masumiyet; tecrübenin eksikliğinden doğar ve her tecrübe bizi biraz daha karaya bular.
bilirsiniz erkekler kadının ilk erkeği, kadınlarsa son kadını olmak isterler. her erkek gibi, bu nazireye pareleldi yaradılışım. bende ilk erkek olmak istiyordum ve tek.
ona olan hislerimi, kendi hayatını ve duygularını güvenceye alabilmek için haşince kullanmıştı. ilk erkeği olacağımı ve bu duygu yoğuşmasıyla sadece onun olacağımı narin yaradılışımın buna yol açacağını dişisel dürtüleriyle anlamıştı birtanem. iki yıllık tutkulu birlikteliğimizde onunla cinsel açıdan hiç bir etkileşimde bulunmamaya özen göstermiştim. biliyordum ki eğer sevişirsem onunla, eğer alırsam masumiyetini, ondan asla ayrılamam. bu zorunlu birliktelik hayatımı karabasana çevirir. elimden geldiğince bu düstur etrafında sürdürdüm ilişkimizi.taki tüm dişiliğini kullanarak beni ona sahip olmaya itene kadar.
her zamanki gibi bana gelmişti yine, fakat her halinde bir başkalık vardı. heyacanın ve beklentinin verdiği o tatlı yanak kızarıklığı, korkunun getirdiği cilt sararmasıyla harmnanlanmıştı. bir kadını böyle görmek çok enteresan bir doğa olayıdır ve bende doğanın bu mükemmel oyununa sirayet ettim.
tecrübesizdi meleğim, soluk alış verişi bile sevişme hareketlerimizle senkron tutturamıyordu. ne yaptığının bilincinde olması bile bu tecrübesizliğini kapatımıyordu. kafasının o küçük kahverengi kafasının, vücudumun altında naif gidiş gelişleri bile bir eksiklik duygusunun, o lanetli dikkat bozuculuğunu engelleyemiyordu. bir müddet sonra heyacandan ve efordan çatallaşan sesiyle dünyanın duyabileceği en insani ve en enteresan soruyu sordu bana. bütün vücudu gövdemin altında titrerken meğper onun derdi bacaklarını nereye koyacağını bilememesiymiş.
'bacaklarımı nereye koyayım sevgilim ?' diye sordu bana.
o anda bir masumiyetin daha gideceğinin haberi düştü yüreğime. konuşamadım dakikalarca, sustum gözlerimi yumdum sarıldım kanatlarımın altındaki zavallı minik kuş yavrusuna.
tanım: tecrübesizliğin, öğrenilmiş hayatla çakışması sonucu ortaya çıkan enteresan durum.
