güzide ülkem insanlarının (hadi ezici bir çoğunluğunun diyeyim) pek normal karşılamadığı bir durumdur. bir kaç kadeh içmekle kafa çekmek arasındaki farkı anlatmaya gerek yok. babayla oturursun rakı da içersin, kola da, çay da. abartmadan tabi. olmadı ayran yapalım.
rakı içme faslı güzeldir, evde, deniz kenarında, piknikte her ortamda süperdir. tek sakıncası alkol oranı arttıkça babanın çenesi biraz düşer, olsun, ne de olsa gülü seven dikenine katlanır.*
babamın çok nadıren alkol kullanması sebebıyle yaşayamadıgım durum. o yuzden ben bu başlıgı anneyle karsılıklı rakı içmek olarak algılıyorum. ha ama ıkısı de hoştur. hele bır de ebeveynınız sarhoş olduysa daha da guzeldır. onun gizli dehlizlerine girmenize izin verebilir. guzel bir şanstır.
genelde şarapçı olan bu bünyenin yaşayamadığı durum. ha, hiç içmediği günlerde bir küçük içen bir babanın oğlu olduğum düşünülürse bu durumun ne kadar garip olduğu anlaşılabilir. peder efendi bunu şaka konusu bile etmiştir hatta, zira kendisi şarap içmez, içerse de beyaz içerken oğlunun kırmızı şaraba olan aşkını anlayamamaktadır. anan doğururken ağzına sıçmış senin ağzının tadı yok der bazı bazı... bazen de rakıyı içemediğimi iddia eder. içemiyor değilim peder efendi, şaraba aşık bir insan olarak içmemeyi tercih ediyorum sadece.
tek bir kere karşısına oturttu ve zorladı. orada da üzerine su koydurtmadım ve rakıyla suyu ayrı ayrı içtim. sinirlendi. daha da denemiyor.
bi kaç gün kadar yanımda bu haltı yediğini ballandıra ballandıra anlatan hödük yüzünden, kazık kadar adamın (babasını kaybetmiş arkadaşımın)özenerek hüngür hüngür ağlamasına neden olmuştur...