+ baba nasıl olmuş?
- oooooo tam gavata benzemişsin hayırlı olsun.
+ anlamadım?
- o yırtık kot ne pezevenk. Evladım bize cafcaflısından kumaş pantolon getir.
baba senle gelmedigi zaman bile seçeneklerini ksııtlar. takım elbise ihtiyacın vardır, seni tanıdık dükkana yönlendirir al ordan yazdır der, gidersin şehrin en rüküş mağazası en iğrenç modeller, alacan sike sike lazım.
alışverişi işkenceye çeviren babadır. benim babam en azından böyle. o yüzden pek çıkmamayı tercih ediyorum kendisiyle alışverişe. şöyle ki;
- alacağı malın en ucuzu nerede ise onu bulana kadar bin yeri dolaşıp piyasa araştırması yapılıp, ayaklara kara suları indirmesi.
-bir kıyafet beğenirken "iki saat beğenemediniz hadi çabuk olun" nidalarını her zaman savurması. böylelikle keyifle alışverişin içine edilmesi.
-illa tartışma çıkması çarşı ya da alışveriş mağazasının ortasında bağarış çağırışların yaşanması. sağa sola rezil olmamız.
-eskiden beş beden kıyafetlerin alınıp yıllar boyunca aynı kıyafetlere mahkum kalmak.
tek iyi yanı ise indirim yaptırtması. gerçi biz de onu yapıyoruz ama neyse...
sadece alışveriş özürlü olsa bi nebze idare edebilirdim onu. ama yüksek dozaj agresiflik de barındırıyor içinde.
buzdolabı araştırmaya çıktık beraber. girdik bi bayiiye. bakındık üç-beş modele. fiyatını sordu babam. "şu kadar onun fiyatı efendim."
"amma pahalıymış bu be, etmez bu kadar. kazıkçı herifler." satış elemanını muhatap almıyor tabi bunları söylerken. sesli düşünme tribi.
bir sonraki noktadayız. bu sefer agresivite yükseliyor.
"adi herifler, namussuzlar, bu fiyata buzdolabı mı olur lan? ne yapmaya çalışıyosunuz? araba mı alıyoruz ulan?" salyalar fışkırıyor ağzından. nasıl bir gerilim bu allahım..
babamın kolundan çekiştirerek "baba hadi gidelim, sakin ol nolur." diyorum.
Tek kelimeyle işkencedir.Hele alışveriş yapmaktan nefret eden bir baba ise sıkıcı bir durumdur.Genellikle mağazadan erken çıkmak için yakışmış mı sorusunda hiç tereddütsüz süper evladım cevabını verir.
(bkz: Baş'a gelen çekilir)
- nasıl baba?
- ne nasıl?
- eteğim nasıl?
- etek mi o? devamı nerde o nun? ben o nu kazağın sandım.
- ya baba moda şimdi bunlar. alalım nolurr???
- ben yaparım sana onun aynısından.
**********
- üstündeki ne lan?
- gömlek!!
- pembe mi o?
- evet. toz pembe yakışmış di mi?
- he acayip, gay misin lan sen ipne?
level 2...
*************
- baba montum nasıl?
- bakayım! o mu? mont değil ki o. mo!
- eheheheh espri de yaparmış...
- yoo espri yapmadım. kalçalarını kapatsın kızım, üşürsün sen onla. hem büyüğünü al seneye de giyersin...
level 3...
değişmiyor işte bazı şeyler yıllar sonra da. evet.
- baba gömleğim nasıl?
+ bu ne lan hippi misin sen?
- ne alakası var ya. dar kesim bu gayet güzel.
+ oğlum kaç yaşına geldin iş hayatındasın hala dar kesimden bahsediyosun. götü başı yırtık pantolon da giy bari.
görüldüğü gibi kendisi benim aldığım kıyafetleri pek beğenmediği için alışverişe beraber gideriz sağolsun. pazarlıkçı ve hafif fırlama olması çekilmez hale getirebiliyor bazen.
+ nasıl beğendin mi?
- baba bu dedemin evde giydiği gibi bir gömlek yav.
+ siktir lan sen ne anlarsın.
diyalogları geçtikten sonra onun istediği şeyler alınır ve tezgahtarla muhabbetleri başlar. önce emekliyimden girer. kesmediyse uzun uzun kafalama girişimleri. yine olmadıysa raconu keser poşetleri bırakır çıkarız. eğer çok beğendiyse çıkmak yok tabi.
bir keresinde söylediği parayı bıraktı çıktı. elimde poşetle kaldım. adam 20 lira daha istiyor. verdim adama 20 lirasını. gittim pederin yanına.
+ allah bilir 20 lira vermişsindir ona. sen salaksındır.
- yok be baba. kimin oğluyum ben.
doğruyu söyleme ihtimalim yoktu. duygularımla oynayıp beni bitirmesi ise bana bir mont beğenmesiyle yaşanmıştı. tezgahtarla sıkı sıkıya pazarlık başladı.
+ tamam hadi şu fiyat olur.
- yok abi imkan yok.
+ oğlum bu çocuk gariban. aldım getirdim alışverişe. ben okutuyorum onu. çocuğun montu yok adam gibi. yap bi güzellik.
şaka mı? babam istediği fiyata aldı. ama ben? ben n'olucam anasını satim. yavru kedi gibi kaldım oracıkta. hani haberim olsa neyse. doğaçlama takılıyor kendisi.
annemle pazara gitmeye razıyım. ama babamla alışverişe gitmek istemiyorum ya.