dünkü beşiktaş manu maçından bir vukaattır. ibrahim üzülmez bazen iyi müdahaleler yapar, bazen saçmalar. bu pozisyonlarda ulu dağcının aklına hep sözlükteki muhabbetler ve facebooktaki resimler gelmektedir.
+: yazar -: baba
+yine ibrahim üzülmez.
-eski maymunlardandır.
+???
hele ki baba hasta fenerbahçeli, oğul hasta galatasaraylı ise; izlenen maç galatasaray - fenerbahçe ise, üçlü koltukta iki kişi yayılınmış, ortada bir sehpa bulunmakta ve bu sehpada rakı*, beyaz peynir, çerez ve bira* bulunmakta ise tadından yenmeyen olaydır.**
babayla maç izlemek, babayla lunaparka gitmek, babayla şunu yapmak... entryleri tebessümle okuyorum sözlük. aramızdaki mesafenin rakamlarla anlatılmayacak kadar derin olduğunu, başka babalarla oğulların anılarından anlıyorum... öyle "baba-oğul biz sıkı dostuz" olayımız olmadı hiç bir zaman. babam çok sıcak kanlı bir insan; ama dışarıya karşı... bizim ilişkimiz ticari bir ilişki sanki sözlük. iş için bir araya geliyoruz, görevimizi -tam ya da yarım her neyse- yerine getiriyoruz eve gelince "iş kıyafetlerimizi" çıkarıyoruz ve kendi dünyamıza dalıyoruz...
babamla maça gittik şu 2006 yılındaki beşiktaş-fenerbahçe izmir'de oynanan kupa maçına. ben bağırıyorum tezahurat yapiyorum babam sessiz sakin maç izliyor. yalnızmışım gibi hissediyorum; ama stadta yalnız olunur mu? yanımdaki "amca" ile omuz omuza bağırıyoruz "kartal gol gol gol"... ve gol oluyor, gol sevincimi yanımda o gün orada rastgele bulunmakta olan bir "amca" ile paylaşıyorum... babama dönüp sevincimi paylaşmak için ön adım atmıyorum, onun zaten "zikinde" değil. aslında aynıyız ama bir o kadarda ayrıyız...
geçen cuma oynanan beşiktaş-gaziantepsor maçında telefonum çaldı, arayan: "dad"
-oğlum maç kaç kaç?
+0-0 devam ediyor
-tamam.
+tamam.
genelde benim küfür kafir ve sinir krizleri eşliğinde maçı izlerken babamın gayet sakin takibiyle gerçekleşen eylemdir. bir gol olunca yerinden kalkıyor adam. seviyorum babamla maç izlemeyi.
sıkıntı veren olaydır.bir gun mac izliyoruz dedemle* .gol oldu ve 1-2 dk sonra golu tekrar gosterdi televizyon haliyle.dedem de ayni golu bir daha yediler uslanmaz bu herifler diyerek olayı bağladı.ben de sesimi cikartmadim öyle eğlendik maç boyu.
hele babanızın futbolla pek arası yoksa aranızda şöyle bir diyalog geçebilcek olaydır.
--spoiler--
baba:oğlum ne maçı bu?
oğul:real madrid-villareal maçı
baba:ee türk takımı değil bunlar??
oğul: zöönk*
yaa nihat oynuyor ondan izliyorum.*
baba: he iyi o zaman bende izleyeyim.
bu sırada robinho 2 kişiyi ipe dizer.
baba:oo bu adam süpermiş ya bizim x takımı*alsa ya bunu.
oğul: -2. zönk- ya baba koca real madrid bu kaç paradır kim bilir?
baba: nolcak canım alırlar alırlar.
oğul: peki alırlar inşallah der tartışmaya gerek yoktur. zira babaya verilen bir kızgınlık maç zevkinden mahrum edebilir insanı.
--spoiler--
baba galatasaraylı kız fenerbahceli ise babalara gelmenın an meselesi oldugu durumdur.
alex alexxx alexxx galataray ın aglarını yokluyor
+ aha gol geliyor baba alex hadı oglum vur be vur artık
- şlapppppppp
+ napıyon baba yaaaaaa ühüüüüüüüüüü
_ ben ne yaptıgımı biliyor muyum
+ ühüüüüü !!???
şimdi, maç izleyen, takım destekleyen babalar arasında şöyle bir araştırma yaptım, iki tür baba var:
1. irfan kuşatmacugil tarzı baba: irfan kuşatmacugil kim bilmiyorum ama birazdan tarifini vereceğim babaya bu isim cuk oturuyor. aklı selim, fikri hür, vicdanı hür babadır. sürekli oturarak maç izleyen ingiliz taraftarlarından örnekler verir. "tottenham hotspurs taraftarı gibi ciddiye almalısın maç izlemeyi oğlum, tiyatro gibi izlenmeli maç, futbolun dışında ve ötesinde hiçbir şey beklemeden" der. sakinliği, dinginliği ile bilge bir adamı andırır. belki de bu dinginliği futbol hakkında tottenham hotspurs'tan başka bir şey bilmediği içindir.
2. piknik tüpü tarzı baba: hafif fanatik ama rakip takımı tebrik etmesini bilen, centilmen baba. "iyi olan kazansın" sözünü kendine şiar edinmiş bir kişidir. eğer stada gidecekse çekirdeğini, g.tünün altına koyacağı minderi eksik etmezler. küfüre karşı olup, en sevdiği tezahurat, x bir takım ismi olmak üzere, "en büyük x, başka büyük yok" tezahüratıysa, x nedir? (cevabı arka sayfada). çocuklarının, tuttuğu takıma gönül vermesini sağlar. zaman zaman fanatikliği tutabilir. bu yüzden bir söyledikleri, bir diğerini tutmaz.
üşendiğimden üstteki açıklamayı değiştirmiyorum. üçüncü tür şimdi aklıma geldi:
3. "1-0 olsun bizim olsun"cu baba: fanatiktir. çocuklarına, ezeli rakiplerini tutturur ki, kahvehanede hırsını alamadığı zamanlarda, seri dirsek, diz ve elinin tersi darbeleri ile çocuklarını sinir eder. çirkeflik, çamura yatma hususunda uzmandırlar. sübjektifliğin şahı değil şahbazıdırlar adeta. şampiyon olunca evde meşale yakanlarını görmüşlüğüm vardır. karısı ve 3 çocuğu ile melodik dram tarzında bir hayat yaşıyor şimdi.
benim pederovski (hehe, babaya peder diyerek ergenliğe ilk adımı attım) 2. tür babadır. ne zaman maç izlesek, beni esefle kınar.
+ hay ayağını s.keyim hakan, allah sana bacak vermiş, kafa vermiş, göz vermiş, koordinasyonu da sen sağla be adam.
- merhaba ben benjcev'in babasıyım. emekli öğretmenim. yapım gereği oğlumu sözlük içinde rencide edeceğim. bu sayede oğlum da utanılacak bir hikayesini anlattığı için, bu işten ekmeğini çıkaracak. izninizle:
oğluşum, bu şekilde konuşman, yıllarını kulubüne hizmete adamış bir fitbolcuya haksızlık değilse nedir? kral ünvanını almış, avrupa'da yeri gelmiş türkiye'yi en iyi şekilde temsil etmiş bir futbolcudan, en önemlisi bir aile babasına bu şekilde hakaret etmen hiç hoş değil.
10. dakika sonra:
- merhaba, tekrardan benjcev'in babası. izninizle: ayağını s.keyim hakaaaaan!!! hanım, kalp ilaçlarımı getir.
- merhaba, ben benjcev'in annesi. ben bu adamdan bıktım. adam kendini kalp hastası zannediyor sinirlendiğinde. ben de veriyor dayıyorum c vitaminini.