yıllar öncesinde 3 yıl boyunca görüşmediğim babama yapmış olduğum harekettir, daha 11 yaşındaydım bunu yaparken.
ben bunu yaptıktan sonra ağlamıştı. şimdi düşünüyorum da koyan birşeymiş gerçekten.
istersen deme, uzunca bir parpulamaya maruz kalırsın.
geçen gün nasıl gördüyse kazağımızı omuzlarımıza attığımızı görmüştür.
"ne o serseriler gibi kazak omuzda falan"
kendisine siz diye hitap edilen babanın evin salonunda kendisine özgü bir tekli koltuğu vardır. kim bilir belki de çocukları tarafından "içine göçesice" diye tanımlanabilecek bir koltuk.
anında kafaya şaplak yemek için yeterli sebebtir. durum şöyledir;
- siz bana karışamazsınız.
- sittir lan eşşoleşşek hala cebine harçlığını ben koyuyorum.
- sizden bişey istemiyorum artık haclıkta vermeyin. sizin himayeniz de yaşamaktan bıktım.
- lan bak benle sizli bizli konuşma ananı..ee ana mı ? ***
ben hayran kalıyorum boyle konusmaya kitapta, filmde ya da gunluk hayatta karsıma cıktıgında. hatta hayran kalmakla kalmıyorum, bir de babamın uzerinde deniyorum, cok komik cok eglenceli oluyor bir kac gun. babamda seviyor ustelik. tabi anlıyor hemen soruyor ne izledin ne okudun diye, ama hic bozuntuya vermiyor, istirak ediyor oyunuma.
- hayırlı aksamlar efendim. beybabacıgım nasılsınız bu aksam, iyisiniz insallah.
- iyiyim benim canım kızım, sen nasılsın bakalım.
- cok sukur ben de iyiyim. beybabacıgım, icer misiniz soyle guzel bir turk kahvesi?
- hadi yap bakalım kendi ellerinle. soyle bir kız kahvesi iceyim bakayım.
bu konusma bicime ozentilik, gorguzusuzluk degilde bir kac gunluk bir oyun gozuyle baktıgınızda oldukca eglenceli oluyor. babisko gidiyor, yerine beybabacıgım geliyor. gunaydın gidiyor, sabah serifleriniz hayırlı olsun geliyor. cok komik. cok. deneyin.