kendisine siz diye hitap edilen babanın evin salonunda kendisine özgü bir tekli koltuğu vardır. kim bilir belki de çocukları tarafından "içine göçesice" diye tanımlanabilecek bir koltuk.
istersen deme, uzunca bir parpulamaya maruz kalırsın.
geçen gün nasıl gördüyse kazağımızı omuzlarımıza attığımızı görmüştür.
"ne o serseriler gibi kazak omuzda falan"
yıllar öncesinde 3 yıl boyunca görüşmediğim babama yapmış olduğum harekettir, daha 11 yaşındaydım bunu yaparken.
ben bunu yaptıktan sonra ağlamıştı. şimdi düşünüyorum da koyan birşeymiş gerçekten.