babaserttir. her daim ciddidir ve kalkıktır hep bir kaşı.
hayat zorlar onu, sınar çoğu kez.
o dayanmalıdır bunlara, babadır çünkü o, evin direği, evlatlarının yegane sığınağı...
çocuk çoçuktur işte, neşedir, sevinçtir. tasasız, umarsız.
severler birbirlerini, hem de çok!
ama gösteremezler sevgilerini, ayıptır ya babaya seni seviyorum demek. o anca dizilerde olur...
ama söylenmelidir babaya seni seviyorum diye, geç kalınmamalıdır bunun için.
ve sonra gidip kocaman öpmelidir o şirin, koca devi.
onsuz olmaz çünkü, yaşanır yaşanmasına hayat ama bir yarın hep eksik kalır.
eğer ölüp gittiyse 11 sene kadar önce; eğer ölmeden önce de ne o sana, ne de sen ona hiç söylemediysen, az yada çok gösterilmemmiş bir sevgi varsa ortada... bu bir kayıptır...
sessizce binlerce, milyonlarca kez söyleyebiliriz ama babanın karşısına geçip yüzüne karşı sesli söylemeye gelince, dilimizden o sözcükler çıkamaz bir türlü nedense.
cümlem bitmeden gözleri dolar sonra ise güler. mutlu olur, cidden olur 10 km uzaktan bile hissederim bunu. sonra ya aferin ya da 'bende seni seviyorum' der. onun cümlesi biterken benim gözlerimi sel basmıştır çoktan. ikimizde 1-2 dakikalık ağlama seansına gireriz.
bir gün bunu asla söyleyemeyecek duruma geleceğimi biliyorum. bu yüzden bunu elimden geldiğince çok yapıyorum.
Çoğ güzel cümle ama ben bunu babama söylesem he taaam taaam sağol der kesin zaten söyleyememde, Çünkü ikimizde duygularını hissetirme konusundan öküzüz.
Ama olsundu ben burdan söyleyeyim seni seviyorum benim ponçik babam. Ponçik ne lan koca adama töbe ya. *
kızım 17 aylık olduğu için henüz sadece "sefom" diyebiliyor. ama şimdiden gözlerim sulanıyor burnum içten içe yanıyor, boğazımdan aşağı bir yumru yuvarlanıyor. büyüyünce ne yaparım bilmem.