz hiçbir isim bu parça için tam olarak uygun değildir. bu çok gariptir, çünkü jsbach´ın müzik form ve isimlerini pek iplemediğini anlarız bu sayede. halbuki ciddi bir müzik adamından da, hele hele thomas kilise´nin ana orgçusundan beklenen de bunun tam tersi bir,"memur zihniyeti ciddiyetidir"... jsbach bile "hocam ne yazdın şimdi sen, ne bu, sonat mı, konçerto mu, dans mı, hangi türe dahil edelim bunu?" diye sorsan sana kolaylıkla cevap veremeyecektir.
mesela oldukça garip bir "bas hattı" vardır "air"´in. bu hat baştan sona bütün parça boyunca aynı, yeknesak oktav atlamalı sekizlikleri çalar, bu "sekizlik ritmle tıklayan saat" sadece bir yerde hafif tereddüt eder, sonra gene hareketine devam eder. romantik bir görüş bu "yeknesak saat hareketini" çok ciddiye almış ve jsbach´ın "air" de kendi hayatını özetlediğini söylemiştir. biz, bunun doğru olduğunu söyleyemeyiz, ama eğer öyleyse kendisinin çok kuzurlu bir hayatı olmalıdır. bu "kollektif katılımlı tema olmayan temamsı" larla bezeli eser de eğer hakim bir duygudan bahsetmek zorunda kalırsak, bu duygu olsa olsa "huzur" olur. müzikten anlayana da anlamayana da vereceği çok şey olan bu "en fazla 5 dakika uzunluğundaki şaheser" kanımca dünya durdukça o saygın yerini hiçbir zaman kaybetmeyecektir.
gavotte 1-2;
çok eğlenceli bir parçadır. trompetlerin bangır bangır çaldıkları giriş temasından sonra, harika varyasyonlar gelecektir. hele gavotte 1´in ikinci kısmı çok güzeldir. baslar ve trompetler burada gerçek bir ustanın hayalgücünden çıkan o dantel gibi bezenmiş geçişleri çalarlarken insan gözyaşlarını tutamayabilir. genellikle çok süratli çalarlar bu bölümü, bence yavaş versiyonları tercih edilmelidir.
bourree;
kısa ama çok çetin cevizdir (çok uzun yazdığım için kısaca değinelim)
gigue;
suit in son parçasıdır. son derece gösterişten uzak kendi içersinde gayet tutarlı bir bölümdür, trompetlerin çaldığı giriş tonların devamı görünüşündeki bas hatlarını dinlemek gayet enterasandır.
zaten baştan sona bütün suiti, önce kemanları sonra basları ve sonra da nefeslilere dikkat etmek için ayrı ayrı dinlemek gerektiği tavsiye olunur.
entry uzun sürdü, ama suit no.3 için de "çok güzeldir mutlaka dinleyin" yazmak hakaret olurdu.