tuhaftır. yıllardır babalar gününde ufak tefek hediyeler almış olmana rağmen babaya hediye vermek, gördüğündeki bakışları, paketi açısı, teşekkür edişi , öpüşü hep yapmacık ve alem gelmiştir.
ya da ben sevmiyorum öyle ağdalı anları, çekinip utanıyorum belki de kimbilir.
o anları ileri sarmak ne güzel olurdu.
hediyenin değeri parasıyla değil maneviyatıyla ölçülür. cebinizde nekadar paranız olursa olsun, isterseniz dünyaları verin ona, onun hayllerini gerçekleştiremediğinizde bir anlamı olmaz. bir babaya verilebilecek en güzel hediye, zamanında gerçekleştiremediği ve sizin üzerinizden gerçekleştirmeye çalıştığı hayallerinin sonucunu vermektir.
"fakültemiz öğrencilerinden, x kızı estel dört yıl, sekiz yarıyıllık lisans programını başarıyla tamamlamış ve bu diplomayı almaya hak kazanmıştır."
2 hafta sırf babamın doğum gününe yetişsin diye elimden gelen herşeyi yaptım hatta bilgi işlemde evrakları ben götürdüm, işten izin aldım diplomamla uğraştım. akşam eve gelip hediyeyi verdiğimde ilk defa onu böyle gördüm, gözleri hafif ıslandı. ve onunda hayalleri gerçek oldu. *
saat almak istiyorum adamın "saatin adisini takacan arkadaş" diye bi ilkesi var. bi saat alsam sanki başka şeyler de hediye edecek gibiyim ama şimdilik saatten başka birşey aklıma gelmiyor.