bir de bunların, dize kadar temizleyip, dizden yukarısını aman canım kim görecek mantığıyla almayıp;
üstüne dizde etek giyip, dolmuşta bacak bacak üstüne atıp oturanları vardır ki;
bunca yıllık erkeğim, bendekide kılmı? kız orman oluşturmuş vesselam denilip, kusmadan dolmuştan indirten tipleri de vardır.
kendileriyle aynı yatağa girme cesaretini gösterenlere gümüş madalya, ileri gidip sevişebilenlere ise altın madalya verilmelidir... bronz mu? o kılları görüp sadece konuşabilenlere verilmelidir...
benim madalyada gözüm yok arkadaşım ben gördüğüm gibi kaçarım diyenlerin de alınları öpülmelidir...
bu kılları ne kadar özgür bırakırsanız başınıza o kadar bela olur. örneğin kış boyunca özgürlüklerini yaşayan kıllar, yazın alınırken ağzınıza sıçar. acıdan ölürsünüz. en güzeli çıktıkça onları yok etmektir. böylece acı daha az olmakla birlikte pürüzsüz teninizin keyfini çıkartırsınız.