2 gün önce babaannemin hastaligi icin bilet kesip yanina gidecekti.once biletler kesildi bavulunu topladigimiz sirada vefat ettiğini arayip haber verdiler. Oldugu yere cokup kaldi .merhametlidir hani bi ücüncu sayfa haberine denk geldiginde bile kafa cevirirdi ama hic boyle hüngür hüngur ağlayabilecegine inanmazdim . Insan güc ve güvenirlik atfettigi bir kaliptan kırılgan bir hal görmeyi normalize edemiyor.
Dedemin cenazesiydi. Hem dedemin bana oldum olasi bir yabanci gibi olmasindan hem de hic bir zaman baskalarinin önünde kolay kolay aglayamadigimdan, o gün de aglamadim. Üzgünlük vardi tabi ama aglayacak kadar degil. Sonra babama gözüm takildi. Simdiye kadar hic agladigina sahit olmadigim babama. Ve o saaten sonra ben de hüngür hüngür aglamaya basladim. Herkes dedem icin agladigimi saniyordu. Oysa babami aglarken gördügüm icin mahvolmustum. Cok koyuyor babayi aglarken görmek, öyle böyle degil.
Bundan 1 bucuk yıl önceydi.
Kardeşim Bi burun estetiği (aynı zamanda geniz eti alınmıştı) operasyonu geçirmişti.
Ameliyat sonrası mor ve fazlaca şiş gözlerle çok kötü görünüyordu ( ki morluk ve şişlik beklenen birşeydir burun operasyonlarında). Babam kardeşimi öyle görünce ağlamasını gizlemek için çok çabalamıştı. Kardeşime değilde babama ağlamıştım bende. Can'ım babam benim ya.
(bkz: bu Adam benim babam)
Hayatta en çok üzüldüğüm şeylerin başında gelir bi erkeğin ağlaması, hele ki babanın ağlaması çok üzücü.
Geçen pazartesi kuzenimin şehit olduğunu söylerken ağlıyordu ama o an bende ağlıyordum.
arkadaşı intihar ettiğinde ağlamıştı.
yeğeni trafik kazasında öldüğünde ağlamıştı.
ilk torunu olduğunda ağlamıştı.
kalp ameliyatına giderken, göremem sizi belki deyip ağlamıştı.
hiç kendisi için ağladığını görmedik.
ve hepsinde annem göz yaşlarını sildi.
kıymetlimiz o bizim, pamuk şekeri kıvamında canım babam..
Bugün ilk defa evimiz bu kadar kalabalıktı. Bugün ilk defa evimde durmak istemedim. Bugün ilk defa tek başıma sokağa çıktım. ilk defa kırmızı duran adamlı ışıkta karşıdan karşıya geçtim. ilk defa elimi kolumu sallaya sallaya yollarda yürüyorum. Bugün ilk defa babamı ağlarken gördüm. Babam bana sarılıp ağlıyordu. Kocaman öpüyordu yanaklarımdan ama gözlerinden yüzüne süzülen yaşlarda yüzümü ıslatıyordu. Babamı ağlarken gördüğüm zaman babalarında ağladığını anladım. Tek ağlayan ben değildim. Peki babam neden ağlıyordu? Neden evdeki tanıdığım ve tanımadığım yüzlerden hep yaşlar süzülüyordu? Neden babam hüngür hüngür ağlıyordu? Neden yıpranmış, parçalanmış ve yorgundu?
bir defa gördüm adam bana sinirlendi neden yüzüne bakmışım diye.
işte bu ataerkil yapının otoriter baba figürüne etkisidir. la yarrak kafalıya bak sanki bana ağladı.
o ilkel bir tepkiydi bence.
ayrıca otorite figürü baba figürüyle özdeş olduğundan, babanın güçsüzlük belirtisi olan duygusallıktan uzak durması veya bunu gizli yaşaması gerekiyor.
aksi halde güç kaybı olup kendini ataerkil toplumda aciz hissedebilir.
Geçirdiği hastalıktan sonra kullandığı ilaçların sebeb olduğu durumdur. Ne zaman tv de bir şehit haberi görse (2 oğlu polistir) istisnasız ağlar. Bu tür duygu dalgalanmalarinda duygularını saklayamaz. Her zaman haber izler ve hep şehit haberi görür. Bu yüzden başka bir şehirde yaşıyorum.
Bunu da mı gôrecektim Dedirtir. insan gözlerine inanamaz. Dağ gibi adam olan babanız çocuk gibi hüngür hüngür ağlamaktadır. Üstelik siz çocukken her agladıgınızda erkek adam ağlar mı lan diyerek sizi susturan kişide kendisidir.
biraz zordur tabi. gizli gizli ağlarlar belli etmeden çünkü en güçlü odur ya... korkmayan koruyan en azından çocukluğumuzda öyle gelirdi bize..
aslında hala öyle şimdi de saklar ağladığını ama büyüdük ya işte o gözler ele veriyor hemen.. gözyaşları mutluluktan olsun hep.. duygulandım la.
nedense annenin ağlamasından daha ağrınıza gider, daha iç burkar, daha bir hüzünlendirir ve sonunda sizde eşlik edersiniz. onun yüreğinden gelen sizin yüzünüzü temizleyerek...
dedenizi kaybettiğinizde vuku bulmuş hadisedir. 6-7 yaşlarındaydım daha, ama hiç çıkmıyor aklımdan, bir daha da görmedim. 13 yaşında yatılı okul sonrasında üniversite derken yıllardır senede bir kaç gün görebilmiş sadece babasını-dedemi-, sonra bir gün bir telefon, apar topar cenazeye yetişme telaşı, ince ince ağlamıştı yolda. Aptal aptal bakmıştım tabi.
evlat daha hayatta yokken gözünden bir damla yaş aktığını anneden duymaktır. hiç ağlamayan bir babaysa karşısında çaresiz bakarsınız. sesinizi çıkaramazsınız. ancak alkollüyse denk gelirsiniz. o da bir kez ama içini parçalamaya yeter gözlerinin dolması bile.