Bir çocuk ya da genç için babasız kaldığı gün, büyümek zorunda olduğu gündür.
Hem de lönk diye! Şakkadanak!
Bir günde!
Yaşı kaç olursa olsun, ister 5, ister 15...
bir çok yönden yarım kalırsın, arkadaş çevreni eve getiremezsin, arkadaşlarında kalamazsın, annen sana şablonik baba rolü yükler, bütün yetkiler annededir sana söz düşmez, çocuk olma şansın yoktur, hayalini gerçekleştirme şansın da yoktur, fabrika işçisi olmaya mahkum hayatlar ve yitirilen gençlik.
özlemdir. sonsuz özlemdir. Evlatlarının düğününü, askerliklerini, dahası kendi torunlarını göremeyecek olması, her mutluluğunuza gizli bir hüzün ekler. az önce haber aldım, babamın mezarı göçmüş ortadan hafif, üstüne yağan karları kaldıramamış canım babam. 5 ay oldu tam. kabulleniş evresi bitti, özlem vuruyor şimdi. unutmak yok, alışmak var. oyuyorlar içimi ama yapacak bir şey yok. o rahat uyusun yeter, göremediklerini, yapamadıklarını biz yapacağız bundan sonra. ruhu huzur bulsun yeter ki...
Varlıkta yokluk çekmektir. Başkalarının babalarına özenmektir. ilerde iyi bir baba hayalini kurmanıza neden olur. Arkanızda bir babanızın olmadığını bilerek hayat yolunuzu çizmenize neden olur bu yolu çizmek geçmek babası olan insanlara göre bir hayli zordur.
bir kadın için:
küçük yaşta babasız kaldıysa abisi ya da herhangi kendinden büyük bir erkek figürü yoksa hayatında; büyüdüğü zaman gerçekten sevilebileceğine inanamıyor olmaktır.
Hayatından onca insan gelip geçse de hatta bazıları yanında bile olsa ona dair hatıraların o kadar baskındır ki herkesi gölge de bırakır. onun kokusunu bile yıllar geçse de unutmamışsındır konuşması dokunuşu yüzünün hiçbir hattı. hayalinde defalarca sarılırsın kime gerçekte sarılsan öyle his vermez artık. dayanamadığın vakitlerde rüyanda gelip seni teselli eder ölse bile babadır çünkü başkasına bırakmaz teselli vermeyi yine sana yük oldum baba diye düşünürsün.
boşlukta sürekli süzülmek gibi bişey, savruluyo gibi ordan oraya. denizler ortasında susuz kalmak gibi. sonsuzluğa düşmek gibi, yere bi türlü çakılamamak, hayatın boyunca düşüyo olmak gibi. boğazında hep bi yumru, her mutluluk, her sevinç yarım gibi. çizgifilmlerde tepende bi bulut olur da tek sana yağar ya yağmur, onun gibi. her baba kız kavuşması gördüğünde kızgın demirle tenine değiyolar gibi. hiç tanıma şansı bulamadığınız birini rüyanızda görmek için neler vermek gibi.
s.k gibi ortada kalmaktir. sozlukte orda burda babasini ovenler gozunuze gozunuze batar. mk cocuklari. ayni sehirdeyiz , kac aydir gorusmuyoruz adam uc hafta sonrasina randevu veriyor resmen evladina ve o gun gelince de havalar isinsin diyerek ekiyor . lan bu babasizlik degilde ne.
allahıma çok şükür böyle bir şeyi yaşamamış olmama rağmen gece gece içimi cız ettiren durumdur.
düşünsene lan, sana hayatı öğreten adam, düştükten sonra kalkmayı, saygıyı, sevgiyi öğreten adam bir gün yok olmuş geri kalan her şeyin çözümünü sana bırakmış. hayat isimli oyunda her seviyeyi şimdiye kadar takır takır geçen adam oyunu öğrenip öğrenmediğini umursamadan vermiş kolu tecrübesiz oğluna. oyun da öyle bir oyun ki amına koyayım, son save ettiğin yerden geriye gidiyorsun her kaybettiğinde. "o şimdi burada olsa hemencecik geçerdi" diyorsun, sol tarafına bakıyorsun ama kimse yok... umutsuzluk...
babalıyken, babasızlık hissi en zor olan...
baba hayattayken, bir kere bile ''kızım, yavrum, evladım'' vs. dememişse,
baba hayattayken, bir kere bile babanızın koluna girip çarşıya-pazara gitmemişseniz,
baba hayattayken bir kere bile şöyle karşılıklı baba-kız sohbet etmemişseniz,
baba hayattayken, bir kere bile baba-kız olamamışsanız,
babalıyken, babasızlık hissi en zor olan...
11 sene önce öldü babam, amk devleti anneme bi maaş bile baglamadi lan, sikeyim böyle adaleti yokluk içinde kivrandik durduk. Lanet olsun böyle dünyaya...