dünyaya gelmeme sebep olan fakat hiçbir vefa borcumun olmadığı insan parçacığını ömrüm boyunca affedemeyecek, affetmeyecek olmanın acısı... yaptığı hataları telafi etmek yerine, üzerine hatalar eklemesi de cabası.
tek duam evlatlarıma baba diye seçtiğim adamın yaşadığım acıları onlara yaşatmaması.
Nefrette bir duygudur ya hani nefret dahi etmiyorum. Öyle boş öyle hissiz ve öyle kalabaliktayken kimsesiz. Ömrüm boyunca asla affetmeyecegim ve neden affetmedigimi asla unutmayacağım.
eğer 20 senede çok değerli yüzünü iki elin parmağını geçmeyecek kadar gösterme lütfunda bulunduysa doğru eylemdir. babamın ayağını öperdim ben de eğer aramalarımın %10una cevap verseydi ben çocukken. ben de ödeyemezdim hakkını üstümde bir hakkı olsaydı.he tabii modemi sakladı diye affedemiyorsanız yukarıda yazdıklarıma bir daha göz atın derim. 20 sene diyorum hani.*
yanında olup hatalar yapmış baba için geçerli değildir, çünkü babanın yanında olması bile yaşı kaç olursa olsun her çocuk için vazgeçilemeyecek bir güçtür. fakat baba yanınızda olmadıysa, o zaman işte başı sonu boşluktur. kelimesini duyduğunuzda içinize kocaman bir ateş düşer de ne ifade ettiğini anlayamazsınız.
yok olum öyle bişey. kimse bu mallığa düşsün, bu günaha girsin istemem. ben babamın ayağının altını öperim, altını. ona birşey olmasın diye hiç düşünmeden veririm canımı. bak kesin ve net söylüyorum; bir dakika düşünürsem dünyanın en adi orospu çocuğuyum. bu kadar nett. ana baba hakkı ödenir mi oğlum manyak mısınız lan ?
affedemiyorum baba, baba diyorum ama seni affedemiyorum. içine sıçtığın hayatım, mahvettiğin geleceğim. müptelası bıraktığın ilaçlarım. kaybedişlerim, yenilişlerim ve daha niceleri. seni tanımadan önce daha mutluydum be baba. hayatıma girdiğin o günün içine tükereyim. neyse ki artık alıştım, sadece tebessüm edip önüme bakıyorum. önüme bakmalarımda sadece gözlerimin ayakkabı ucunu görecek kadar açılıyor olmasından.
neyse baba, sen yine gönder bana mutlu aile pozları, ben yine söverim arkandan sana.
Babasız büyümenin zorluğundan filan bahsetmeye gerek yok, kimse çocuk değil burda.
Bazi babalar baba olamıyor bi türlü, benim babam gibi. Yanlış anlamayin ama, öyle içkici, kahvede oturan, evde dogru düzgün durmayan birisi değil. Sadece bana baba olamadı bu evde. 2-3 yıldır neredeyse doğru düzgün muabbetimiz yok, başarısız bi öğrenci sayılmam sbs de % 3lük dilimde yer almıştım, sosyal bilimlerde okuyorum. Lisede de derslerim o kadar kötü değil. Fakat onun mükemmeliyetçi yapısı, baba olmaktan çok öğrenci velisi olmaya olan uğraşısı kademeli olarak soğuttu birbirimizden. Sürekli olarak bi cezalandirma içgüdüsüyle bakiyo bana. Sadece bu döneminin ilk haftalarini hasta geçirdiğim için eksik kaldım bi kac derste, ilk sinavlarin kötü geldiğini öğrendi eokuldan filan. Zaten olmayan muhabbetimizi iyice bitirdi o hafta. Girdiğimiz bi kac tartismadan sonra, çalışmicaksan yerin yok bu evde s*ktir git., bi insan ogluna bakmaktan tiksinir mi'' gibi yargilarla resmen suratima tükürmüştü. Bir özre dahi gerek duymadan, donemi 2.likle bitirdigim de bile takdir etmeyen, suratıma bakmayan bir kişiliktir. Ayniyiz hala, ondan ne kadar soğudumun farkinda dahi değil.
Babasız büyümenin, diğer bütün kız çocuklarının, kucağına atlayıp sarılabilecekleri bir babaları varken insanın etrafta mal mal onları izlemesinin sonucu olan durumdur. uzuuuunn upuzun yıllar sonra anca öleceğini anladığı anda baba oldugunu hatırlayan bir adama kininizin dinmemesinin sonucudur. Babanızın var ama yok olması yüzünden yaşadıklarınızın kefaretidir.
Görüşülmeyen ve babalığını yapmamış şahsiyeti affedememektir. Etrafta çoğu insan babasıyla görüşmeyen birine tuhaf baksa da aslında bu gayet normal bir şeydir. Diyaloğa girmeye çalışırken monoloğa girmektense kişi kendini kurtarmıştır. Baba değil bu kişiler için o şahıs bir hiçtir. Etraftan ne kadar konuş görüş gibi tepkiler gelse de bu insana o affedemeyen insan kendini koruma altına almıştır aslında.